Için tradutor Português
9,883 parallel translation
Tüm sunucularınız, Çin'deki veri merkezinde bulunan çevrimdışı yedekler bile yok edildi.
Todos os vossos servidores, incluindo o centro de dados na China, bem como os backups offline foram destruídos.
Peki ya Çin?
E a China?
Çin'i kafana takma.
Não te preocupes com a China.
Steel Mountain'a girebilmiş olsalar bile bizim de Çin veri merkezine aynı anda saldırmamız gerek.
Mesmo que invadam a Steal Mountain, temos de acertar os servidores chineses.
Hala Çin yemeği kokuyor.
Ainda cheira a comida chinesa.
Çin yemeği yemeye gittik. Bir uyuşturucu satıcısyla bir ilişkisi yoktu.
Ela não confraternizava com um traficante.
Öğle yemeği yedik, biraz daha çalıştık Çin yemeği yemeye gittik.
Almoçámos. Trabalhámos mais. Fomos ao chinês.
Ve bir nedende ötürü, Çin yemeği yemek istedi.
E ela meteu na cabeça que queria chinês.
Hiç Çin'de bulundun mu?
Já foste à China?
Çin yemeğini sevmem zaten.
Não gosto de comida chinesa.
- Yemez tabii. Çin yemeği sevmiyormuş.
Porque ela não gosta de comida chinesa.
Çin yemeği sevmediğimi biliyorsun.
Sabes que não gosto de comida chinesa.
Bazıları "Çin neden İzlanda'ya bir liman inşa etmek istiyor?" diye sorabilir.
" Por que é que os chineses iriam construir um porto na Islândia?
Çin. Amerika.
China, Estados Unidos...
Çin'deki doğu veri merkezindeki gereksiz yedekleri için Karanlık Ordu arkamızı kollayacak.
Os backups redundantes no centro de dados na China... A Dark Army vai ajudar-nos nisto.
Etrafta in cin top oynuyor.
Foram-se todos embora.
Bu sabah evinde portatif uydu bağlantısıyla bir Çin bilgisayarı üzerinde çalışıyordu.
Estava a trabalhar num computador chinês com um link de satélite portátil em casa esta manhã.
Kuzey Çin'deki her kağıt üreticisi benim sodyum hipokloritimi kullanıyor.
Todos os produtores de papel do Norte da China usam o meu hidrossulfito de sódio.
Parayı çocuklarının adına kaydederler,.. emekli olduklarında da Çin'i bu parayla birlikte terk ederler.
Põem o dinheiro em nome do filho. Quando se reformam saem da China com ele.
Çin asıllı şirketin çalışma koşullarını inceliyorum.
Hum, focado nas condições de trabalho na nossa fábrica chinesa.
Cin tonik.
Gin e tónico.
Çin yemeği ister misin?
- Queres chinês?
- Hayır, dün akşam Çin yemeği yedik.
- Não, comemos chinês ontem à noite.
- Neyi? - Çin'i kaybettik.
- Perdemos a China.
- Eger biz yaparsak ve takip etmezlerse Çin hâlâ yedekleri tutar. - Amaçsizca olur.
- Se avançarmos e eles não, a China ainda terá toda a informação redundante, será inútil.
Çin'deki doğu veri merkezi yedekleri için Karanlık Ordu arkamızı kollayacak.
As cópias supérfluas no centro de dados na China, a Dark Army está a dar-nos cobertura.
- Eğer biz yaparsak ve takip etmezlerse Çin hâlâ yedekleri tutar.
- Se continuarmos e eles não, a China ainda vai ficar com a informação toda.
Güney Çin Denizi'ndeki korsanlıklarla ilgili konu hakkında derine dalmadan önce Veliaht Prens'in nasıl olduğunu sorabilir miyim?
Mas antes de mergulharmos demasiado nas águas agitadas da pirataria no Mar do Sul da China, posso perguntar, Ministro, como está o príncipe herdeiro?
Boğa, trilyon dolarlık Çin mağazasına merhaba de.
Touro apresento-te a loja de faiança de luxo.
Yani Hindistan, Çin.
Quero dizer, a Índia, a China.
Çin viskisi içtik.
Bebemos whiskey chinês.
İngiliz gizli servisi MI6. Devlet Güvenliği yerine Çin Bakanlığı. Amerikan gizli servisi CIA.
Os britânicos do MI6, os chineses da Segurança do Estado, os americanos da CIA, a Mossad israelita.
Rip Van Winkle'ları arkada bırakın ve yeni jenerasyon Cin gibi Uyanıkların bir parçası olun.
Deixe os Rip Van Winkles para trás e torne-se um dos novos membros da geração dos Bem-Acordados!
Gerçek Cin gibi Uyanık.
O supremo ser Bem-Acordado.
Çin hükümeti son yardım isteğimize cevap verirse bu sayılar değişir tabii.
Claro que, se o governo chinês responder ao nosso último pedido de ajuda, os números podem mudar.
- Çin.
- Chainang.
Çin?
- Cidade de Nova Iorque.
Denedim o küçük köy cin bizi kaçırmaya olduğunu ıs? Ha?
Aquele não é o duende saloio que nos tentou raptar?
Çin mahallesinin göbeği.
No centro da Chinatown.
Çin asıllı, burada H-1B vize ile bulunuyor.
Ele está aqui como nacional Chinês com um visto H-1B.
Tüm elektronik postaları Çin'de görünüyor.
Todos os e-mails estão em chinês.
Annesinin bir Çin cezaevi kampında öldürüldüğünü öğrenmiş.
Ele descobriu que a mãe foi morta num campo de prisioneiros Chinês.
Kuzey Çin Denizi'ndeki bir adada 5 yıl geçirdim.
Não tens frio? Passei a maior parte de cinco anos numa ilha no norte do Mar da China.
Bir Cin Martini bir de Sex on the Beach.
Um Gin Martini e um Sex on the Beach.
Bize Çin yemeği alıyordum da.
Vou buscar a comida chinesa para nós.
Çin karakterlerini şüpheli buluyorum.
Os caracteres chineses são suspeitos, não achas?
Ne tesadüf ki Çin'in Birleşmiş Milletler görevinde çalışan bir Dan Zheng var.
Por acaso, existe um Dan Zheng que trabalha na Missão da China junto da ONU.
Çin'in gerekçesini kastediyorum.
Refiro-me ao motivo da China.
Soru da şu hâle geliyor. Çin buna sahip olmak için elini kana buladı mı?
A questão é saber se a China matou para a adquirir.
Ming Hanedanı'ndan beri Çin'in iş verdiği en yeteneksiz casusun peşindeyiz.
Procuramos o espião chinês menos competente desde a Dinastia Ming.
Zheng'i uyandırıp kaçmasını istemiyorlar ve Çin'le dalaşmak istemediklerine de bal gibi eminler.
Não querem avisar o Zheng, portanto ele foge. E não vão querer problemas com a China.
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16