Açıyorum tradutor Russo
3,843 parallel translation
Postalarını açmadığını biliyorum, ama ben açıyorum.
Я знаю, что ты не открываешь свою почту, но это делаю я.
Açıyorum, açıyorum.
Я открою, открою.
Evet, kendi çizgi roman fuarımı açıyorum da Robert Downey Jr.'ın ilk panel için kusursuz bir seçim olacağını düşündüm.
Да, я организую собственную комикс-конвенцию, и я подумал, что было бы идеально, если бы ваш клиент, Роберт Дауни младший, появился на нашей основной секции.
Ayrıca tüm mevcut kaynakları Ark'ın hayatta kalan vatandaşlarına açıyorum.
А пока, Я даю возможность пользоваться всеми доступными ресурсами каждому жителю Арки.
Şimdi yıllık İlişki Durumu Zirvesi'nin son maddesini açıyorum.
Поэтому переходим к последнему пункту нашего ежегодного саммита о Состоянии Отношений.
İlk olarak ben senin önünü seksi bir şekilde açıyorum.
Итак, сначала, я сексуально сниму твое пальто.
Tamam, açıyorum.
Окей, Я включу его.
- Dur biraz Dewey, hoparlörü açıyorum.
Подожди, Дьюи. Я включу громкую связь.
Şimdi aracınızın bagajını açıyorum.
Сейчас я открою багажник вашего автомобиля.
Pawnee'nin ilk otantik Sinatra stili Italyan restoranını açıyorum- -
Я открываю первый в Пауни аутентичный итальяснкий ресторан в стиле Синатры -
Yeni bir sayfa açıyorum ben.
Я начинаю все с чистого листа.
Acı çekiyorsun anlıyorum ama buna hiç gerek... - Sana söyledim!
Знаю, тебе больно, но...
Acıyorum size.
Все сдохнете
Bu saatte açık olduğunuza inanamıyorum.
Мне не верится, что вы открыты в это время.
Ağlıyorum çünkü hayatımız o kadar acınası ki şuan tek seçenek buymuş gibi duruyor.
Я плачу, потому что наша жизнь сейчас такая охуенно жалкая, что, кажется, это — наш единственный выход.
Kendimi daha açık ifade edebileceğimi sanmıyorum.
Не знаю, как выразиться еще яснее.
Sana verdiğim sırrın açığa çıkma riski var ve bunu oğlumu korumak için yapıyorum.
Рисковать раскрытием секрета, который я тебе доверил... я это делаю, чтобы защитить своего сына.
Nedense, bana bu durumu açıklayabileceğini hiç sanmıyorum.
И каким-то образом, я понимаю, что ты не собираешься мне что то объяснять.
Şu anda nasıl açıklayacağımı bilmiyorum ama bu durumu çözmeye çalışıyorum.
И я не знаю, как объяснить это сейчас, но я хочу это выяснить.
- Duyamıyorum, su açık ya!
Я не слышу тебя. Вода бежит.
Seni seviyorum ve bunu şimdiye dek anlayamadıysan aynı zamanda da acıyorum.
Я люблю, и если ты этого ещё не понял, то мне жаль.
Bir taraftan amacına ulaşmak için acımasızca davranmanı sempatiyle karşılıyorum.
С одной стороны, я сочувствую твоей преданности цели.
Telefonu açılmaya zorlamak için 911 geri aramasını kullanıyorum, sesini dinleyin.
Я использую перевернутое 911 чтобы телефон включился и мы услышали его.
Dişçine acıyorum.
Мне жаль твоего дантиста.
Sean, neler hissettiğini tahmin edemiyorum ama inanıyorum ki senin olağanüstü yeteneklerin inanılmaz acıların üstesinden gelecektir.
Шон, я и понятия не имею, что ты чувствуешь, но я верю, что твои необычные дарования избавят нас от боли во всём мире.
Acıyorum size.
Вам всем просто грустно.
Zamanın nasıl geçtiğini unutmaya çalışıyorum, düşündüm ki... Anlarsın ya... Böylece sizi özlemek daha az acı verir diye düşündüm.
Я все время пытаюсь потерять счет времени, Я полагал, что это будет... ты знаешь... поможет мне меньше страдать
Denedim ama... Kendime bile açıklayamıyorum.
Я пытался, но я не могу объяснить это даже себе.
Görüş açısına alçalıyorum efendim.
Сейчас сузим, сэр.
Acıya benzer bir yönü olduğuna inanıyorum, evet.
Да, мне знаком этот недуг.
İkisini de kabul edeceğim, çünkü acı çektiğini görebiliyorum ve dışarda nasıl hareket edeceğini görmek için sabırsızlanıyorum.
Согласен, потому, что вижу твою боль, и потому, что мне очень интересно, что из этого получится.
Yapabileceğimizin en iyisi bu ve açıkçası başka bir PC üreticisinden daha iyi bir teklif alabileceğinizi de sanmıyorum.
Это лучшее, что я могу сделать, и, честно говоря, не думаю, что вы получите заказ лучше у других разработчиков ПК.
Yıllar boyunca bir yığın erkek arkadaşım öldü ama ilklerin ne kadar acı verdiğini hatırlıyorum.
У меня, наверное, парней сто умерло за эти годы, но я помню, как поначалу тяжело было их терять.
Affınıza sığınıyorum ama Hollis bey, müvekkiliniz geçmişte bu tedavilerin birkaçını bitirmişti. Ve geçen haftaki olaylardan da anlaşılacağı gibi, sonuçlar pek iç açıcı olmamıştı.
- При всём уважении, ваша клиентка не единожды была участницей подобных программ, и, как показали события прошлой недели, результаты менее, чем впечатляющие.
Daha sonra yeri taşıyıp, başka bir yerde yeniden açıp, sonra da parçayı komşulara falan parselle gibi bir fikri vardı. Ayrıntılarını çok hatırlamıyorum ama bana anlattığı gibi yapsak ödediğimizin iki misli para alacaktık.
У него была идея перевезти его в другое место и там отремонтировать, а потом отделить часть и отдать соседям, короче, я не помню деталей, но из его объяснений исходило то, что мы получили бы вдвое больше, чем отдали.
- Dönem arası notlarına bakıyorum ama daha açıklamadılar. - Ne yapıyorsun?
Что ты делаешь?
Onu gerçek hayatın acı gerçeklerine hazırlamaya çalışıyorum.
Я просто хочу подготовить её к суровым реалиям настоящей жизни.
Muıhtemelen böyle söylememem lazım ama ona acıyorum. Az önce ödümü patlatmış olsa bile.
Возможно, не стоит этого говорить, но мне её даже жаль, хоть она и напугала меня только что до смерти.
Açıkçası dürüst olmak gerekirse o kadar da mutlu olduğunu sanmıyorum.
Если быть откровенным, не думаю, что она так уж счастлива.
Açıkçası, çok iyi uyuyamıyorum zaten.
Признаться, я все равно плохо сплю.
Seni acı çekerken görmekten zevk almıyorum Şef.
Капитан, я не получаю удовольствия от ваших страданий.
Acıkmaya başlıyorum ve daha yapacak çok işimiz var.
Я проголодалась, а у нас еще много работы.
Yutkunamıyorum. Ve kemiklerim acıyor.
Я не могу глотать и мои кости болят.
Açıklayamıyorum ama bir şeylerin başladığını hissediyorum.
Не могу объяснить, но что-то началось.
Kontrol sende. Ayrıca, şu an çektiği acıdan daha fazla acı çekmesini istediğini sanmıyorum.
Кроме того, знаешь, я не думаю, что ты хочешь увидеть, как ему станет ещё хуже, чем сейчас.
Bunu sana açıklamak zorunda kaldığıma inanamıyorum.
Удивительно, что приходится тебе это объяснять.
Ben işe başka açıdan bakıyorum siz de tam bu işin adamısınız.
Ну, я смотрю на вещи под другим углом, и я думаю, что ты тот человек, который может еще мне помочь.
Sırlarımızdan birini açığa çıkarmaya geldiğini sanıyorum.
Один из секретов, которые, как я надеюсь, она нам откроет.
Seçimlerinin pek çoğu hakkında açıklayıcı olacağına inanıyorum.
Полагаю, оно объяснит большинство его решений.
Açıkçası, ben de onu suçlamıyorum.
И, честно, я его не виню.
Açıkcası neye yapmaya çalıştığını hiç anlamıyorum.
И честно говоря, я не понимаю, почему ты вмешиваешься.