Kaçıyorlar tradutor Russo
581 parallel translation
Ama kaçıyorlar!
Но они же бегут.
Kaçıyorlar!
Они собираются уходить!
Herhalde bir zepline binip Amerika'ya kaçıyorlar..... ve herkes çılgınca şarkı söylüyor.
Кажется, они сбежали на дирижабле в Америку. И все пели, как сумасшедшие.
Kaçıyorlar ve vebayı peşlerinde götürüyorlar.
С родных мест бегут, всюду чуму разносят. По мне – лучше следи за своим хозяйством да пользуйся жизнью, покуда цел.
Şimdi kaçıyorlarsa, korktukları için kaçmıyorlar!
Если они бежали, то не от страха!
Buna rağmen bu adamlar o topuzlarının yeniden çıkmasını beklemek için hastayız bahanesi uydurup görevlerinden kaçıyorlar.
Эти люди будут притворяться больными и уклоняться от обязанностей, пока их волосы снова не отрастут. Старейшина!
Şimdi de İngiltere'ye kaçıyorlar. lrma ve Lort.
И теперь они сматываются в Англию - Ирма и лорд!
Morok'lar kaçıyorlar.
Мороканцы сбежали.
Bu ödlekler mavi üniforma lafını duydular mı kaçıyorlar.
Видишь, как только эти трусы чуют поблизости синюю форму, они бегут.
Matthias, treni durdurun, kaçıyorlar.
Матиас, останови поезд!
Saldırıya uğradıklarını bildiriyorlar. Kaçıyorlar.
Они сообщают, что на них напали.
Kaçıyorlar!
Они пустились наутек!
Ama her zaman termometre kullandığını görünce kaçıyorlar.
Но когда они каждый день видят тебя с градусником, они тут же убегают.
Şeytanlar niye cehennemden kaçıyorlar?
А почему черти бегут из ада?
Yüzüp avlanıyor, oynuyor iletişim kuruyor, çiftleşiyor, paylaşıyor ve avcılardan kaçıyorlar.
Они охотятся, плавают, ловят рыбу, гуляют, веселятся, спариваются, играют, убегают от хищников.
Kaçıyorlar.
Они бегут.
Kaçıyorlar!
ќни сбежали!
Bizden kaçıyorlar galiba.
Покажи мне путь домой.
Balıklar da aptal değil, kaçıyorlar.
А рыбы умные и держатся подальше в море.
Kaçıyorlar.
Они в бегах.
Kaçıyorlar, yakalayın!
Люди с равнины уходят. Задержать.
- Dr. Monroe, diğer hastalarınız binadan kaçıyorlar. - Durun!
- Доктор Монро, остальные клиенты покинули помещение.
- Kaçıyorlar! - Ne? - Arkadan!
- Они отходят... с тыла!
Kaçıyorlar gibi görünüyor.
Они в панике!
Onu denizden kaçırmayı planlıyorlar. Gümrük listelerini kontrol ediyoruz.
Они собираются вывезти её из страны морем.
Şey, onlar gözlerini kancalara dikiyorlar ya da gözlerini onlardan kaçırmaya çalışıyorlar.
Ну, они... Они пялятся на эти крюки.. .. или, наоборот, пялятся на всё, кроме них.
20'nci masadan bir kaç adam hala dava üstünde çalışıyorlar.
Несколько человек из 20-го отдела еще работают на месте.
Beni kaçırtıyorlar.
Они заставляют меня уехать.
Vurup kaçıyorlar, sonra da biz suçlanıyoruz.
Кто-то ограбил и свалил, а нас обвинили...
Bu insanlar bizi polislerden kaçıyor sanıyorlar.
Он отдадут нас в лапы полиции, эти славные ребята.
Kızılderililer bufaloları kaçırıyorlar.
Индейцы погнали буйволов.
- Kızı kasabada kaçırıyorlar.
Сядь.
Onu kaçırıyorlar!
Его похитили! Пойдемте.
Bak, kaçıyorlar!
Они собрались от нас сбежать.
Pranga takıyorlar ve ilave bir kaç yıl.
Получил кандалы и пару лет в придачу.
- Johnson, kaçıyorlar!
Джонсон, они уходят.
Filistinliler Tanrı'nın kendilerine vermediği uçakları kaçırıyorlar!
- Господь не давал палестинцам планы грабежей!
Aşşağıda kaç sat boyunca çalışıyorlar?
А по сколько часов они тут внизу работают?
Sıklıkla tekrar kaçıp yabani Omlara katılıyorlar ve... parkları ve diğer boş alanları istila ediyorlar.
Слишком часто они дичают... и это увеличивает поголовье Оммов... в парках и других изолированных районах.
Kibar değiller, ama yalan söylemiyor, çok ileriye bakmıyor ve hiçbir şey kaçırmıyorlar.
они не врут, и ты всегда смотришь в глаза. И все замечаешь.
Onlar tüm olaya hakim ve hiçbir şeyi gözden kaçırmıyorlar.
- Но им это не интересно.
Yeraltında birçok özgürlük ordusu var ve birçok zengin kadını kaçırıyorlar.
В революционном подполье много всяких "армий освобождения"... и много похищенных наследниц. Вот Мэри Энн Гиффорд.
Monotonluktan kurtulmak için hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar.
ќни произвели выстрел наугад, чтобы разве € ть однообразие.
Burada kaç saat çalışıyorlar?
Сколько часов они работают здесь?
Beni kaçırıyorlar.
Меня похитили.
Şimdilik tâhkikâtçılar her türlü yorumdan kaçınıyorlar.
Мисс Манзетти была опознана полицией.
Komik. Tanığınıza karşı, bir kaç puan kazanıyorum ve onlar Budapeşte'den yeni bir şey fırlatıyorlar.
Забавно, как только я получила выгоду от одного из ваших свидетелей, из Будапешта сразу присылают что-то в суд.
- Hep insanları kaçırıyorlar ya, dostum.
Пришельцы постоянно кого-нибудь воруют.
Keyfinizi kaçırıyorlar.
они наводят тоску.
Her gün büroyu kaç kez arıyorlar.
Такое часто бывает в нашем офисе.
"İnsanları kaçırıp üzerlerinde bilimsel ve tıbbi deneyler yapıyorlar." dedi.
Он говорит : "Ну... они похищают людей и проводят на них научные и медицинские эксперименты"