Acımasız tradutor Russo
2,472 parallel translation
Kendi ailemden birine yardım edeceğimi düşünemiyorsun, biliyorum. Ebeveyn görevlerimi ihmal ettiğim için beni ölene kadar cezalandırmaya devam ededeksin... - Ama çok acımasız davranıyorsun.
Я знаю, ты не можешь представить, что я на самом деле помогаю члену своей семьи, и ты продолжишь наказывать меня за пренебрежение моими родительскими обязанностями до самой моей смерти, но мне кажется, что ты немного сурова.
Onun acımasız uşağı Nottingham Şerifi, bu zorbalığı zalimce ve acımasızca uygulamıştır.
Его приспешник шериф Ноттингемский поддерживал тиранию силой и жестокостью.
Bu bir soru olmayacak, Bu bir acımasız ifadeler serisi olacak.
Это будет не вопрос, это будет череда злобных утверждений.
Dolan ve adamları acımasız oldukları kadar akıllılar da.
Долан и его отряд убийц так же умны, как и безжалостны.
Dan bir zamanlar masum Brooklyn çocuğu olabilirdi, ama sen izlemezken, acımasız bir Park Aveneu prensilerinde biri oldu.
Может Дэн и был невинным парнем из Бруклина, но пока вы не смотрели, он стал таким же беспощадным как и любой другой принц с Парк Авеню.
O bir acımasız. O bir yeşilci.
Он злой и зеленый.
Babamın acımasız olduğunu her zaman biliyordum ama neden Guinevere'e böyle bir şey yapsın ki?
Я всегда знал, что мой отец иногда жесток, но почему он так поступил с Гвен?
Hayat niye bu kadar acımasız! Ne bahtsız bedeviyim ben ya!
Ну почему мне так не везёт по жизни?
Acımasız, durmak bilmeyen bir işkence.
Беспощадная, нескончаемая пытка.
Şirketimi, lisedeki en acımasız kız olduğun zamanlardaki gibi yönetiyorsun.
Ты руководишь моим бизнесом так, будто ты все еще дрянная девчонка в старшей школе.
Sana karşı hiçbir zaman gerçek anlamda acımasız olmadım.
Я бы никогда не была так жестока к тебе... намеренно.
Ama gerçek şu ki ; o acımasız bir suçlu.
Но на самом деле, он - безжалостный преступник.
Bart acımasız bir suçlu.
Он безжалостный преступник.
Görünüşe göre, arabam acımasız bir milyarder tarafından kaçırılmış.
Очевидно, на моей машине скрылся беспощадный миллиардер.
Dünyam seni acımasız bir hiciv sanatçısına döndürdü.
Мой мир превратил тебя из порядочного человека в жестокого сатирика.
Soğukkanlı ve acımasız olduğunu biliyordum, ama kendi oğlunu öldürmeyi deneyeceğini düşünmemiştim.
Я знал, что ты холодный и безжалостный, но я и подумать не мог, что ты попытаешься убить своего сына.
Onu yaralama gafletinde bulundum ve bu onu daha da acımasız hâle getirdi.
Я совершил ужасную ошибку, ранив его, что только сделало его более свирепым.
Acımasızca davrandığımız her an kutuya bir dolar koyduk.
Каждый раз, когда мы делали что-нибудь грубое, мы клали по доллару в коробку.
İlişkileri çok acımasız.
Их темп неумолим.
Bana karşı acımasız olacaklar.
Англичане меня съедят.
Çevik, organize ve acımasız.
Быстрые, организованные, беспощадные.
Belki de soğuk bir duş sayesinde acımasız finansal gerçeklerle yüzleşirsin Jessica Day.
Может холодный душ заставит тебя очнуться для осознания финансовых реалий, Джессика Дэй.
Nasıl acımasız bir oyun oynuyorsun bilmiyorum ama sana yenilmeyeceğim.
Не знаю, какую жестокую шутку ты решила сыграть, но тебе меня не сломить.
Ne yazık ki, yanlışlıkla olmuş bir aşırı doz olayı bunun doğal bir sonucu olarak, acımasız, yersiz medyanın dikkatini çekti.
К сожалению, случайная передозировка снотворного, последовавшая за этим безжалостным вниманием средств массовой информации, стала следствием всего этого.
Karın bölgesine tek bir atış, acımasız bir dövüşten üstün gelmiş.
Один выстрел в живот, которому предшествовала ожесточенная борьба.
... büyüklere karşı acımasız küçüklere karşı merhametsiz. " der.
"не уважающим старцев... "... не щадящим юношей ".
Fakat bu acımasız savaşçılar dünyaya küçük bir iz bıraktı ; ... bu zamanın en büyük mirası Asurlular'ın hemen hemen hiç farkında olmadığı bir şeydi.
Но безжалостные захватчики оставили мало следов на Земле, а самое главное изобретение того времени было ассирийцам едва известно.
ancak, şimdi neandertallerden... daha zorlu bir şeye karşı acımasız... kararlılığımız ortaya çıktı.
Вот только наша безжалостная решимость столкнулась с кое-чем куда более грозным, чем неандертальцы.
Sanırım Acımasız Azrail uyku düğmesine bastı.
полагаю мрачный жнец нажал кнопку повтора.
Kocanız için üzgünüm ama Daniel acımasızlığınızı iki kat fazlasıyla miras almış gibi görünüyor.
К несчастью для твоего мужа, кажется Дэниел унаследовал твою жестокость в двойном объеме.
Dip not, Tony : Harcamaları % 12 azalttım. Wall Street'teki acımasız kuzenimin söylediği gibi :
Нижняя линия, Тони я сократил расходы над 12 % как сказал мой еще более жестокий кузен с Уолл Стрит, сократить еще 12
Komedyen, kafası acımasız şekilde klozete sokularak mı öldürüldü?
Комедианта убил брутальный Смывала?
Zalim acımasız.
Тиран, варвар.
Acımasız bir hal alabiliyor.
Это может быть жестоко.
Onun kabarık kürkü ve sevimli görüntüsüne rağmen Kutup ayıları aslında gezegendeki en hırçın ve acımasız et oburlardır.
Несмотря на их нежную шерсть и милый внешний вид, полярные медведи являются одними из наиболее опасных и безжалостных хищников.
O gün acımasız ölüm yağdı.
Смерть их была напрасной.
Ejderhaların altına karşı belalı ve acımasız bir tutkusu vardır.
Драконы неуемно жаждут золота.
"Acımasız bir şiddetin röntgenciliğin, transvestitizmin ve ensestin çarpıcı bir sunumu." Çok hoş.
"Сцены жестокого насилия, вауйеризма, трансвестизма и инцеста".
- Şimdi de bana acımasız davranma. - Davranmıyorum.
Не груби мне сейчас, хорошо
Birden oluverdim acımasız diye. - Lütfen anne.
Я имею в виду, так внезапно
.. Siyah Panter partisinin aşırı acımasız olduğu olarak vurgulanmıştır.
подчеркивает экстремистскую сущность партии "Черных пантер". 1.
Güney Afrikalı siyah vatandaşlarının acımasız baskı altında tutulması.. .. bunu artık bir dış politika sorunu yapar,
Жестокое угнетение чернокожих граждан в ЮАР уже не вопрос внешней политики, а расовая проблема для США.
Acımasız bir Dev ırkının yuvası Gantua.
Там живут великаны, всем ужас внушая.
Zeki, acımasız ve hepinizi öldürmekten kaçınmayacak bir adamdı.
Он умён, беспощаден, и без малейшего колебания убьёт каждого из вас.
Dost ateşi ile ölmek, savaşların acımasız gerçeklerinden biri.
Смерть от пули своих же остаётся грустной реальностью войны.
- Bu çok acımasız.
- Это жестоко.
Bu yüzden ona çok acımasız davranmışlar.
Поэтому они поступили с ним очень жестоко.
Cortez Cartel Pablo Escobar bu yana acımasız başıdır.
Кортес - самый кровавый босс наркокартели после Пабло Эскобара...
Pazartesi sabahları acımasız olur açıldığından beri.
По понедельникам с утра здесь глухо, с тех пор как открыли
G.I. Joe'lar, Cobra Commander olarak bilinen acımasız teröristi ve Destro'yu kaçırıp maksimum güvenlikli bir hapishaneye yerleştirdiler.
Безжалостный террорист по имени Командир Кобры, а также Дестро, схвачены "Джи Ай Джо" и посажены в тюрьму особого режима.
Ama bir o kadar da, özgürlüğe ve bu dünyada acımasız ne varsa ona isyan etmeye ihtiyacım var.
Но так же сильно мне нужна и моя свобода - свобода отвергать всю жестокость этого мира.