Ayakkabılar tradutor Russo
5,156 parallel translation
Hey Gary, bu spor ayakkabıların orada dolandıklarını duyabiliyorum.
Эй, Гари, я слышу тех, кто топает 13-м размером.
Eskiden ben de ayakkabılarımı kaybederdim.
Я и сам свои вечно терял.
Kızımın eski ayakkabıları duruyor.
У меня, кажется, оставались старые дочкины ботинки.
- Ayakkabıları ne yaptın?
Что ты думаешь о туфлях?
Evet, yere ayakkabılarını çıkardıktan sonra bassan olur mu?
О да, сними туфли и попробуй ходить без них.
Kaplan almak dersen seni kendi ayakkabılarınla öldüresiye döverim.
Если скажешь : "Куплю тигра". твоими же ботинками.
Benim çükümün ne kadar pis olduğunu düşünüyorsun? Pislikten yapılmışçasına pis ve tabii farklı pisliklere düştüğü de düşünülürse bir de Pig Pen gelip pis ayakkabılarıyla ona tekme atmış gibi.
мой хер настолько грязен? а потом бы его нашел Пиг-Пен и стал пинать своими грязными ботинками.
Ayakkabıların kemerine uymamış!
Твои ботинки не сочетаются с ремнём!
Onlar Lloyd'un ayakkabıları mı?
Это ботинки Ллойда?
Ölü bir adamın ayakkabılarıyla dolanmak iyi bir fikir mi sence?
Думаешь, хорошая идея расхаживать в обуви прошлого сотрудника?
Ayakkabılarımı çıkaracağım, kızları öpüp yıkanacağım.
— Хорошо... Я сниму ботинки, поцелую девочек, и схожу в душ, хорошо?
Sabahlık, ayakkabılar, çoraplar.
Халат, ботинки, носки.
Ayakkabılarına bakmıştım.
Я проверил его обувь.
Ayakkabılarını çıkar. - Ne?
Снимите ботинки.
Ayakkabılar.
Ботинки.
Bakıyorum, McAvoy'un ayakkabıları hala sende.
Я смотрю, ботинки Макэвоя ещё у вас.
- Ayakkabılarım nerede?
- Где мои ботинки?
Ayakkabılarımı iade ettiğinizde bir de özür bekliyorum.
Когда вернете мои ботинки, я жду извинений.
McAvoy'un ayakkabılarını verdin mi?
Вы уже вернули Макэвою ботинки?
Al ayakkabılarını.
Держи свои ботинки.
- Ayakkabılarına bulanmış bok gibi.
Как с дерьмом, налипшем на обувь?
Ve ne görüyorum biliyor musun? Pahalı ayakkabılarını giymiş güneyli bir jüriyi veya savcıyı nasıl kafalayacağını bilmeyen kuzeyli bir avukat görüyorum.
У меня ничего не назначено до 1 : 00, так, что я подумал, может мне заехать повидать жену.
Ayakkabılarım, ayaklarımda anca pantolonun altına dikişle tutturunca çıkmadan duruyor.
Мои ноги - просто обувь, пришитая к моим штанам.
Efendilerinin ayakkabılarını yalarlar.
Они лижут подметки своих хозяев.
Çok erken gelir ve köşede otururduk ve ayakkabıların kirlenirdi.
Мы сидели в самом углу, приезжали очень рано и у тебя пачкались туфельки.
Her ihtimale karşı giysilerinizle ayakkabılarınızda toz taraması yapın.
На всякий случай, просканируйте одежу и обувь на наличие пыли.
Bunu o ayakkabıları giymeden önce düşünmeliydin.
Об этом ты должна была думать, когда надевала эти туфли.
Tamamdır, tatlım. Git ayakkabılarını giy.
Всё, иди обувайся.
Çekici Prens ayakkabıları tek başına test edemez mi?
Неужели Прекрасный Принц не может проверить обувь сам?
Ayakkabılarını çıkarıp burada bırak.
Снимите свою обувь и просто оставьте её рядом.
Topuklarını üç kez birbirine çarptığında bu ayakkabılar seni istediğin yere götürecek.
Если три раза ударишь каблучками, туфельки отнесут тебя, куда пожелаешь.
Bu ayakkabılar... Bunları bana Oz Büyücüsü verdi.
Эти туфельки... подарил мне волшебник.
Bu ayakkabıları benden alabilmenin tek yolu var.
Ты получишь эти туфельки только в одном случае.
Verdiğim ayakkabılar seni Büyülü Orman'a götürdü, değil mi?
Туфельки ведь перенесли тебя в Зачарованный лес?
Her balerinin ayakkabılarının teknik özelliklerini ayarlamak için kişisel araç gereç seti olur.
У каждой балерины есть свой набор инструментов для доводки обуви по собственным требованиям.
Oh, özür dilerim, baylar ayakkabılarınızı çıkarmanızın sakıncası var mı?
Ой, простите, не могли бы вы снять обувь
Sokakta ayakkabılarım olmadan koşamam.
Я не выйду на улицу без обуви
İsmimi kim bağırıyor diye bakarken Bruno Magli ayakkabılarıma çişimi damlattırdınız!
из за вас я накапал на свои ботинки Бруно Магли пока поворачивался чтоб посмотреть кто меня зовет
Ben ve bu ayakkabılar gibi.
Как я и эти туфли.
Caroline da ayakkabıları geri verecek.
А туфли она возвращает.
Güzel ayakkabılar, çok,, uh, tabanlar vardı rağmen onlara boya benekler.
Обувь тоже классная, хотя на подошвах есть следы краски.
Doğru, Morgan, Claire'in ayakkabıları boya izi bulundu, ancak Arkadaş, Claire ona herhangi bir ayrıntı vermedi dedi?
Подруга сказала, что Клэр не вдавалась в подробности, но, Морган, ты нашла след от краски на обуви Клэр, верно?
Giysilerinizi ve ayakkabılarınızı hemen çıkarın.
Так что сейчас же сняли одежду и обувь.
- Bunlar da en sevdiğim ayakkabılar.
- А я в любимых ботинках.
Ben koleksiyoncu değilim, ayakkabıları saymazsak.
А я не коллекционер, если не брать в расчет обувь.
Evet, pantolonunda ve ayakkabılarında da biraz var.
Да, на штанах и ботинках нашли следы.
Güzel ayakkabılar.
Хорошие туфли.
Birinin sana ayakkabılarının çantana uymadığını söylemesi lazım.
Кто ещё скажет тебе, что твои туфли не подходят к сумочке.
Ayakkabılarım hep uyumludur.
Мои туфли всегда подходят.
Sen öldüğünde ayakkabılarını alabilir miyim?
Когда ты умрешь, можно я заберу твои ботинки?
Ayakkabılarınızı.
Обувь.