Öleceksiniz tradutor Português
543 parallel translation
Pres'in ve senin yaşamın bu gibi şeylere bağlı olacak ve ikiniz de kuşkusuz öleceksiniz.
A sua vida e a do Pres dependerão disso, ou morrerão ambos.
Soğuktan öleceksiniz.
Vai morrer de frio!
Yakında zaten öleceksiniz!
Não acham que vão morrer muito cedo?
Öleceksiniz, Brandon, ikinizde.
Vão morrer, Brandon! Os dois!
Öleceksiniz.
Vão ambos morrer!
Hepiniz öleceksiniz.
Vão-se matar uns aos outros.
Yani öleceksiniz demek istiyorsun!
A morte é o que nos espera!
İkiniz de öleceksiniz.
Vão ambos morrer.
Çünkü altlarında öleceksiniz!
Estareis mortos sob elas!
Şafakta öleceksiniz.
Morrem ao amanhecer.
Burada, kendi vatanınızda öleceksiniz.
Você vai morrer aqui.
Sizler de öleceksiniz!
Bárbaro Morrerá também!
Öleceksiniz.
Estarão mortos.
Trieste'ye varmadan öleceksiniz.
Entre aqui e Trieste.
Öleceksiniz!
Vão morrer todos!
Öleceksiniz!
Morrer!
- Öleceksiniz!
- Morrer! - Porquê nós?
Her yere yayılacak, bağırıp, herkesin canını yakacak, sonra da öleceksiniz.
Vai espalhar-se e você vai gritar, tentar fazer magoar e depois morre!
Eğer başaramazsak, sen ve arkadaşların hastalanarak öleceksiniz.
Tu, os teus amigos, todos os "sós" vão apanhar a doença, se não tivermos êxito nisto.
"Siz serseriler, zamparalar, pislik içinde öleceksiniz!"
Grande chusma de mandriões, Vosso deus é a cabaça!
İkiniz de burada yaşlanacak ve sonunda öleceksiniz.
Envelhecerão ambos aqui e acabarão por morrer.
Öyleyse siz öleceksiniz, Kaptan, ve biz terfi alacağız.
O Capitão morre e todos subimos na hierarquia.
Öleceksiniz. Özellikle de sen Kaptan.
São todos homens mortos, sobretudo você, Capitão!
Hepiniz dağlanarak, vahşice öleceksiniz.
Terão uma morte horrível, dores cauterizantes.
Söz veriyorum kolayca öleceksiniz. Çabuk.
Prometo-lhe uma morte fácil, rápida.
Saati gelince en hoş olmayan biçimde öleceksiniz, yemin ederim.
Quando a hora acabar, terão uma morte desagradável, garanto-vos!
Eğer 5 : 01'de kasaba olursanız, silah çekseniz de çekmeseniz de öleceksiniz.
Se estiverem cá às 1 7 : 01, matamos-vos, quer saquem quer não.
Sizin zamanınız doldu ve kanlı öleceksiniz.
O vosso tempo acabou e vão mesmo morrer.
- Hepiniz öleceksiniz.
- Morrerão todos.
Azizemizin yeri değiştirildi! Hepiniz öleceksiniz! Şeytan, Dünya'da yürüyor!
Nossa Senhora foi levada para outro lugar, todos irão morrer, e Satanás caminhará pela terra.
Ve burada öleceksiniz!
Ides esticar o pernil aqui!
Öğleden sonra öleceksiniz.
À tarde, irá morrer.
Emellerinizden olacaksınız, ve hepiniz lanetlenmiş olarak... öleceksiniz!
O desejo fracassará e todos nós morreremos amaldiçoados!
Hepiniz öleceksiniz!
Bem podia ter morrido...
Eğer katil İsrailliler isteklerimize uymazlarsa, Hepiniz, nereli olursanız olun, öleceksiniz.
Se os assassinos Israelitas não cederem, todos vocês, sejam donde forem, morrerão.
Öleceksiniz pis serseriler!
Oh! Oh, tu vais morrer, seu filho da puta!
İkiniz de çok yakında öleceksiniz.
Vão morrer a qualquer minuto. Prometo-te.
Tamam, bugün ikiniz de öleceksiniz önce sen
Muito bem, hoje morrem os dois. Tu primeiro!
Hepiniz bir iki günde öleceksiniz zaten!
Todos morrerão num ou dois dias!
Pıhtılaşma fazla olursa bu kanın akışını da engelleyecektir. Pıhtılaşma az olursa en küçük bir çizikte dahi yara kapanmayacak ve kan kaybından öleceksiniz.
Demasiada coagulação, é o fluxo sanguíneo que se irá solidificar, muito pouca coagulação, é hemorragia mortal por um mero arranhão.
Başarısız olursanız... iz bırakmadan öleceksiniz.
Se falharem, vocês perecerão sem deixar vestígios.
Öleceksiniz.
Irão morrer!
Bu gece çiftliği terk etmezseniz, hepiniz öleceksiniz.
Vocês morrerão todos, a menos que deixem a quinta esta noite.
Kanatlarınız yoksa öleceksiniz.
Se não tiverem asas, estás morto.
Bu yüzden öleceksiniz bayım.
- Vai morrer por isto.
Ve sonra her ikinizde öleceksiniz.
E depois irão ambos morrer.
Belki de, söylemem gerekiyor fidye talebime yanıt vermek üzere Kraliçeye bir hafta süre tanıdım. Fidyeyi ödemediği takdirde, öleceksiniz.
Deixai-me dizer-vos que dei à vossa rainha uma semana para responder ao meu pedido de resgate.
Ne de olsa yarın öleceksiniz.
Morrem amanhã.
Sizin vaktiniz gelince, siz de öleceksiniz.
Quando chega, tudo se acaba.
Burada kalırsanız, bitiremeden öleceksiniz.
Se ficar aqui, acabará por matá-lo.
Öleceksiniz!
Vais morrer!
öleceğim 150
öleceğiz 96
öleceksin 176
ölecek 118
ölecek mi 35
ölecek miyim 32
öleceğimi sandım 17
ölecekler 24
öleceğiz 96
öleceksin 176
ölecek 118
ölecek mi 35
ölecek miyim 32
öleceğimi sandım 17
ölecekler 24