Esyalar tradutor Russo
10,014 parallel translation
Eşyalarımı çaldılar.
Украли мое имущество.
Bu hafta tüm eşyaları çıkaracağımızı sanıyordum.
- Надеюсь, послезавтра. - Я думал, мы на этой неделе уже разберем вещи.
Anneme eşyalarımı almaya geleceğimi söyle.
Скажи маме, что я вернусь за вещами.
Bu evde eşyalar tuhaf yerlerden çıkıyor.
Да уж, в этом доме всё валяется где попало.
Ben de bir uğrayıp eşyalarımı alırım diye düşündüm.
- Привет.
Eşyalarım nerede?
Что ж, ты можешь зайти и забрать их.
- Eşyalarım nerede? - Gerçekten üzgünüm Michelle.
Если хочешь, возьми чемодан.
Tüm eşyaları gitmiş.
Неправильно приготовленный, он ведет к параличу или даже смерти.
Tüm bu eşyalar yepyeni.
Всё это оборудование совершенно новое.
Pasapot, elektronik eşyalar, telefon, kamera.
Документы. Электроника. Телефоны.
Eşyaların hareket etmesini önlemek için astım.
И я закрыл ожидании вещи не движется.
Metal eşyalarınızı çıkarmanız gerek. - Saat, yüzük vesaire.
Вам придется снять все металлические часы, кольца и так далее.
Eşyalarını düzeltiyordum da, kazayla senin ilaçlarını buldum.
Итак, я был выпрямления для вас ранее и я случайно нашел некоторые из ваших стимуляторов.
Kadın eşyaları.
Женские штучки.
Eşyalarını al.
Вещи забери.
Yaşlı kadın evi ve içi de yaşlı kadın eşyaları ile dolu.
Это дом старой женщины, с вещами старой женщины.
Kendi evimde kendi odamda kendi eşyalarım olsun istiyorum.
Я хочу иметь свою комнату, в моем доме с моими вещами.
Güzel göründüğüne inandığı şeyleri, eşyaları biriktirir.
Собирает барахло. Думает, это делает его крутым.
# Eşyalarım fiyakalı Işıl ışıl eşyalarım #
Там и тут Я плут, и я в блеске!
- Dokunma eşyalarıma.
Не трогай мои вещи!
Eşyalarını topla.
Ну все собирай вещи. Одну минутку.
Eşyalarını topla, gidelim.
Собирай вещи и пойдём
Bebek eşyaları satan bir yer.
Тут сплошные мамаши с детьми.
Tüm günümü eşyalarını karıştırarak geçirdim.
Я целый день искал что-нибудь в ее вещах.
Daha sonra eşyalarımı gönderirim.
Я пришлю за вещами потом.
Ona ait tüm eşyalar yakın.
Сожгите все его вещи.
Çünkü Piki, onu geri göndermek için eşyalarını yakmaya çalıştı... - ve artık o bizim oğlumuz değil.
Она пыталась сжечь все его вещи, чтобы отправить его назад, потому что он больше не наш сын.
- Eşyalarını toplayacağım.
– Я пойду соберу что-нибудь из вещей. Нет!
İstiyorsan boş odalardan birine eşyalarını koyabilirsin.
Брось вещи в одну из свободных комнат.
Eşyalarını toplamaya başlasan iyi olur.
Тебе стоит начать собирать свои вещи
Eşyalarımı pencereden dışarı at.
Выкинь мои вещи в окно!
Eşyalarını topla.
Хватай свои вещи.
Bu eşyaları özleyeceklerini düşünüyor musun?
Как думаешь, им будет не хватать этих вещей?
Eşyalarını topla Jyn.
Джин, собирай свои вещи.
Tüm eşyalarım burada ve iki haftaya başlıyor.
Эмм, все декорации здесь..
Ben Ali'yle kalırken Goodwill'e vermek için bazı eşyaları topladığını söylemişti.
Когда я жила с Эли, она говорила мне, что собирает некоторые вещи, которые хочет отдать на благотворительность.
- İçeri gidip eşyalarını al hadi.
— Иди внутрь, собирай вещи. — Хорошо.
Dikkat edin, çünkü bazı eşyalar uçuş sırasında yer değiştirmiş olabilir.
Во время полёта ручная кладь может упасть с полки.
- Eşyaları bozma yeteneğimi küçümsüyorsun.
Ты недооцениваешь мои навыки взлома.
Hayır, eşyaları devre dışı bırakıyorlarmış. Tıpkı reaktöre yaptıkları gibi.
Нет, ситуация такая же... как с тем реактором.
Eşyalarını karıştıracağımızı biliyor. - Yani buraya onun ne yediğine bakmaya ve... bunun düğünde olamayacağını söylemeye mi geldin?
То есть, ты пришёл сюда посмотреть, что он ест и сказать "нет" этому месту для свадьбы.
Bu bir kamu davası olduğundan merhumun kişisel eşyaları, duruşma ve varsa temyiz bitene kadar bizde kalacaktır.
Дело уголовное, потому мы удержим имущество покойной до конца суда и возможных апелляций.
Eşyalarımı alayım.
- Да. Соберу вещи.
İzin verilmeyen eşyaları dolaplara bırakın.
- Оставьте в шкафчиках все запрещённые предметы.
Eşyalarını al.
- Забирай вещи.
Nathalie, bu sabah kalan son eşyalarım için uğradım.
" Натали, я заходил утром забрать последние вещи.
Kalan eşyalarını topla ve toz ol.
Собирайте свое дерьмо и выметайтесь отсюда.
Ian değerli eşyalarını, çizgi romanları orada saklar.
Ян там хранит коллекцию комиксов.
Eşyalarımı toplayıp onunla orada buluşmam gerekti.
Мне нужно было упаковать свои вещи и встретить его там.
Eşyalarımı mı karıştırdın?
Ты рылся в моих вещах?
Kızın eşyalarına dokunmamalıydın.
Не трогай её вещи.