Âşkın tradutor Português
28 parallel translation
İnanıyorum Âşkın getireceklerine hazırım
Oh, sei que estou pronta Para o que o amor me trouxer
İnanıyorum Âşkın getireceklerine hazırım
Que não posso esconder Oh, acredito que estou pronta
Haley, sen ve Nathan'ın büyük bir âşk yaşadığınızın farkındayım ve benim de lisede böyle bir âşk yaşadığımı biliyorsun ama kimi zaman âşk solar ve bunu tüm kalbimle istiyorum ki, dilerim senin âşkın solmaz.
Haley, sei que tu e o Nathan estão apaixonados... e sabes que eu também me apaixonei no liceu. Mas, às vezes, o amor esmorece... e espero de todo o coração que isso não aconteça contigo.
Casanova ile sayısız saatimi âşkın çeşitleri üzerine ve meleklerle nasıl tek bir vücut olunabilir diye tartışarak geçirdim.
Passei horas incontáveis sozinho com o Casanova, a reflectir os caminhos do amor e como ele nos pode transformar em anjos.
Âşkını ve farkındalığını diğerleriyle paylaşabilirsin hatta diğer herkesten daha fazla.
Não há nada de errado em ser cego. Pois podes partilhar o teu amor e consciência com os outros Talvez ainda mais do que os outros.
Lakin, âşkını sana gösterirken seni kaybetmiş.
Mas nesta prespetiva, Monad perdeu-te.
Hem âşkını hem de amacını kaybettin, neden yaşamaya devam ediyorsun?
Perdeste a tua missão e quem mais amavas então porquê continuar a viver?
Bir zamanlar âşkın olduğu anılara gömülür
Na memória do que, uma vez, foi o amor
Hadi, anneciğim, oyuncak ayımın âşkına.
Vamos, mami, meu ursinho do amor.
Onun tasavvur ettiği, efsanevi bir âşkın sembolüne.
O símbolo de um amor mítico, pensava ela.
- O zaman âşkının peşinde ol.
Vai em frente, pá, atira-te de cabeça.
Bizi tehlikeye atan şey, Tom'a olan âşkın.
É o teu amor pelo o Tom que nos coloca em perigo.
Brandon, klasik müzik senin gerçek âşkın gibi bir şey.
A música clássica é a tua paixão.
Kızgınlığın öfkenin rengi ama ayrıca kalbin de rengi âşkın, umudun.
A cor da ira, da raiva, mas também a cor do coração, do amor, da esperança.
Tanrı âşkına be kadın. Silah mı o?
Isso é uma arma?
Ona olan âşkı hayatının en sağlıklı şeyiydi.
O seu amor por ela era a coisa mais saudavel da sua vida.
Ama izniniz olursa süsleyip püslemeden anlatayım âşkımın hikayesini :
Mas à vossa paciência um relato sóbrio e desadorno narrarei de todo o meu amor :
Alçak adam, kanıtla âşkımın fahişe olduğunu!
vilão, garante que provarás que meu amor é uma meretriz!
Ey âşk, bırak tacını ve tahtını zorba nefrete.
Cede, amor, tua coroa e cordial trono ao tirânico ódio.
Sen benim âşkımsın.
És o meu amado.
Biliyorsun, hoca hanımın küçük âşk mektubu, buralara ulaştı özellikle de "Beni dilediğin zaman ara." kısmı.
Sabes do que falo, o recadinho amoroso que nos mostraste. Aquele que dizia, "Liga-me... " se precisares. "
7 yaşındasın. 7 yaşında insan âşk hakkında ne bilebilir ki?
Tens 7 anos. O que sabes do amor aos 7?
Babanın âşkı?
O amor do teu papai?
Hayatımın âşkı sensin sersem.
tolo.
Beni tanırsın, ben pek tek bir gerçek âşk seven kız değilim.
Tu conheces-me, não sou rapariga de um amor verdadeiro.
- "Hayatımın âşkı sensin, sensiz ben ölürüm" saçmalığı.
- Esta cena de "Tu és a única, eu morro sem ti" é uma treta.
Neville 70'li yıllardaki âşk yuvalarını kimsenin bilmediğini söyledi.
O Neville disse que ninguém sabia do ninho de amor secreto deles dos anos 70.
İzin ver ki yaşasın âşk dolu buselerimiz, Dudaklarımızda ve başlasın anlatmaya,
"Depois deixa beijos apaixonados residir " nos nossos lábios, começar a contar