Üzerine alınma tradutor Português
50 parallel translation
Ama üzerine alınma.
Mas não leves isto a peito.
Kusura bakma, sen üzerine alınma.
Com o devido respeito.
Şimdi yiyeceğin dayağı üzerine alınma.
Não leves a peito a abada que vou dar-te.
Lütfen üzerine alınma.
Não leves isso pessoalmente.
Ama bunu üzerine alınma. Çünkü Çinli erkekler söz konusu olunda durum aslında...
Bem, tu é que és o enganado... porque este chinês está abonado como a merda de um- -
Sakın üzerine alınma.
Sem ofensa para a presente companhia.
Bunu üzerine alınma.
Ouve, não lhe faças caso, sim?
Yani, birden aklım başımdan giderse, üzerine alınma.
Por isso, se me achares distante, não leves isso a peito.
Oh, üzerine alınma.
Não leves a peito.
Sakın üzerine alınma ama doğruya doğru. Daha 10 yaşındasın.
Sem ofensa, mas sejamos realistas, tens 10 anos.
Bunu yaptığı zaman üzerine alınma.
Quando ela o fizer, Não leves muito a peito, meu.
Alan üzerine alınma ama
- Só quero ficar sozinho.
Alan üzerine alınma ama
Oh Alan, não podes tornar isso numa coisa pessoal.
Sen üzerine alınma kardeşim.
Não importa, irmã.
Owen olayını üzerine alınma.
Não leves as coisas do Owen a peito.
Hemen üzerine alınma.
Não te comeces a enervar...
Zaten şu an konuşuyoruz. Ayrıca üzerine alınma sohbetin pek iyi değil demiyorum ama- -
Estamos a conversar agora, e não fique zangado... não é que não seja um brilhante conversador...
Sakın bunu üzerine alınma.
Tente não levar isso a peito.
Bak, üzerine alınma ama, ortağımı yeni kaybettim.
Desculpa, mas o meu parceiro morreu.
Sen söyleyebilirsin ama surat ifadesini üzerine alınma.
Devia dizer-lhe você, e não repare na expressão dela.
Yüzündeki ifadeyi üzerine alınma.
E não ligues à cara dela.
Sen üzerine alınma.
Não é nada contra ti.
Yani, üzerine alınma ama sen de Paula gibisin.
Sem ofensa, mas tu és a Paula.
Sakın üzerine alınma, iş iştir.
Nada pessoal, são só negócios.
Pekala, üzerine alınma.
- Não leve a peito.
Bak, burada biraz meşgulüm ve bunu anlayışla karşılayacağına da eminim. Yani, sakın üzerine alınma.
Ouve, estou um pouco ocupado, como deves saber, por isso, sem ofensa...
Yapma, üzerine alınma.
- Vá lá. Não centre isto em si.
Lütfen üzerine alınma.
Não é nada pessoal.
Sen üzerine alınma, "Kestane". Bu atlar bu işleri çoktan yaptı.
Não ligues, Chestnut, estes cavalos já se operaram.
Madem yapmadın üzerine alınma.
Se a carapuça não te serve, não a vistas.
Max, üzerine alınma ama güzel bir tatilin nasıl olduğunu bilmiyorsun çünkü daha hiçbir yere gitmemişsin.
- Max, não leves a mal, mas não sabes o que são férias boas, porque nunca foste a lado nenhum.
Her şeyi üzerine alınma, Auggie.
Não é nada pessoal, Auggie.
Ama üzerine alınma.
Mas não vá pelo que lhe digo.
Hemen üzerine alınma, Alice.
Não fiques contente.
O zaman söylediklerimi üzerine alınma. Öyle düşündüm.
Então, retiro o que disse.
- Üzerine alınma, üzerine alınma.
-... não tornes isto pessoal. Não tomes isto pessoalmente.
Tamam... üzerine alınma Marty ancak belki de burada tam olarak yapılması gereken şey bu.
Está bem, sem querer ofender, mas talvez seja exactamente o que tem de ser feito no caso.
Dünyada yeterince avukat var değil mi? Sen üzerine alınma Lou.
Oh, não, não te ofendas, Lou.
Lütfen üzerine alınma.
Por favor não fique ofendido.
Sen üzerine alınma, Stacy.
Sem ofensa, Stacy.
Bence üzerine alınma.
Eu não levaria isso demasiado a peito.
Hain! Sen üzerine alınma.
A traidora.
Sen alınma üzerine.
- Estamos ocupados.
Lütfen üzerine alınma.
- Não leves para o lado pessoal.
Alınma üzerine.
Não leves isso a peito.
Alınma üzerine.
Não leves isso tão a peito.
Alınma üzerine.
Eu tenho que ir.
Oh, üzerine alınma tatlım.
- Sem ofensa, querida...
Hayır, sen üzerine alınma anne.
- Não, sem ofensa, mãe.
alınma 41
alınmak yok 18
alınma ama 23
alınmayın 22
alınmadım 34
üzerinde 91
üzerine 17
üzerime gelme 17
üzerinde çalışıyorum 53
üzerinde çalışıyoruz 23
alınmak yok 18
alınma ama 23
alınmayın 22
alınmadım 34
üzerinde 91
üzerine 17
üzerime gelme 17
üzerinde çalışıyorum 53
üzerinde çalışıyoruz 23