Kandırdım tradutor Russo
698 parallel translation
Kandırdım!
Обманули дурака!
Kandırdım!
Они перехитрили меня!
- Seni kandırdım mı sandın?
- Думал натянуть тебя.
- Seni amma da kandırdım, değil mi?
- Обдурила я тебя, да?
Bu sefer seni kandırdım mı?
Одурачила я вас!
Seni kandırdım.
Я ввел тебя в заблуждение.
Seni bir kez kandırdım. Bunu ikinci kez yapacak kadar aptal değilim.
Не бойся, я не стану обманывать тебя во второй раз.
Dayakla beni eğitebileceklerini sanıyorlardı, ama onları kandırdım.
Думали вколотить в меня знания, да просчитались.
Kandırdım seni, dalga geçtim.
Я провёл тебя. Одурачил.
Çamur yedim ve çimen çiğnedim. Onları kandırdım.
Я ел землю, жевал траву, я обдурил их.
Ben... ben... seni de kendimi de kandırdım.
Я... я... обманула тебя и себя.
Onları kandırdım.
Я их обдурачила.
Kesinlikle senin adamları kandırdım, değilmi?
Надул я вас, да?
Seni kandırdım Stan.
Фактически, Стэн, это было уловкой.
Sonunda minnettar olacağını düşünerek boş yere kendimi kandırdım.
Но я обманывала себя, полагая, что она будет хотя бы благодарна мне за это.
Seni kandırdım!
Попался!
Hepsini kandırdım!
Я надул их всех!
Hâlâ işe yarıyorum diye kendimi kandırdım.
Чувствовал себя брошенным.
Seni kandırdım, değil mi?
Я ведь тебя надул, а?
Kandırdım seni, değil mi?
Попалась, да?
Nasıl da kandırdım?
Вы здесь совсем оглупели?
Sizi kandırdım.
Ха-ха, я вас обманула.
Ama bir kere neyin olup bittiğini farkedince şey, ben onları kandırdım. Bu arada, yemekte ne var?
- как насчет обеда?
Seni kandırdım.
Я одурачил тебя.
Çünkü ben buna inandım, bir salak gibi onları kandıracağıma, kendimi kandırdım.
И сидел, как идиот набитый, пока мою идею разбивали в хлам.
"Bizim Dooley'yi nasıl kandırdım."
"Я подшутил над стариком Дули".
Kandırdım!
Один ноль! Убирайся.
Onu kandırdım, burada yaşamadığımı söyledim.
Но я одурачила его, сказала, что не живу здесь, понимаете?
Kandırdım seni!
Вот так!
Annemi kandırdığım için beni affetmelisin baba.
Прости меня, папа, за то, что я обманула маму.
Milleti kandırdığınızı mı sanıyorsunuz?
Обманули меня.
Sizi kandırdık. Gerçekten buzdolabı yaptığımızı mı sandınız?
Неужели вы и, правда, думали, что мы строим холодильник?
Atlatmak zorundayım çünkü gerçeği gördüm. Beni nasıl kandırdığını gördüm sen böyle çabalarken.
Должно пройти, потому что... я увидела реальность, то, как он меня обманул,
Kandırdın mı beni?
Ты меня обманул?
Çocukları dışarı çıkarmanız için sizi kandırdı mı?
Хитростью заставила взять с собой детей?
"'Beni kandırdığını sandı Ama ben hiçkanmamıştım tabii
Любого проведет легко, но лишь не венгров-земляков!
Muhafızı kandırdığınızı veya işbirliği yaptığınızı farz etmek durumundayım.
Я полагаю обманом или вы в сговоре с охранником.
Seni kandırdığımı biliyor musun?
Вы знаете, что я обманул вас?
Sizi kandırdığımı mı düşünüyorsunuz?
Думаете, я пыталась надмануть вас?
Yakınlarım beni kandırdılar.
Мои родичи меня обманули.
Yakınların seni kandırdı mı?
Обманули родичи?
Bay Gittes beni kandırdınız. Davayı geri çekeceğim. - Anlayamadım?
Я не хочу становиться местным посмешищем. то я прекращаю судебный процесс.
Bu kadar süre onları kandırdıysa, bunu da başarmasına şaşmamak lazım. - Ne söyledin? - Biz hep kapıdaydık.
Ну если он водил их за нос так долго, нечего удивляться, что ему удалось одурачить их снова.
Hasatın üçte ikisini almasına rağmen, hala bizim kendisini kandırdığımızı düşünüyor.
Он забирает у нас 2 / 3 урожая и всё равно думает, что мы обманываем его.
Avukatlara, kendisini kürk avcısıyım diye kandırdığını söyler.
Она говорит адвокатам, что он представлялся сборщиком пушнины.
Beni kandırdı mı yoksa?
Он пошутил?
- Sanırım bizi kandırdılar. - Sana söylemeye çalıştım, Loki.
Локи.
Önce bizi atlarımız için kandırdın, şimdi de kadın için kandırıyorsun.
Сначала ты обдурил нас на лошадей, затем обдурил на женщину.
- Sanırım kandırdı. Mike, gel.
Tак и есть.
Bu minik gömleği şehirdeki bütün kuru temizleyicilere.. .. götürüp onları kandırdığımı mı?
Я таскаю эту маленькую рубашку по всему городу вымогая у химчисток деньги?
Ben, tatlım, kimi kandırdığını sanıyorsun?
Бен, дорогуша, кого ты этим хочешь обмануть?