Itiraz etme tradutor Russo
57 parallel translation
Mektup gönderip itiraz etme hakkım var.
Сейчас я даже вопрос не слышал!
Lütfen, itiraz etme.
Семён Семёнович, ну давайте без самодеятельности!
Ne olur itiraz etme, rezalet çıkmasın!
Тoлькo не вoзражай мне и не нужнo сцен!
Belki itiraz etme şansınız olur!
Может мы еще позволим вам прийти с повинной!
Ve evlenmeye itiraz etme.
И не возражай против замужества.
Shelly, bana itiraz etme.
Шелли, не спорь со мной.
Sakın itiraz etme Bay Cobblepot, sen büyüleyicisin.
И не отрицайте, мистер Кобблпот, вы обладаете магией.
- Lütfen itiraz etme.
Пожалуйста, не спорь.
Buna itiraz etme.
Мы оба этого хотим, не отрицай этого.
Bana itiraz etme.
Не дави на меня.
Hiç itiraz etme.
Да, и не спорь.
Hayır itiraz etme, sıkıntıdan patlayacağız, inkâr edemeyiz bunu.
Нет, не возражай, нам до смерти скучно, это невозможно отрицать.
Bu sana son emrim, itiraz etme.
Я сказал пошли! Слушай меня!
Jüri sizi suçlu buldu, karara itiraz etme hakkınız yok, ömür boyu hapse mahkum edildiniz.
Присяжные признали вас виновным и вы приговариваетесь к пожизненному лишению свободы без права на амнистию.
Bana itiraz etme
Не спорь со мной.
- Sanırım itiraz etme şansım yok?
- У меня нет выбора?
Hiç itiraz etme.
Не удивительно что тебе жарко.
Hiç itiraz etme.
Не спорь.
Sadece hiç itiraz etme.
Только не спорь.
Şu an her şeye itiraz etme modundasın Ada.
В данный момент у тебя настроение отрицать все, что тебе скажут.
Ve lütfen buna itiraz etme çünkü bu yalnızca daha fazla incinmeme sebep olur.
И не говори, что нет, так будет только обиднее.
Hiç itiraz etme.
Я не беспокоюсь.
Herkesin bu babalık testinin sonuçlarına itiraz etme hakkı tamamen devre dışıdır.
- Я полностью отказываюсь от своих прав оспаривать результаты этого теста на отцовство.
"Devletin, bir kuruluşa karşı yapacağı herhangi yerici bir olayda o kuruluşun buna itiraz etme hakkı vardır."
"Организация имеет право бороться с любыми действиями правительства, которые вредят этой организации".
Ama yemekten sonra, yani resmiyet artık önem arz etmediğinde senin varlığına kimsenin itiraz etme hakkı kalmıyor.
Но после ужина, когда формальности не столь важны тогда... твое присутствие не вызовет протестов.
Dilerseniz itiraz etme hakkınız var.
- Вы имеете право подать апелляцию, если хотите.
- Hayır. - Ve itiraz etme.
И не спорь.
Lütfen, itiraz etme işini Bay Gardner'a bırakın.
Да, мистер Престон. Пожалуйста, предоставьте мистеру Гарднеру возражать.
Mahkeme Prop 8'in destekçilerinin alt mahkemeye itiraz etme hakkı yoktu kararını verdi.
- Суд заявил, что сторонники восьмой поправки не имеют веса :
İtiraz etme.
И даже не спорь.
İtiraz etme. Yatağını biraz gerebilir miyim?
Ты не против, могу я вытянуться на твоеи постели, немножечко поваляться?
İtiraz etme.
Не говорите "нет". Когда человек отказывается от шампанского
İtiraz etme, alkışla dedim!
ƒавай хлопай!
- Hiç itiraz etme.
Пэд!
İtiraz etme zamanı?
Время шуметь на улице?
İtiraz etme.
Не спорь со мной.
İtiraz etme!
Разговорчики в строю!
İtiraz etme güç için burdasın.
Тебе недостает силы, ты будешь искать её
İtiraz etme!
Не сопротивляйся!
Bana itiraz etme şimdi.
Не прикидывайся.
İtiraz etme, ahbap.
Не бычь, чувак.
Lütfen, İtiraz etme....
Филип, пожалуйста... Не противоречь!
İtiraz etme şansımız var mı...
А апелляцию можно подать...
- İtiraz etme.
- Не обсуждается.
- İtiraz ediyorum, Sayın Ha haraç kesme ve Volstead yasasını birçok kez ihlal etme.
- Протестую, Ваша Чес... вымогательстве, и множественных нарушениях Сухого закона.
- İtiraz etme.
Не спорь со мной.
- İtiraz etme.
- Не возражай.
İtiraz etme Rae.
Не спорь, Рэй.
Kararda "İtiraz etme hakkı yok" yazıyor.
нижестоящий суд "не имеет веса" – так написано в постановлении.
- İtiraz etme.
Так, не спорь.
- İtiraz etme, gidiyoruz.
Не спорь.
etme 17
etmeyeceğim 40
etmez 34
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etmeyecek misin 23
itiraf 19
itiraz 23
etmeyeceğim 40
etmez 34
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etmeyecek misin 23
itiraf 19
itiraz 23