English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ S ] / Sanki

Sanki tradutor Russo

27,793 parallel translation
Sanki telefonunu ödünç almış gibi.
Похоже, одалживал у него телефон.
Sen bana vuramazsın. benim le birlikte görünmek istemiyorsun, sanki ucubenin tekiymişim gibi. ve sonrada kandırmaya çalışıyorsun.
Ты не можешь вот так просто сначала дать мне по роже, потом бояться, что тебя увидят рядом со мной, как будто я какой - то урод, а потом, значит, ты хочешь развлечься.
Sanki uyuyormuş gibiydi, bilirsin işte.?
Он словно спал, понимаешь?
Sanki beni seviyormuş gibi davrandım.
Делал вид, что я ему нравлюсь.
Sanki beni burada istemiyormuş gibi hissettirdi bana.
Меня не покидает ощущение, что ей не нравится, что я здесь.
Yemin ederim, sanki onları hissettim.
Я клянусь, я чувствовала их, как будто они были рядом.
Yemin ederim çocuk sanki sana kafayı takmış yada öyle bir şey.
Господи, да этот парень помешался на тебе.
Bende bıraktığın izlenim sanki birazcık bölgeci birisin.
У меня появилось впечатление, что Вы слегка... неподступный.
Bana tepeden bakıyorsun. Sanki bir çöp yığınıymışım gibi.
Смотришь на меня, как будто я блядское мусорное ведро.
İsimleri sanki hep Rick'tir.
Кажется, их всех зовут Риками.
Saçlarımın zarifçe omzumdan süzülmesi günümü sanki daha iyi veya daha kötü mü yapacak?
Станет ли этот день лучше или хуже, если кудри будут ниспадать на мои плечи?
Eğitim sırasında flört ediyor gibiydi, şimdiyse vazgeçti sanki.
На прошлой неделе она кокетничала, а теперь будто поменяла полярность.
Sanki çok derinlere inmişsin gibi.
Будто вы заблудились внутри себя.
Sanki düşünceler ve kelimeler arasında sıkışmışsın gibi.
Застряли где-то между мыслями и словами.
Biliyorum, sanki yeterince şey yaşamamış gibi.
Знаю, но надо же привести его в божеский вид.
Farklı şekilde, sanki araya bir duvar koymaya çalışıyor gibi.
По-разному, как будто пытается отгородиться или что-то подобное.
Bir şey eksik sanki?
Чего-то не хватает?
Burada oturuyorum,... sanki bu davanın daha karışık olmasını istiyormuşum gibi... sen çıka geliyorsun.
Знаешь, я сидел здесь и мечтал, чтобы это дело было запутаннее.
Bazen bütün bu her şeyin bilirsin sanki başka birine oluşunu izliyormuşum gibi geliyor.
Иногда я чувствую будто все это... понимаете, вроде как... я наблюдаю, как все это происходит с кем-то другим.
- O sanki... sonra birden kaçtı.
- Он просто... смотрел прямо через меня, а затем исчез.
Dövüştüğüm zaman sanki her şey yavaşlıyor.
Когда я дерусь, всё как-будто замедляется.
Bu sanki bir şeyler saklıyormuşum gibi hissettirir.
Звучит, словно я что-то скрываю.
Sanki aile köpeğini övüyormuşsun gibi.
Ты словно любимую собаку хоронишь.
Ama sanki burada olmak istemiyormuşsun gibi.
Но кажется, что ты не хочешь быть здесь.
Hazır peynirden bahsetmişken Joe MacMillan sanki eski formuna dönmüş gibi.
Ага, к слову, о диковинках, похоже, Джо Макмиллан снова в форме.
Şey gibi, sanki bizi bekliyor gibi.
Он будто... ждет нас.
Sanki şey gibi yapıyorsun... Tüm arkadaşları almış!
Все ее друзья получили его!
Kompozisyon yazmışsınız sanki dostum.
Ага, это, типа, целое эссе, мужик.
Sanki canı yanıyormuş gibi sıkıca başını tutuyordu.
Она хваталась за голову, будто испытывала боль.
Sanki nöbet geçiriyor gibiydi dedi.
Он сказал, у нее как будто был припадок.
- Geçen gece çok işe yaradı sanki bu.
- В прошлый раз вышло "отлично".
Yerleşik Bellek Onarılıyor % 100 Tamamlandı Sanki tüm hava durumu sistemi bana sırtını çevirmiş gibiydi.
Будто весь мир пошел на меня войной.
Akıl hastalığı gibi sanki.
Как будто все сошли с ума.
Vay be, sanki...
Воу, это же...
Sanki... bilemiyorum ama kafamın içini araştırdığını hissedebiliyorum.
Типа... я не знаю, я чувствую, как эта штука роется в моей голове.
Sanki ele geçirilmiş gibiydim.
В меня будто что-то вселилось.
Sanki yapmayı tasarladığı şey utanç verici bir şeymiş gibi davranıyordu. Bath'daki lüks hayat için, sevgili hastalarını gece yarısı terk etmesi!
Он вел себя так, будто замыслил нечто постыдное, посреди ночи сбегает от любимых пациентов ради удовольствий Бата.
Sanki minik bir makas gibi.
Как маленькие ножницы.
Sanki sen onu çok dinliyormuşsun gibi.
А ты сама-то?
Sanki hapisteymişiz gibi bu otelde kısıldık kaldık.
Мы заперты в этом отеле словно в тюрьме.
Acayip. Sanki Rolls-Royce Phantom sürüyormuşum gibi.
Это даже пугает, ощущения как в Rolls-Royce Phantom.
Evet, muhabir falan olmadığımın farkındayım ama ona inandım sanki.
Да, знаю, что я не репортёр или что-то вроде того, но я вроде как ей поверила.
Hatırlıyor musun, önceleri her görev için yola çıktığında o kadar sıradan vedalaşırdık ki sanki... dükkâna dondurma almaya gidiyordun.
Ты помнишь, когда ты уходил на службу... каждый раз, когда ты хотел вернутся, мы всегда попрощались так небрежно, как будто ты шел в магазин по мороженое.
Sanki, tüm planladığım hayatı yemiş gibiyim.
Будто я сожрала свою жизнь мечты.
İtfaiyeleri severim gerçi, o ses sanki bana yapılması gereken bir şeyi yapmam gerektiğini hatırlatır.
Хотя мне нравятся пожарные части, и похоже, что я сделал то, что должен был.
Bebeğim, açıklayabileceğim bir şey değil, sanki bu adama söylemek ya da yapmak istediğim şeylerin, tam tersini yapıyor gibiyim.
Не знаю, как объяснить. Как будто хочу что-то сказать ему, или сделать, и поступаю наоборот.
Sanki The Manny ya da What's Happening! şovlarından birinin bir bölümü gibi.
Как эпизод "Мэнни", или "Что происходит!".
Şuna bakar mısınız, sanki şey gibiyim, şovun bu kadar boktan olmasının sebebi yazar da değil aslında.
Подумайте вот о чем, писатель не виноват, что шоу такое ужасное.
Sanki gelecekte olan benim?
Я что ли сейчас в будущем?
Sanki hiç kazanamayacaksın gibi.
Чёрт, да в ней вообще нельзя победить.
Sanki bir tanesine ihtiyacın var gibi görünüyor.
Похоже, тебе не помешает.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]