Üzerindeyim tradutor Português
266 parallel translation
450 metrede sisin üzerindeyim.
Estou por cima do nevoeiro, a 460 metros.
Şimdi bir iş üzerindeyim. Bir kaç hafta içinde sana geri ödeyebilirim.
Tenho agora umas coisas a andar, e posso pagar-te num par de semanas.
Yemin ederim. Dizlerimin üzerindeyim.
Juro de joelhos, se quiser.
delilik bu! bir deliyle düğün yolumun üzerindeyim.
Vou para o meu casamento com um lunático!
Adeta Noel Ağacının üzerindeyim.
Estou numa árvore de Natal.
Şey, tesadüf bu ya ben 21'in üzerindeyim.
Bem, mas acontece que tenho mais de 21 anos.
Çok önemli bir iş üzerindeyim.
- Estou envolvido em algo importante.
Sabahtan beri yakalamak için at üzerindeyim. Adamların şimşek gibi ilerliyorlar.
Tenho estado a cavalo desde o nascer do dia, os vossos homens mexem-se velozmente.
Adanın ve balıkçı köyünün üzerindeyim.
Estou a sobrevoar a ilha e a aldeia piscatória.
Bir vaka üzerindeyim.
Estou em serviço.
Beni lafa tutma Lavinia. Bir vaka üzerindeyim.
Agora não me interrompas, Lavinia, estou em serviço.
ve bir iş üzerindeyim
- Tenho uma pista sobre algo...
Seveceğin bir iş üzerindeyim.
Estou a trabalhar em algo que vais adorar.
# Kaymak tabakadayım. # Kalabalığın üzerindeyim.
À frente de todos no alto.
Kendimin.KGB nin de karıştığı pis bir dava üzerindeyim ve...
A minha. Estou num caso que tresanda a envolvimento da KGB.
Biliyor musun, yerin 18 kat üzerindeyim?
Sabes a quantos andares estou acima do chão?
13 yaşımdan beri kendi ayaklarımın üzerindeyim.
Desde os meus 13 anos que tomo conta de mim própria.
İlk defa araba üzerindeyim ve bunu yapıyorsun.
É a primeira vez que guio e fazes isto!
Önemli bir iş üzerindeyim.
Investigo algo importante aqui.
Havada yürüyordum, şimdi havada tüyler, yastıklar üzerindeyim.
Andava nas núvens, agora ando sobre penas, sobre almofadas no ar.
Evet, Flatbush Foot Brigade'in bir üyesiyim ve resmi olmayan bir iş üzerindeyim.
Eu faço parte da brigada de Flatbush Avenue. Estou numa missão secreta.
Tamam, şimdi iş üzerindeyim.
Pronto, estou a tratar do caso.
Bir iş üzerindeyim.
Eu estou nalguma coisa.
Oraya kendim geldim ve orda kalma planım üzerindeyim.
Eu própio me pus lá, e planeio permanecer.
- Bir iki iş üzerindeyim.
- Tenho umas coisas.
Onun telefonunu aldım, çünkü güç bir operasyon üzerindeyim. Şimdi biliyorsun.
Tenho o telefone dela porque estou conduzindo uma operação.
Peki üzerindeyim. Jimmy.
Vou já.
Bekle, bekle, bekle. Annen çok şişman Seksten sonra kendi etrafımda iki tur attım, bir baktım, hala kaltağın üzerindeyim!
A tua mãe é tão gorda que... depois do sexo, rebolo duas vezes, e continuo em cima dela!
Yeni bir cinayet üzerindeyim.
- Numa cena de crime.
900 $'lık kıyafetimle, dizlerimin üzerindeyim.
Estou de joelhos no meu fato de 900 dólares!
Görev üzerindeyim!
Tenho uma missão a cumprir!
Ben senin üzerindeyim ve sonsuza kadar seninleyim.
Que estejam contigo para sempre.
İlk buluşmamda açık bir elbise giydim. Onunla çok hızlı yattım ve şimdi kafamda bir penisle, bir otobüsün üzerindeyim.
Fui eu que usei o vestido despido no nosso primeiro encontro, fui eu que dormi com ele demasiado depressa, e agora estou num autocarro da Quinta Avenida com um pénis na cara.
Yo-yo'nun üzerindeyim.
Estou num io-iô.
Klozetin üstünde. Aynı anda hem klozetin üzerindeyim, hem de hala takımımın fanatiğiyim.
Estou na retrata, mas não perco um desafio.
Anton, görmüyor musun, iş üzerindeyim?
Anton, não vê que as coisas estão correndo bem aqui?
- İş üzerindeyim.
- Estou a tratar disso.
Senin üzerindeyim değil mi?
Estou por cima, não?
Doğru iz üzerindeyim.
Acho que segui uma boa pista.
Şimdi tehlikeli bir baş belasının izi üzerindeyim.
Estou neste momento na pista de um particularmente perigoso.
Üzerindeyim, onun üzerindeyim.
Estou a vê-la, estou a vê-la.
Ben Redman, şu anda elçiliğin üzerindeyim!
Wagon Wheel, aqui Redman. Estou sobre a Embaixada.
Başka bir ajan tarafından baltanan bir olay üzerindeyim.
Trabalho em uma operação corrompida por um oficial traidor.
İz üzerindeyim.
Estou a investigar.
Ve tek boynuzlu bir atın üzerindeyim.
E monto um unicórnio.
Tam üzerindeyim!
Estou mesmo sobre ti!
Bulutların üzerindeyim, değil mi?
- Completamente a flutuar...
# Kalabalığın üzerindeyim.
Nos altos.
- Bir iş üzerindeyim.
- Eu estava a tratar de negócios.
Şimdi otuzun üzerindeyim.
Ainda só tenho 30 anos.
- Tamam, üzerindeyim.
- Vou buscá-lo!