Ölecekler tradutor Português
442 parallel translation
Öyle berbat ki, gülmekten ölecekler.
Vai pô-Ios em alvoroço, é tão triste quanto isso.
Bir de mültecileri düşün. Eğer onlara yardım etmezsem, burada ölecekler.
Pense em todos esses pobres refugiados a apodrecer aqui se não os ajudasse.
Ya başaracak ya ölecekler. "
Têm de fazer ou morrer. "
Sabah yangın birimi gelmeden ölecekler.
Serão fuzilados pelo pelotão amanhã.
Eğer başaramazsak insanlarımız Hakan'ın topukları altında ölecekler.
Se falharmos, o povo morrerá sob os pés de Khan.
Eğer onlara kalıp savaşın dersem ölecekler!
Se eu ordenar que eles fiquem, eles serão mortos!
Eşleşme uçuşuna çıktılar. Erkekler mühim değil. Çabucak ölecekler, ama kraliçeler...
Os machos não nos preocupam porque logo morrem, mas as rainhas...
Ölecekler.
Vao morrer.
Sen, hastane ve okul olmadan da ölecekler.
Eles passarão muito bem sem você no hospital e na escola.
Burada bırakılıp, terk edilecek, tutsak mı alınacaklar, ölecekler mi?
Eles ficarão aqui, abandonados, para serem feitos prisioneiros ou morrer?
Ya onlarla gidecekler ya da ölecekler.
Vão ter de partir com eles ou serão mortas.
Ölecekler ama, değil mi?
Eles vão morrer.
Onlar, Sezar yasası gereğince ölecekler.
A sua morte será o cumprimento da lei de César.
Er ya da geç ölecekler. Madem birgün ölecekler neden endişe duyuyorsunuz doktor?
A gente vai morrer de qualquer forma aumentar a vida para quê?
Bırakın beni geçeyim, zavallılar zatürree olup ölecekler!
Deixem-me passar, as crianças podem morrer ou apanhar uma pneumonia.
- Ya ölecekler, ya kazanacaklar.
- Porque eles morrem ou vencem.
Eğer yeni düzene sadakatte bir an bile tereddüt ederlerse... senin avam takımın da o köleler gibi ölecekler.
Tal como morreram os escravos, assim morrerá a população... se por um instante vacilar em lealdade para com a nova ordem.
Ölü olanlar ve ölecekler.
As que já morreram e as que vão morrer.
Bu gece onlar da babalarıyla birlikte ölecekler.
Morreräo com o pai esta noite.
Yine de ölecekler.
Morreriam na mesma.
Öleceklerse, evlerinde ölecekler.
Se tiverem que morrer, será nas suas quintas.
- Ölecekler.
- Vão morrer.
Ölecekler.
Eles vão morrer.
Kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecekler.
Pois todo o que tomar da espada pela espada morrerá.
- Neredeyse ölecekler.
- Assim vão morrer.
Ölecekler... müfreze olarak, bölük olarak. Aynı fikirdeyim, efendim.
Morrem aos pelotões, às companhias.
"Yaşamlarımızın yazına kış getirenler binlerce çığlığın ölümünde ölecekler."
"O que trouxer o inverno no verão de nossas vidas... morrerá a morte de mil gritos."
Karınları delinip tedavi edilmezlerse bit yavruları gibi ölecekler.
Estarão todos mortos como lendeas se não expelirem para se curarem.
Hepsi ölecekler.
Eles têm que morrer todos.
Korkarım koyunlarımız ve keçilerimize olduğu gibi, onlar da ölecekler.
Temos que irão morrer, tal como as nossas ovelhas e cabras morreram.
- Hemen ölecekler mi?
- Serão mortos instantaneamente?
Daha çok ölecekler ama biz zaten daha çok ile başlayacağız.
Muitos morrem mas também levamos mais.
Yorgunluktan ölecekler!
Estão encharcados em suor!
Bu insanlar oksijensizlikten ölecekler.
Aquelas pessoas morrerão com falta de oxigénio.
O zaman, emri uygulayın. Hâlâ yaşayanlar kalırsa onlar da, ölecekler demektir.
Então cumpra as ordens, e se eles existirem... estão condenados.
Eğer şimdi savaşırlarsa, ölecekler. Bunu biliyorlar.
Se se sublevarem agora e lutarem, morrerão e sabem disso.
Onları basınç odalarından çıkarırsak ölecekler.
Se os tiramos das câmaras de descompressão... eles vão morrer.
Anlaşıldı. O keş ve orospusu ölecekler!
E ouve bem, o pulha e a garina dele vão morrer!
- Ölecekler.
- Eles vão morrer.
Onlara hava deliği açmazsak ölecekler!
Se não lhes abrirmos um buraco, eles morrem! Diga isso a os agentes!
Siz onları çıkartamadan ölecekler.
Estarão mortos antes das negociações darem fruto.
Hey ahbap, acele etmezsen o insanlar ölecekler.
Meu, se não te apressares essas pessoas vão morrer.
Ölecekler.
Serão mortos.
Aa evet sonra da gülmekten ölecekler.
Sim, mas a correr rapidamente e com um grande picareta.
Hayvanlar gibi ölecekler.
Com isto, vão morrer rapidamente, as abóboras dele.
Ergenlik dönemine girerken ölecekler.
Que morrerão ao entrar na adolescência.
kıskançlıktan ölecekler.
Quando contar às minhas amigas, hão-de morrer de inveja.
- En azından çabuk ölecekler.
- Pelo menos morrerão depressa.
İsyancilar olecekler ayni arkadaslarin gibi.
A Aliança vai morrer. Assim como os teus amigos.
Ölecekler!
Eles vão perecer!
Bizi yiyecek! Ölecekler!
- Vão morrer!
öleceğim 150
öleceğiz 96
öleceksin 176
ölecek 118
ölecek mi 35
öleceksiniz 32
ölecek miyim 32
öleceğimi sandım 17
öleceğiz 96
öleceksin 176
ölecek 118
ölecek mi 35
öleceksiniz 32
ölecek miyim 32
öleceğimi sandım 17