Üstüme gelme tradutor Português
85 parallel translation
Alec, üstüme gelme.
Não me devia ter pressionado.
Pekâlâ Alec, ama bir daha üstüme gelme.
Está bem, mas não volte a pressionar-me.
Hemen sinirlenip üstüme gelme.
Não descarregues em mim.
Lütfen bana yardım et üstüme gelme.
Por favor, ajuda-me! Dá-me uma hipótese.
Hayır, hayır, hayır, yapma... üstüme gelme!
Não deixem... vai me devorar.
Oh, üstüme gelme şerif.
Poupe-me, Xerife!
Bu kadar üstüme gelme evlat.
Miúdo, não sejas assim comigo.
Bunu yapacağıma söz verdim, biliyorum ama çok üstüme gelme.
Eu sei que prometi fazer isto, mas vai com calma.
Baba, üstüme gelme.
Pai, seja moderado.
Yemin ederim Eddie, üstüme gelme... yoksa onu vurur ve bir bataklığa atarım!
Eddie, Eddie, Eddie, Juro por Deus, não comeces ou mato-o e largo-o no raio de um pântano!
- Tanrı aşkına Mimi üstüme gelme.
Mimi, não chateies.
- Çok üstüme gelme.
- Não me mimem demasiado.
Sakın! Bir daha sakın üstüme gelme!
Nunca mais venhas atrás de mim!
Peki, fazla üstüme gelme, olur mu?
Bem, não troces, está bem?
Maria gibi üstüme gelme, tamam mı?
- Não, Max. Não te armes em Maria.
Bu kadar üstüme gelme.
Não contes muito com isso.
Sen üstüme gelme ahbap!
Afaste-se. Afaste-se você, pá!
Ben masa süsüyüm, üstüme gelme.
- O que estava à espera de mim?
Bana bak, üstüme gelme.
Afasta-te, pá, afasta-te.
Ama üstüme gelme.
Mas não me pressiones.
Sakın üstüme gelme.
Não me chateies.
- Lütfen, üstüme gelme.
- Por favor. Por favor, não me chateeis.
Bu kadar üstüme gelme.
Pára de me chatear durante cinco segundos.
Pekâlâ, üstüme gelme.
Pronto, poupa-me.
Adama sadece bir silah sattım, üstüme gelme artık.
Pára de falar merda.
- Yeter üstüme gelme! - Desene küçük Jorge uykuda!
- Não brinques com os meus tomates.
Bu kıskaçlar, istiridyeler hakkında daha fazla üstüme gelme.
Então pára de me partires a cabeça com os moluscos.
- Bana bak, sakın üstüme gelme yengeç suratlı.
Eu disse pentear!
Sadece üstüme gelme.
Mas não pressiones!
Sakin üstüme gelme.
Não me contraries.
Migrenim var benim, Ian. Yeter üstüme gelme.
Tenho enxaqueca, Ian.
Masa tenisinde tecrübem yok. Fazla üstüme gelme.
Sue, sou virgem em jogos de mesa, portanto, vai com calma.
Artık üstüme gelme.
E não me faças ficar nervoso. Não acredito.
O yüzden üstüme gelme, tamam mı?
Portanto, tem calma comigo, está bem?
Gittiğim için sakın üstüme gelme.
Não tentes culpar-me.
Tamam, tamam. Gelme üstüme.
Quero andar na minha próxima velocidade.
Michael, üstüme bu kadar gelme.
Michael, não sejas tão paternalista.
Gelme üstüme Proctor.
Afasta-te de mim, Proctor.
Fırtına yetmezmiş gibi bir de sen gelme üstüme?
Estás a tentar chatear-me no meio desta tempestade de gelo?
Yapma Henry. Gelme üstüme.
Não me chagues.
Sakın bir daha üstüme gelme!
- Eu mato-te, mulher!
- Ve sen bunu biliyordun! - Hey, üstüme bu kadar gelme.
A culpa não é minha!
- Bana bak, üstüme gelme.
- Afasta-te, pá, afasta-te!
Bana bak, üstüme gelme.
- Afasta-te!
Bunu şimdi yazdım, o yüzden üstüme fazla gelme.
Ora bem, escrevi isto mesmo agora, portanto, sê simpática.
Hiç üstüme gelme.
Não podes culpar-me por isso.
Benim üstüme gelme.
Não descarregues.
Gelme üstüme!
Volta!
Dinleyeceğim ama üstüme çok gelme, Jacob.
Sim, mas não sejas severo comigo, Jacob.
Gelme üstüme!
Não te aproximes!
Gelme üstüme.
Que se lixe.
gelmedi 96
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelme 75
gelmedi mi 34
gelmek ister misiniz 20
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelme 75
gelmedi mi 34
gelmek ister misiniz 20