Çünkü tradutor Português
182,676 parallel translation
Çünkü, bu işe girişmek istiyorsun. Bizim de fona ihtiyacımız var. Yatırımcıların para vermeyeceğini de düşünürsek, Monica'nın yeni şirketi dahil.
É bom que tenhas vindo, queres entrar e precisamos de capital, ninguém quer nada connosco nem a empresa da Monica.
Çünkü biliyorsunuz ki, Periscope'u gelecek vaadetmeyen bir şirkete girmek için bıraktım.
Despedi-me para trabalhar para uma empresa sem futuro.
- Ne? Sizin de gördüğünüz gibi verileriniz çok daha güvenli olacak. çünkü birden fazla cihazda depolanacaklar.
Os seus dados vão ficar ainda mais seguros porque estão em vários dispositivos e as taxas são competitivas.
Evet çünkü ben restoranda bıraktığın kartı almaya gitmiştim.
Sim, fui ao restaurante buscar o teu cartão!
Bak, bu kolay olmayacak, çünkü büyük ihtimalle o sana aşık.
Não será fácil, ela deve estar apaixonada por ti.
Laurie, dışarıda bekliyor çünkü, ben öyle söyledim.
Bem, Laurie, está à espera como eu disse para fazer.
Çünkü artık utanç verici şeyler sakladığını biliyorum.
- Agora sei que tens algo a esconder.
Çünkü hiçbir zaman orada ne olduğunu bilemeyeceksin. Bu da seni karanlık bir yola sürükleyecek ve içten içe tükeneceksin.
Nunca saberás o que lá estava e isso vai levar-te por um caminho escuro e atormentar-te...
Sikik Gavin Belson burada değil çünkü kıçına tekmeyi vurdum.
- A porra do Belson não está, porque o despedi.
Birisi benim BarışBedeli ekran koruyucumu değiştirmiş. Takımımdan biri olmadığına eminim. Çünkü hepsi bana saygı duyar.
Alguém alterou o meu protetor de ecrã do PeaceFare, e sei que não foi ninguém da minha equipa, pois todos me respeitam muito.
Çünkü, eğer farketmediyseniz, tüm bu siktiğimin şeylerini sabah 9'a kadar Stanford'da kuramazsak siki tuttuk demektir.
Porque se não repararam, se isto não estiver em Stanford e a funcionar às 9h, estamos lixados.
Bunu oluşturmak için o kadar zaman harcadık, şimdi hepsi yıkılıyor çünkü ikiniz de yoksunuz.
Tanto tempo a construir e agora desmorona tudo porque vocês não o fazem?
Çünkü MK bile sizden çok daha değerliydi.
porque até a M.K. tinha mais valor do que a Alison.
Çünkü gözlerin fal taşı gibi olmuş.
Porque os teus olhos estão a brilhar.
- Çünkü mutluyuz?
Porque somos felizes?
- Evet, benim için oturuyorsun çünkü S bizi burada bıraktı. Ve bunun sana ızdırap çektirdiğini biliyorum ama o halde, yaratıcı bir şeyler yapalım.
- Sim, vais posar para mim, a S. pôs-nos de castigo e sei que isso é terrível para ti, por isso, vamos fazer qualquer coisa construtiva.
Çünkü bebeğim, hiçbir dağ o kadar yüksek değil.
Porque, querida Não há montanha alta o suficiente
Hayır çünkü işin ehlinden öğrendim!
Não. Porque aprendi com a melhor.
Aslında komik, çünkü... Annene bir keresinde ödeme yapmıştım.
É engraçado porque... paguei para estar com a tua mãe uma vez.
- Evet, çünkü işe yarıyor.
- Pois, porque funciona.
Ya da Eylül başında geldiğimde konuşuruz. Çünkü Lisa ile New York'a temelli geri taşınıyoruz.
Ou podemos falar no início de setembro, em Nova Iorque, porque eu e a Lisa nos vamos mudar para lá.
Çünkü başkalarıyla evlisiniz ve birbirinizle yatıyorsunuz.
Porque são casados com outras pessoas e dormem juntos?
Ben biliyorum çünkü ben yetişkinler için yazıyorum.
Eu sei, pois escrevo ficção para adultos.
Biz şanslıydık çünkü üniversite arkadaşlarımızı aileden biri gibi gördük.
Pois, nós temos sorte. Os nossos amigos da faculdade são família.
Öğrenciler şikâyet etmişti çünkü kahkaha sesinden çalışamıyorlardı.
Houve queixas de alunos, porque era impossível estudar com o riso.
Çünkü...
Porque...
Çünkü gizli bilgiydi baba, bilmemen gerekiyordu.
Era informação confidencial, pai, não precisavas saber.
Çünkü suça dair fiziksel kanıt yok.
- Não há provas físicas do crime.
Kuzenlerin konuştuğu gibi konuşuyorduk çünkü ne olursa olsun daima kuzeniz.
Conversamos como os primos conversam, porque somos primos para sempre, aconteça o que acontecer.
Harika çünkü ona bilmesi gereken her şeyi öğrettin.
Ele é óptimo porque lhe ensinaste tudo que ele precisa saber.
Acele edelim çünkü DAB cömertçe davranıp takım geliştirme alıştırmalarının saatini değiştirmiş.
Certo, despachem-se, porque o BAU, generosamente, remarcou os exercícios de formação de equipa.
- Çünkü hayatıma değer veriyorum.
Só porque valorizo a minha vida.
Büyük babam kraliyet ailesinin favori kılıç zannatçisiydi çünkü onların ne olduklarını biliyordu uh, onların çok
O meu avô era o ferreiro preferido da família real, porque ele sabia que eram demasiado...
Beyonce yapar, Çünkü o patron. Mm-mm.
A Beyoncé faz isso, por isso é que é a maior.
Tercih Heather'ın çünkü bebeği taşıyacak olan o ve bu durum onun hayatını seninkinden çok daha fazla etkileyecek.
A escolha é dela porque vai ter de carregar o bebé e isso vai afetar mais a vida dela do que a tua.
Mezunlar balosu fotoğrafına dokunmadım çünkü saçım süperdi.
Não na do baile de homecoming. Tinha o cabelo espetacular.
Pekâlâ, buluşmak istedik çünkü küçük bir haberimiz var.
Pronto. Nós queríamos reunir-nos porque temos algumas notícias.
Çünkü değil.
Porque não está.
Seni kınadığımı düşünüyorsan özür dilerim çünkü kınamıyorum.
E peço desculpa se pensas que te estou a julgar, porque não estou.
Çünkü kertenkele küçücük ve dünya kocaman.
Acho que é por o lagarto ser tão pequeno e o mundo ser tão grande.
Çünkü Colt'la takılmaya başladığımızdan beri yaşımla ya da zekâmla ilgili gıcık yorumlar yapıyorsun.
Desde que eu e o Colt começámos a andar, só fazes comentários maldosos sobre a minha idade ou inteligência.
Çünkü bana hakaret ettiğini söyledim ama sen daha çok onun ruh hâliyle ilgileniyorsun.
Porque acabei de te dizer que ela me insultou e pareces mais preocupado com ela.
Çünkü ödüm kopuyor.
Porque eu estou a passar-me.
Ama patates püresi istemezdin, ben de iki porsiyon söylerdim çünkü yemek geldiğinde hep benimkinin yarısını yerdin.
Mas não querias o puré de batata, por isso, eu pedia a dobrar, porque quando vinha a comida, comias sempre metade do meu.
Umarım arkadaşı da ırkçıdır çünkü herifi çok pis dövdüm.
Espero que o amigo fosse racista porque dei-lhe uma tareia feia.
Çünkü arkadaşınız.
Porque somos teus amigos.
Havaalanından geliyorum, dürbününü getireyim, dedim çünkü üçüncü oğlun gibi olduğunu biliyorum.
Venho agora do aeroporto e pensei vir trazer-te os binóculos porque sei que são como um terceiro filho para ti.
İyi olur çünkü cüzdanım eski sevgilimin arabasında kaldı.
Ótimo, porque a minha carteira ficou no carro da minha ex.
Çünkü yetişkinlerin okullarda takılıp silahlardan bahsetmesi
Quando há adultos nas escolas a falar de armas...
Çünkü olmazsa, tamamen biterim. Çalışacak, söz veriyorum.
Vai, vai funcionar, prometo.
- Çünkü ona soru sordun,
O quê?
çünkü seni seviyorum 120
çünkü istemiyorum 17
çünkü ben 120
çünkü öyle 26
çünkü sen 53
çünkü o 125
çünkü ne 18
çünkü onu seviyorum 26
çünkü bu 61
çünkü biz 19
çünkü istemiyorum 17
çünkü ben 120
çünkü öyle 26
çünkü sen 53
çünkü o 125
çünkü ne 18
çünkü onu seviyorum 26
çünkü bu 61
çünkü biz 19