Aldırmıyorum tradutor Russo
90 parallel translation
Aldırmıyorum.
Мне всё равно.
Ben aldırmıyorum. Ama galiba karımın hoşuna gitmeyecek.
Моя жена не любит...
Aldırmıyorum.
Мне это все равно.
Bu duvarlar, bu parmaklıklar onlara aldırmıyorum.
Мне нет дела до этих стен, до этих решёток.
Ama aldırmıyorum.
И меня это не волнует.
Ona, onun bana aldırdığı kadar aldırmıyorum.
Я и не обращаю, скорее, он что-то против меня имеет.
Beni hoş karşılayıp karşılamadığınıza aldırmıyorum, buradayım ve kalacağım.
Что ж, рад ты мне или нет, значения не имеет. Я здесь, и я остаюсь.
Hiç aldırmıyorum ; işte o kadar! Bize gülüyorlar değil mi?
Я не против, просто над нами смеются.
Doğrusunu istersen buna hiç aldırmıyorum.
У меня нет никаких особых мыслей, или предпочтений, кто бы мог быть его отцом.
Kalıtım mı, çevre mi tartışmalarına falan aldırmıyorum.
- Мне нет дела ни до наследственности, ни до окружающей действительности!
Yahudi oluşuna aldırmıyorum.
Мне все равно, что он еврей.
Olacaklara aldırmıyorum.
Мне все равно, что будет.
Kaç kere göreve çıktığınıza aldırmıyorum!
Меня не волнует, сколько у вас боевых вылетов.
Ne kadar iyi olduğunuzu düşündüğünüze aldırmıyorum!
Меня не волнует, что вы о себе думаете.
Aldırmıyorum.
Мне все равно.
Ama artık aldırmıyorum.
Но сейчас это меня не волнует.
Zaten artık aldırmıyorum.
Мне уже всё равно.
Neler olup bittiğini gerçekten anlamıyorum ve buna aldırmıyorum.
- Я не знаю, что происходит.
Ama aldırmıyorum.
Но мне все равно.
Ve eğer bu bir günahsa zerre kadar aldırmıyorum.
И если это грех, мне абсолютно наплевать.
- Aldırmıyorum.
- Мне все равно.
- Ağzımdan çıktı, tamam mı? Ona anlatmana da karşı değilim ama bu beni de ilgilendirdiği için bilmek... Buna aldırmıyorum.
Я не против, чтобы у тебя вырывалось.
Teşekkürler, ama bir adamın kaç gözü olduğuna aldırmıyorum, beşten az olduğu sürece.
TСпасибо, но меня не волнует, сколько глаз у человека.Если, конечно, не больше пяти.
Onun hangi problemleri olduğuna aldırmıyorum. Ekipte problemleri olan ilk kişi olmayacağı kesin.
Меня не волнуют её трудности, она не первая, кому трудно играть.
Sanırım sadece aldırmıyorum.
Я думаю, что я просто не возражаю.
Aldırmıyorum. Ona durmasını emrettim.
Я сказал ему остановиться Что ещё мне было делать?
Uçmaya aldırmıyorum ama senin yaptığın intihar.
Летать я люблю, но это чистое самоубийство.
Ben aldırmıyorum.
Со мной все в порядке.
Ama aldırmıyorum.
Но я не послушала его.
Beni öpmene aldırmıyorum. Yeter ki öpmek istediğin kişi ben olayım. İntikam ya da başka birini unutmak için olmasın.
Я не против, чтобы ты целовала меня, если это - потому что ты хочешь поцеловать меня, но не ради мести или чтобы помочь тебе забыть кого-то ещё.
Hayatını kazanmak için çalışmana aldırmıyorum, Pacey.
Я не против этого, чтобы ты зарабатывал себе на жизнь, Пэйси.
Babam biz kadınların bu şeyler hakkına fazla bilmediğimizi düşünür. Ama yine de aldırmıyorum.
Хотя считается, что женщины ничего об этом не знают.
Başka kadınlar da olduğunu biliyorum. Ama aldırmıyorum.
Я знала, что у него были другие женщины, но мне было плевать.
Dedikodulara aldırmıyorum, çünkü onunla hayatımdaki en güzel seksi yapıyorum.
Мне плевать, что скажут люди, но такого секса у меня ещё никогда не было.
Hayır.Daha fazla aldırmıyorum.
Нет, уже не злюсь.
Aldırmıyorum.
Мне наплевать.
Arabaya aldırmıyorum. Mümkün olduğunca çabuk Los Angles'e ulaşmam gerekiyor.
Дело не в машине, мне надо быстрее попасть в Лос-Анджелес.
Evinin büyüklüğüne aldırmıyorum.
Не важно, большая ли у тебя квартира.
Aldırmıyorum, geçmiş geçmiştir.
Ну да ладно, что прошлое ворошить
- Oh, aldırmıyorum. - Çek bunu.
- Ничего, мне не трудно.
Ama aldırmıyorum.
Но я не в обиде.
Ahmak olduğun için aldırmıyorum.
И ведь зря.
- Ne dediyse dedi, aldırmıyorum.
- Меня это не волнует.
Duygularına aldırmıyorum.
Меня не интересуют твои чувства.
Kimse onun istihzalarına aldırmıyor ama ben yapamıyorum.
Миру наплевать на его сарказм, но мне нет.
Taro'nun ölümüne aldırmıyorum.
Этот замок принадлежал моему отцу. Я отсюда не уйду!
Suçun neyse aldırmıyorum.
Мне наплевать, если за тобой что-то есть.
Suçlarını örtecek bahanelerine aldırmıyorum.
И мне наплевать, как они скроют следы своих преступлений.
- Ne düşündüğünüze aldırmıyorum.
- Лифт закрыт.
- Şişman, tembel, Ve son derece kabadır. Ama eğer kıla tüye aldırmıyorsan, Ki aldırıyorum. Büyüyünce bir domuz olabilirsin.
И если вы не прикроетесь, вы можете стать свиньей!
Aldırmıyorum.
Ничего.