English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ A ] / Ayakkabı

Ayakkabı tradutor Russo

10,500 parallel translation
- Tanrım, o ayakkabılara ihtiyacım var.
О, Боже, мне нужны эти кроссовки.
Ayakkabıların harika!
Отличная обувь! Знаете, что?
Ayakkabıları çekip nasıl da Drogan'ın kıçında karate yapmıştı ama...
Помнишь, как он скинул ботинки и показал пару приёмов карате на Дрогане?
Sherlock Holmes kulak misafirinin ve daha sonra adının, politik görüşününün yani ayakkabısındaki tozdan doğum yerine kadar her şeyin farkına anında varırdı.
Шерлок Холмс мгновенно распознал бы соглядатая, и тут же узнал его имя, политические взгляды, место рождения - только по пыли на его кожаных ботинках.
Bana çizmelerini, ne kadar ayakkabın varsa hepsini göster.
Покажите мне ваши ботинки. И ваши туфли, всю вашу обувь.
- Woodie ben kaç numara ayakkabı giyiyorum?
Вуди, какой у меня размер ботинок?
- George Edalji'nin ayakkabı numarası daha mı küçük?
У Джорджа Эдалджи меньший? Девятый.
George'un başka biri büyük numara ayakkabı giyerek onu töhmet altında bıraktığını düşünmemizi sağlayacak kadar kurnaz olup olmadığını merak ediyorsun.
Вы думаете, не был ли Джордж так хитер, чтобы заставить нас думать, что кто-то хочет его подставить, и не надел ли он для этого слишком большие ботинки?
Biliyorsun, ara vermeliydim. Ayakkabım nerede?
- Пришлось прерваться – туннельный синдром замучил.
Ayakkabımı bul.
- Где моя туфля? Найди туфлю.
Tezgaha baktım ve orada iki ayakkabı vardı. Bir çift bok kahverengisi ayakkabı, çözülmüş, iki adam gülüyor.
Я посмотрел на кабинку, и там... была пара обуви, дерьмовые коричневые туфли, шнурок развязан, смех двух парней...
Bize birer uçak bileti alacağım ve sonra iade ederiz, tıpkı ayakkabılarda yaptığım gibi yada Tom Cruise'un karılarına yaptığı gibi
Я куплю нам билеты на самолёт, а потом их верну, как обычно поступаю с туфлями, или как Том Круз со своими жёнами.
Ceketler ve ayakkabılar çıksın!
Снять куртки и туфли!
Halı üzerinde birbirinden farklı üç çift ayakkabı izi saydım.
На ковре 3 разных отпечатка ботинок.
Onlar bana dediler ki, istediğin her tür yemek, uyuyabileceğin sıcak bir yatak, yeni ayakkabılar vereceğiz.
Сказали, что у меня будет любая еда, теплая постель, обувь.
Ayakkabılarım oldu.
У меня была бы обувь.
Çünkü ayakkabılarını kullanacağım.
Я возьму твою туфлю.
- Hey, Kath'imizin ayakkabı kutusu o.
- Это обувная коробка Кэт.
Yeni ayakkabı alman gerekebilir.
Вам придется купить новые туфли.
Ama ellerinde benim ayakkabı numaramdan yoktu.
Но моего размера же не было.
Bak, bu ayakkabılara ihtiyacın olmaz, değil mi?
Слушай, вот эти туфли тебе не пригодятся, так ведь?
Hayır, doğum günü ayakkabılarım onlar.
Нет, это праздничные туфли.
- Biliyorum ama ben... 32 yaşındayım, boşandım ve gey, en iyi arkadaşımla ayakkabıcıda çalışıyorum.
- Я знаю, но... Мне 32, я разведена и работаю в обувном магазине с другом геем.
Bu, ayakkabı tamircimiz Richard Two-shoes.
Это наш сапожник, Ричард-башмачник.
Ayakkabı tamircisi Richard Two-Shoes.
Ричард Башмачник. Ричард, сапожник.
Stefan ve Caroline sayesinde bu aralar ayakkabımı bağlayacak vaktim bile yok.
Из-за Стефана и Кэролайн я сейчас шнурки-то завязать не могу.
Ayakkabı kutusuna saklamışsın.
Засунуть в обувную коробку...
- Ayakkabılarım için mi?
Туфли?
Jo, ayakkabıların koltuğun atından bana bakıyor.
Джо, твои туфли под диваном.
Konuşursam ayakkabılarımı eBay'da satarlar. Hem de ayaklarım hala içindeyken.
Я скажу, и мои кроссовки окажутся на eBay вместе с моими ногами.
Ticarete atıldım. Ayakkabı ticaretine.
Я начинал с торговли, торговли обувью.
Frank Şubat ayında sürücü kapısındaki ayakkabı boyutundaki göçük için Jaguar'ını tamirciye götürmüş.
Фрэнк привез свой Ягуар в феврале в мастерскую, чтобы исправить вмятину от ноги на дверце водителя.
Mutfak masasının üstünde içinde bazı mektuplar olan bir ayakkabı kutusu var.
Есть коробка из-под обуви на кухне таблица с некоторыми буквами в нем.
Beyaz ayakkabıları seçerdim.
Я бы посоветовала белые туфли...
- Ayakkabılarını çıkar!
Сними обувь!
Kusura bakma, ayakkabılarını çıkarmasını söyledim.
Извини, я сказала ему, чтобы снял ботинки.
- Hayır, ayakkabınızı alayım lütfen.
- Прошу, не нужно. Просто отдайте мне ботинок.
Ayakkabımı alabilir miyim?
Можете вернуть мне ботинок?
Birinin ayakkabısının altında bulunacak türden şeyler.
Похоже на всё, что ты можешь найти на подошве чьей-то обуви. - Да, все это было на сандалии.
Micah'nın ayakkabısında bulduğumuzun aynısı.
Ту же самую краску мы обнаружили на обуви Мики.
Ayakkabının boyutu kaç?
Какой у тебя размер обуви?
Ofiste spor ayakkabı giyme artık.
Прекрати одевать кроссовки в офис.
Farklı ayakkabılar giymişim.
Эй. Я надела две разные туфли.
Farklı ayakkabılar olduğunu biliyorum.
Я знаю, что это две разных туфли!
Ayakkabı.
Башмак.
Ayakkabılarını parlattın.
Ты знаешь всю подноготную.
Sana ayakkabılarımdan birini ödünç vermemi istermisin?
Переобуться не хочешь?
Ayakkabılarım.
Прекрасные, ужасно дорогие.
Aşırı derecede pahalı olan ve ömrümde sadece bir kez giyeceğim muhteşem ayakkabılarım kayıp.
И они пропали.
Benim için her zaman ucuz ayakkabılı siyahi sürtük olacaksın.
Ты никогда не станешь кем то кроме черной сучки в дешевой обуви.
Ayakkabıları birbirinden farklı mı?
Она надела две разные туфли?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]