Düğün tradutor Russo
5,262 parallel translation
Ama bugün düğün gününüz.
Но ведь сегодня день вашей свадьбы!
Düğün gecesinde kocana yalan söylemen evlilik için kötü bir başlangıç olur.
Лгать своему мужу сразу после свадьбы — дурное начало для брака.
Bunları düğün gecemizde kocam vermişti ve bize yardım edersen senindir.
Мой муж подарил его мне в день свадьбы, оно ваше, если вы нам поможете.
Bunları Ellen MacKenzie'ye düğün hediyesi olarak veren bendim.
Я подарил его Эллен на свадьбу.
Düğün gecesinde olan şeylerle alakalı.
О том, что происходит в брачную ночь.
Birisi bunları düğün hediyesi olarak vermiş.
Кто-то подарил ей их на свадьбу.
Onlardan bilezik yaparak düğün hediyesi olarak genç hanıma verdim.
Я сделал из них браслеты и подарил девушке в качестве свадебного подарка.
Düğün videonu bağlamama izin ver. - Hayır, bana ver.
Знаешь что, давай я покажу тебе ваше свадебное видео.
- Um, düğün ne zaman?
- Когда свадьба?
Kevin, Kate'in düğün organizatörü.
Я Кевин, организатор свадьбы Кейт.
Yani düğün organizatörünü kirli işlerini yapsın diye mi saldın üzerime? !
Поэтому ты науськала своего свадебного организатора, чтобы он сделал за тебя грязную работу?
Düğün organizatörüm yok ki.
У меня нет свадебного организатора.
Düğün St. Keverne'de.
Свадьба в церкви святого Кеверна.
Ama merak etmeye başladım, düğün bitti ve sen acaba mı - diyorsun. - Demiyorum.
Но я не могу не думать, что теперь, когда свадьба позади, не передумала ли ты.
Herkes düğün fotoğraflarına bakar ve herkes aynı hikayeleri anlatır.
Другие смотрят фото со своих свадеб и видят одно и то же.
- Astrologla konuştuk, yeni düğün gününün yıldız falı, bir öncekinden bile daha iyiymiş.
- Мы говорили с астрологом. По его словам, гороскоп на новую дату ещё лучше, чем на старую.
Düğün işlemlerine devam etme konusunda yaptığımız konuşmayı düşünüyordum.
Я размышлял о разговоре насчет проведения свадьбы.
Bence "Cennet" bu düğün için mükemmel bir tema.
Думаю, рай мог бы стать идеальной темой свадьбы.
Bana duvağını verirdi ve onu etrafımda bir elbise gibi sarardım, ben koridorda yürürdüm, o da düğün marşını mırıldanırdı ve sonra bana hangi adamla evleneceğimi sorardı.
Она давала мне свою фату, я оборачивала ее шлейф как свадебное платье, и шла к алтарю, а она напевала свадебный марш. А потом она спрашивала меня, за какого парня я выйду замуж.
Oh, nine, düğün planlanmak çok fazla iş gerektiriyor.
О, абуэла, организация свадьбы это так трудно.
Düğün menümüzü o resmin arkasına bastırmalıyız. Oley!
На обратной стороне можно напечатать свадебное меню.
Düğün planlayıcınız olarak sizi düğün partisiyle ilgili büyük bir kriz hakkında uyarmalıyım.
Как организатор вашей свадьбы, хочу предупредить вас о серьезной проблеме касательно свадебного приема.
Biraz küstahça olabilir ama düğün partinizde biz de olmak istiyoruz.
Может, это немножко нагло, но мы хотим быть на вашей свадьбе.
Zekası İtalyan düğün çorbası kadar zengin.
Его разум такой же насыщенный, как итальянский свадебный суп.
Düğün organizatörünüz olarak her şeyin mükkemmel olmasına emin olacağım.
Как ваш свадебный распорядитель я сделаю всё возможное, чтобы преобразить это место.
Düğün planlamakla nasıl başa çıktın sen?
Как ты справлялся с нервами, когда планировал свою свадьбу?
Ama düğün zamanı bu farklılıkları kenara koyma zamanıdır.
Но свадьба – это самое время забыть о разногласиях.
Düğün günümü ne zaman hayal etsem en güzel gelinin ben olacağımı düşünürdüm hep. Ama yanlış düşünmüşüm.
Когда я представляла свою свадьбу, я думала, что буду самой красивой невестой в мире, но я ошибалась.
Düğün gününde tam bir iyilik perisine dönüşebiliyormuşum.
Как выяснилось, в день свадьбы я словно крёстный отец.
Ama buraya bu iki çiftin düğün merasimi yapmak için eyalet sınırını geçene kadar ne kadar şanslı olduğumu bilmiyordum.
Но я не знал, насколько буду счастлив, пока не приехал сюда, в другой штат, чтобы сочетать законным браком эти две влюблённые пары.
Size erken bir düğün hediyesi vereyim dedim.
Надеялся, ты расценишь это, как предсвадебный подарок.
Niklaus, gerçekten Hayley'nin düğün gününde Jackson'a zarar vermene izin vereceğimi düşünmedin herhalde?
Никлаус, ты ведь не думаешь, что я позволю тебе навредить Джексону в день свадьбы Хейли.
- Doğal. Birçok gelin düğün gecelerinden önce heyecandan yemek yiyemez.
Многие невесты пропускают пару приемов пищи перед днем свадьбы.
Geleneklere göre, Ra's düğün gecesi düşmanlarına merhamet gösterir.
Видите ли, по традиции, Ра'с проявляет милосердие к своим врагам накануне свадьбы.
Düğün gecenizi böldüğüm için üzgünüm.
Сожалею, что прервала вашу свадебную ночь
Önümüzdeki hafta sonu olmasını çok isterim ama... Pardon. Connie'nin düğün partisi var.
Конни беременна, у нее вечеринка.
Düğün bir servete mal oldu.
Да и свадьба дорого обошлась.
Ama sahiden ortada bir düğün olacağından pek emin değilim.
Но я даже не уверена, что свадьба состоится.
Bekle, düğün, bekarlığa veda partisi olmayacak mı?
Стоп, никаких гостей и холостяцкой вечеринки?
Düğün için makyaj gerekiyor bu All Saints de hiç olmadı.
Это нужно сделать так, как еще никогда не бывало во "Всех Святых".
Muhtemelen hayalindeki düğün gününü yaşayamıyorsun.
Наверное, не так ты хотел провести свой день свадьбы.
Bu kilisede olan son şeyin bir düğün olması güzel.
Ты знаешь, это так здорово, что последнее, что в этой часовне происходит - это свадьба.
Düğün çanları her yerde çalıyor di mi?
Повсюду свадебные колокола, да?
Zoe'nin oğlumu fırlatmasına 3 santim kaldı. En kısa sürede bir düğün planlamamız gerekiyor.
Осталось 3 сантиметра до появления малыша, а свадьбу надо организовать... как можно быстрее.
İşin bitince Düğün Çiçeği'ni doğru düzgün bir şekilde yerine koymayı unutma.
А когда закончишь, не забудь поставить Бурёнку в стойло.
Düğün yeminlerimiz böyle olmaz umarım.
Я надеюсь, наши свадебные клятвы не будут так звучать.
Düğün mü?
Серьёзно?
Bu düğün çok hızlı oldu.
Эта свадьба... всё так быстро.
Düğün falan olmayacak Parker.
Никакой свадьбы не будет, Паркер.
Düğün.
Что? Свадьба.
Düğün ne zaman?
А что до свадьбы...