Kaçıyorum tradutor Russo
1,820 parallel translation
Kaçıyorum.
Прекрати.
Ben kaçıyorum.
Я собираюсь бежать.
Peki ben kaçıyorum öyleyse.
Ладно, мне пора.
Palyaçolar yok Yere vurdukça kaçıyorum
Но поднимаюсь снова я
Ben onlardan kaçıyorum. Kendileri bana geliyorlar.
Я случайно на них наткнулся.
Kaçıyorum.
Бегу.
Kaçıyorum, denemez.
Я не совсем избегаю его.
Tamam, ondan kaçıyorum.
Ладно, я его избегаю.
Dün akşamdan beri ondan kaçıyorum.
Избегала его с прошлой ночи.
Yeterince sık kaçıyorum zaten, sağ ol.
Спасибо, я и так часто убегаю.
Bak, senden kaçmıyorum tamam mı, vasiyetten kaçıyorum.
Слушай, я избегаю не тебя. Ладно? Я избегаю оглашения завещания...
Ben kaçıyorum.
хорошо
Tamam, o zaman, ben kaçıyorum.
Ладно, ребята, я должен бежать.
Evet. Sanırım hâlâ kaçıyorum.
Да, до сих пор, я думаю.
Kraliyet Düğününü kaçırıyorum.
Я пропускаю королевскую свадьбу.
Her şeyi kaçırıyorum!
Я все пропускаю!
Ben neden eğlenceli kısımları kaçırıyorum hep?
Блин, почему я вечно пропускаю все веселье?
Bugün de golfu kaçırdığıma inanamıyorum.
Не могу поверить, что снова пропустил гольф сегодня.
Ama bir kaç yüz destekçinin oyları değiştirebileceğini sanmıyorum.
Но не думаю, что сотня голосов изменит результат голосования.
Homer'ın oda sıcaklığındaki el sabunu için kaç defa acı içinde ağladığını hatırlayamıyorum.
Сколько раз Гомерчик был в ярости из-за теплой пены.
Anlıyorum, ama ben sadece dışarıdaki zeki öğrencileri kaçırdığınızı söylüyorum.
Я беру свои слова назад, хочу сказать только, вы упускаете великолепных детей таким образом.
Sanıyorum ki plan Abdul'ü hapisten kaçırmak,... çünkü kardeşi bir şeyler planlıyor.
Думаю план в том, чтобы вытащить Абдула из тюрьмы, потому что его брат что-то планирует.
- Ne kaçırıyorum ben?
Я что-то пропустил?
Neyi kaçırıyorum?
Так что я упустил?
Neyi kaçırıyorum?
Ну скажите, что я упустил?
Sanıyorum bir kaç insanı hayata bile döndürebilir.
Я полагаю, несколько людей Могут даже вернуться к жизни.
Ama elimden gelenin en iyisini yapıp rapor yazmaktan ve sonucunda kendimi suçlamaktan kaçınmaya çalışıyorum ama Tanrı biliyor ya, senin gibiler buna değiyor.
Но я изо всех сил стараюсь избежать возни с бумажками и угрызений совести, связанных с убийством. И Господь ведает, что ты из тех типов, с которыми трудно сдержаться.
Bunu sana daha önce hiç sormadığıma inanamıyorum ; ama kaç tane?
Не верится, что раньше не спрашивал, но... Сколько?
Neden, bir şey kaçırmıyorum ki.
Почему? Я что-то упустила?
Bir kaç Polonyalı adam tanıyorum.
Я знаю пару поляков. Простые работяги.
Bunun için Countryfile * programını kaçırıyorum.
Я скучаю по тем временам, когда слышала его в "Деревенских новостях".
Hayranlar tarafından ilk kez kaçırılmıyorum.
Фанатки похищают меня не в первый раз.
Ses çıkınca ipin ucunu kaçırıyorum.
Я не могу рассказывать, когда вокруг шумят.
Ayrıca inşa ettiğiniz laboratuvara bir bakıyorum da, harcadığınız onca paraya... Hiçbir masraftan kaçınmadınız.
... не жалея средств.
Eh. Bir türlü anlamıyorum, bir adam nasıl ailesini ve evini terkedip... ülkenin bir ucundan diğerine gidebilir... hem de değeri ne olursa olsun, bir kaç parça taş uğruna.
Но, я не могу понять человека оставляющего свой дом и семью... и идущего в чужую землю... в поисках нескольких скал, не осознавая, чего это стоит.
Cameron sanıyorum yanlış yöne saptı İşaret tabelasını kaçırmış olabilir Mantıklı bir açıklaması olmalı
И вот стало известно, что Кэмерон допустил ошибку в этом круге, возможно - нарушил границу трассы... это кажется вполне логичным объяснением...
Ben de herkese bağırıyorum,'Kaçın, kaçın!
И я кричу всем "Бегите!"
Bir kaç kutuluk şeftali alıyorum.
Я взяла пару банок консервированных персиков.
Kasabada pek çok yaşlı insan ölümün tatlı uykusuna dalınca bir kaçını soğuk odada bekletmek zorunda kaldığımı hatırlıyorum. Açıkçası biraz yardıma ihtiyacım vardı.
Насколько я помню, у нас в городе был большой перевес в сторону пожилого населения и они стали все разом отправляться в мир иной, в местном морге просто не хватало мест и... честно говоря, мне срочно нужна была помощь.
Aklımı mı kaçırıyorum?
Я что с ума схожу?
Burada sizin oğlunuza bakarak, hala, Neler kaçırdığımızı düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.
Всё же, глядя на вашего сына, я не могу не думать, чего мы лишены.
Çarpma anını hatırlamıyorum, sadece bana doğrultulmuş bir silahtan kaçıyordum.
Я не помню столкновения. Это был просто инстинктивное движение, уклониться от оружия.
Sanki aklımı kaçırıyorum. Çok yoruldum ve her şeyi kaybediyorum.
Я как будто схожу с ума, я так устал, и теряю контроль!
Bulduğun hiçbir fırsatı kaçırmadın. Seni uyarıyorum :
Это же не отель, а развалины какие-то!
¶ O yüzden kaçırıyorum bakışımı bebeğim ¶
Смотрю я в эту даль, Киска
Kaç defa söyleyeceğim? Tillman denen herifi tanımıyorum.
Я уже говорила тебе, я не знаю, кто этот чёртов Тиллман.
Hayat akıp gidiyor ve ben her şeyi kaçırıyorum.
Жизнь проходит мимо меня, и я всё пропускаю.
Günde 8 kere kaka yapar ve sanırım aklımı kaçırdım çünkü yemin ederim o çocuk bezlerinin her birine tapıyorum.
Он пачкает подгузники 8 раз в день, и мне кажется, я схожу с ума, потому что, клянусь, я боготворю каждый грязный памперс.
Kaç defa yapmamız gerekiyor anlamıyorum.
Я не знаю, чего вы еще хотите от нас.
Aklımı mı kaçırıyorum yoksa Moby barmenlik mi yapıyor?
Я сошел с ума или Моби стал барменом?
N'olmuş? Kaçıyorum ben.
- Как хотите, но я пошёл.