Sanmıyorum tradutor Russo
21,582 parallel translation
Hayır. Bidiğimi sanmıyorum.
Нет не думаю
Fazla zamanım kaldığını sanmıyorum.
Мне недолго осталось.
Henüz onları duyduğumu sanmıyorum.
Не верится, чтобы я это уже услышал.
Ayrıca, spor malzemelerine de yönelmişler. Ayrıca kullanıcı tabanımızın kapsamına ve boyutuna yaklaşabileceklerini sanmıyorum.
Плюс, они сосредоточены на коллекционных спортивных товарах, так что они и рядом не стояли с размером и охватом нашей пользовательской базы.
Diğerlerinin beni geri istediğini sanmıyorum.
Не думаю, что парни примут меня обратно.
Bunun sorun olacağını sanmıyorum.
Без проблем.
Sanırım suikastçıları tespit ettim. Yanlarında asılı olanın ise kılıç olduğnu hiç sanmıyorum.
А я, кажется, вижу убийц, и у них не только шпаги.
Çalıştığını sanmıyorum.
По-моему, не работает.
Hiç sanmıyorum.
Очень сомневаюсь.
Ona aşık olduğumu sanmıyorum.
Не думаю, что я правда была влюблена в него.
- Bu kelimeyi kullanacağımı sanmıyorum.
- Не думаю, что это то слово.
Onun, onun pek de iyi bir yerde olduğunu sanmıyorum.
Просто у меня такое... ощущение, что он сейчас не в лучшей форме.
Greg ile aramızı düzeltmeden romantik bir şey yaşayabileceğimizi sanmıyorum.
Пока мы всё не уладим с Грегом, не думаю, что нам следует общаться в романтическом ключе.
Bunun anketleri iyi etkileyeceğini sanmıyorum.
И я сомневаюсь, что это поднимет ваш рейтинг.
Aradığın her neyse orada olduğunu sanmıyorum.
Что бы ты там ни искала, не думаю, что это там.
Biliyor musun... Bunu yapacağımı sanmıyorum.
Вряд ли я так сделаю.
Bunun için yeteri kadar önemli biri olduğumu sanmıyorum.
Не такая уж я важная персона.
Sona erdiğini sanmıyorum.
Но это не так.
Nedense bunu isteyeceğini hiç sanmıyorum.
Не думаю, что ты хочешь этого.
Pek çalabileceğimi sanmıyorum.
Не думаю, что буду много играть.
Sanmıyorum.
Э-э, я так не думаю.
Söylediğim gibi, sanmıyorum.
Как я сказала, я так не думаю.
Bunu yapabileceğimi sanmıyorum.
Не думаю, что смогу сделать это.
Sana karşı olan nefretimi açıklamaya yetecek bir kelime olduğunu sanmıyorum.
Не думаю, что есть слова, подходящие, чтобы описать всю глубину моей ненависти, испытываемой к тебе прямо сейчас.
Pek sanmıyorum, Damon.
Вот в чем дело, Деймон.
Sanmıyorum.
Нет, ты не станешь.
Ama pek bir şey çıkacağını sanmıyorum.
Вряд ли выйдет что-то путное.
Tamam biz elçilerin bu olaya dahil olduklarını tanrı onlara dokunana kadar bildiklerini sanmıyorum.
Мы уверены, что все пророки даже не знали, кто они, пока их не коснулся Бог, так что...
Sanmıyorum.
Сомневаюсь.
Adamları ilaç çalıyor. Ama ilaçların işe yaradığını sanmıyorum.
Ее люди крадут лекарства.
Engel olabileceğimi sanmıyorum.
Даже не представляю, что бы могло.
Henüz değil, ama duyduğum acınası sesli mesajlarından sonra onun sana değer verdiğini sanmıyorum.
Еще нет, но я слышал твои жалкие сообщения этому мужчине, который тебя совершенно не ценит.
Hayır. Sanmıyorum.
Нет, я так не думаю.
Sanmıyorum.
Я так не думаю.
Biliyor musun, kızacaklarını sanmıyorum.
Не думаю, что они разозлятся.
Bu işin arkasında olduğunu sanmıyorum.
Не думаю, что она за этим стоит.
Fakat daha da kötüsü, kendine bile saygın olduğunu sanmıyorum.
Но хуже всего то, что вы и себя не уважаете.
Sadece sarhoş olmak için şu anın iyi bir zaman olduğunu sanmıyorum.
Просто не думаю, что сейчас время нажираться в зюзю.
Doğrusu hiçbir yere gidebileceğimi sanmıyorum.
Вряд ли я могу куда-то ехать, по правде говоря.
Bunun önemini anladığınızı sanmıyorum.
По-моему, вы этого не понимаете.
Onun ne düşündüğü konusunda endişeleniyorsan bunun bir yararı olduğunu pek sanmıyorum.
Если переживаешь, что он подумает, то я сомневаюсь, что это поможет.
O kadar cesur birini gördüğümü sanmıyorum.
Я ни в ком ещё не видела столько отваги.
Hiç sanmıyorum.
Нет, я так не думаю.
Sanmıyorum.
Думаю, нет.
Ama hayır, onlardan birinin, Jared'ın ölmesini istediğini sanmıyorum.
Но нет, я не думаю, что кто-либо из них хотел убить Джареда.
Bayan Ortiz, erkek arkadaşınızın çok iyi bir adam olduğunu düşünmüyorum ama sizi terk etmeyi planladığını da sanmıyorum.
Мисс Ортис, я не думаю, что ваш друг был... порядочный человек, но не думаю и того, что он собирался вас бросить.
Yaşayacağını sanmıyorum.
Не думаю, что она выживет.
Sanmıyorum.
Не думаю.
Sanmıyorum.
Ещё чего.
Beni affedeceğini de hiç sanmıyorum.
Не думаю, что она когда-нибудь простит меня.
Butch'ın onu tanıdığını sanmıyorum.
Я не думаю, что Бутч знал его.