Mantıksız tradutor Russo
1,278 parallel translation
- Bu mantıksız.
- Ерунда какая-то.
Mantıksız davranıyorsun!
Ты поступаешь неразумно!
Beni bölmeni sağlayacak hangi mantıksız fikir aklından geçmekte?
Что за бредовая идея пришла вам в голову? прерывать меня?
- O konuda tartışmaya gerek yok. - Bu mantıksız.
Не буду оспаривать.
Arayacağım. Hattın diğer ucunda çılgın bir kız var ve konuşacak birini bulamazsa mantıksız bir şeyler yapabilir. Tanrım, lütfen biri telefona baksın.
Боже, я надеюсь, что кто-то снимет трубку.
Emma mantıksız davranıyor.
Она ведет себя неразумно.
Kimse seni fazla talepkar ya da mantıksız olmakla suçlamaz.
Никто не называет тебя требовательной или безрассудной.
Mantıksız bir harekette bulunma, anladın mı?
Ничего не предпринимай. Ты меня понял?
- Haydi ama Clark. Ben mantıksız olunca sanki sen hiç dediğimden şüphelenmiyorsun.
Это не похоже на тебя, играть в молчалку, когда я рассуждаю логически.
Bu kızları buraya kadar getirip öldürmeleri çok mantıksız.
Нет смысла везти девушек так далеко, чтобы потом убить их.
Bu çok mantıksız. Halı yıkamacıda krema ne arar?
Но зачем чистильщику ковров сливки?
İki tür korku vardır. Mantıklı ve mantıksız.
" Есть два вида страхов - рациональные и иррациональные.
Emlakçılardan korkmak mantıksız bir korku.
Боязнь агентов по продаже недвижимости - это иррациональный страх. "
Bir robotun cinayetten gözaltına alındığı, bir kişinin ağzından kaçarsa mantıksız paniğe yol açmış sayılacak.
Никаких намеков на то, что робот был задержан по подозрению в убийстве. А не то, вы понесете наказание по всей строгости закона, за поднятие необоснованной паники.
Birincisi, mantıksız, potansiyel cani değiller!
! Прежде всего, они здравомыслящие и из них не выходят маньяки!
Mantıksız paranoya ve önyargı yüzünden toplu iadeleri bir düşün!
Только представь массовые возвраты роботов, а все из-за паранойи и предрассудков.
Mantıksız davranma!
Идиот! Не глупи!
Mantıksız konuşuyorsun.
Tы неceшь полную бeлибeрду.
Mantıksız davranmıyorum, "Canım".
- Я не хочу быть безрассудным, "Озорник".
Bu mantıksız.
Все это бессмыслено.
İnsanların istekleri o kadar komik ve mantıksız ki.
Человеческие стремления столь нелепы и иррациональны...
Mantıksız ve yanlış.
Иррациональна и неправильна
Bu dava mantıksız şeylerle ertelendi.
Это дело постоянно откладывалось.
Saçma ve mantıksız bir soruydu!
Это был дурацкий, нечестный вопрос.
Off.. Bu çok mantıksız olacak..
Господи, вот бредятина-то...
- Mantıksız. O alkolik değil.
Этого не случается.
İihtiyacı olmayan hastaya bu prosedürü uygulamak çok mantıksız.
Проводить эту процедуру на пациенте, который в этом не нуждается, просто бессовестно.
Bu mantıksız. Evine girmek de mantıksız ama yaptığın bu.
- Вломиться в ее дом тоже, но ты сделал это.
Yoksa sorum mantıksız mıydı?
А вот ответ может.
- Hayır, çoğu insan gibi sadece mantıksız hareket ediyor.
— Он нерационален. Как и большинство людей.
Bu çok mantıksız.
Глупость какая-то.
Üzgünüm hayatım Bay Wonka mantıksız davranıyor.
Прости, дорогая. Мистер Вонка ведет себя неразумно.
- Çok mantıksız.
Это не имеет смысла.
Tanrı biliyor, yaşadığın hayatı göz önünde bulundurunca, seni bir çeşit aile gözetimi altında tutmak hiç de mantıksız bir şey değildi.
Бог знает, при той жизни, которую ты вёл, родительская опека тебе не помешает.
Mantıksız davrandım.
Я ошибалась.
Çok mantıksız.
В этом нет никакого смысла.
- Bu mantıksız.
Наплевать - Отдай обратно.
Asıl mantıksız olan Bullock'un payına düşen miktar.
Но вот непомерная доля Буллока в этой сделке - это лютый пиздец.
Mantıksız davranışlarımı açıklar en azından.
Люди же должны понимать, почему я веду себя как идиот.
Mantıksız davranacağından korkuyordum.
А вдруг бы тебе моча в голову ударила?
Uh, hayır hayır hayır. Bu çok mantıksız.
Нет, это неразумно.
Mantıksız biliyorum. Muhakkak ki pek çok güvenlik düzenlemesi vardır. Fakat Cleaver sanki nükleer bir soykırımdan söz etmiş gibi.
Конечно, это звучит абсурдно, есть же столько требований к безопасности, но ведь Кливер говорил о ядерной катастрофе.
Senin şu kar meselene ve geçirdiğin zor günlere üzüldüm. Karın mantıksız ve zor olduğu ve sadece gökten düşen donuş su olduğu konusundaki laflarım da pek faydalı olmadı. Ben de sizi tekrar bir araya getireyim dedim.
Ну, мне было не по себе из-за тебя и снега, вам пришлось несладко, и я еще добавил своими словами про снег что он причиняет боль, и непрактичный, и что он просто замерзшая вода, и я подумал, что могу вас помирить.
Kadın mantıksız davranıyor.
Эта женщина сошла с ума.
Mantıksız olan benim.
Одна я такая дура.
İşlerin belli bir biçimde yapılmasını istediğim için mantıksız oluyorum öyle mi?
О, я безрассудна потому, что у меня свой взгляд на вещи?
Bu mantıksız.
Не вижу смысла.
Mantıksız.
Не совпадает.
Bu çok mantıksız.
Это бессмысленно.
İstekleriniz mantıksız.
Я просто наклонился.
Bu çok mantıksız.
Это вопиющее безобразие!