Süre tradutor Russo
19,931 parallel translation
O ve annem bir süre Hanna'nın odasındalardı.
Он с мамой был в комнате Ханны, какое-то время.
Uzun bir süre sonra, dışarı geldi.
Спустя время, он вышел оттуда.
Ben de bilmiyordum tüm süre boyunca.
И я не находился там постоянно.
Bir süre dönmeyecekler.
Их не будет какое-то время.
Uzunca bir süre gelmeyecek.
Не вернется допоздна.
Bak, bir süre önce, acı verici birkaç şey yaşadım.
Просто.. Слушай, некоторое время назад я прошла через очень болезненную фигню, и немного сошла с пути.
Orası bir tımarhaneyken Radley'de dikkate değer bir süre geçirdim.
Я провела какое-то время, много времени, в "Рэдли", когда он был лечебницей.
Birazdan da yeterli bir süre.
Ну, скоро - это скоро.
Belki bize bir süre kızgın olurlar ama.... bundan daha kötü şeyler var.
Они будут злы недолго на тебя... но... есть вещи похуже.
Burada çalıştığı süre boyunca merhum Dr. Rollins'in kimliğini kullanmış.
Он использовал личность покойного доктора Роллинса все время, что работал здесь.
Size söz veriyorum, uzun süre sessiz kalmanız gerekmeyecek.
Обещаю, вам не придется долго молчать.
Toby ile ayrıldığımızda uzun süre kimseyle çıkmadım.
Когда мы с Тоби расстались... Я ни с кем не встречалась очень долгое время.
Uzun bir süre böyle hissettim. Seninle tanışana kadar.
И я очень долго себя так чувствовала до тебя.
Bir süre sonra içimi açtı ve bebeği aldı.
Через некоторое время, он просто сделал надрез, и... и вынул ребенка.
Toby bir süre yanında kalacak.
- Она в порядке. Тоби собирается побыть с ней немного.
Kısa süre sonra da lisansımı kaybettim.
Вскоре после этого, я потерял свою лицензию.
Caleb'le de değil, ama geçen akşam.. .. bir süre ortalıktan kaybolacağını.. .. söylemek için Caleb'e gitmiş.
И не с Калебом, но вчера она заходила к нему, сказала, что её не будет несколько дней.
Babamla beni bırakıp avlanmaya her gittiğinizde sizden bir süre haber alamıyordum.
Знаешь... когда вы с отцом уезжали на охоту и от вас долго не было вестей, я...
En kısa süre içinde ararım.
Позвоню как только смогу.
Uzun süre önce kendime gizli ve çok güçlü bir büyü yaptım.
Давным-давно я укрыла в своём теле шкатулочку с могущественной магией.
Bu kadar uzun süre beklettiğim için özür dilerim, ama buna değdi.
Простите, что так долго, но оно того стоило.
- Sizce de öyle değil mi? İçkiyi biraz azaltalım en azından bir süre.
— Не будем... спешить.
Ve insanların bir süre senden nefret etmesi kaçınılmaz olacak.
И, к сожалению, какое-то время люди будут вас ненавидеть.
Uzun süre kalmayacak. Sadece onu bulabilmemin bir yolunu bul bana, lütfen.
Просто, пожалуйста, выясни, как мне его найти.
Doktor Heywood, size beş dakika süre verdim, ki üç dakikasını doldurdunuz.
Доктор Хейвуд, я дал вам 5 минут, что было 3 минуты назад.
Siz ikiniz ne kadar süre birlikteydiniz?
Как долго вы были вместе?
Harika hissettim. Ve sonra uzun süre birlikteydik..
А потом мы встречались долгое время, и это было здорово.
Kaldığı süre boyunca Zane'e olan nefreti büyümüştür.
Where he stewed on how much he hated Zane.
Dün bir süre telefonda görüşmüşler.
Вчера они говорили по телефону.
Bu sarayda 20 yılı aşkın süre yaşadın. Nasıl oldu da bir şeyler öğrenemedin?
Ты жила во дворце 20 лет, как ты не научилась?
O süre zarfında zaferler kazanacak mıyız?
У нас будут победы?
Şimdi, bir yıldan kısa süre sonra yapmamız gereken yine budur.
И вот уже второй раз в этом году именно так мы должны поступить.
Kalabildiğim kadar uzun süre seninle kaldım.
Я был рядом, сколько мог.
Yeteri kadar yakına. Böylece o, birlikte bir hayat kurduğu ve 20 yılı aşkın süre çocuk yetiştirdiği ama macera yaşamadığı eşine döndüğünde sen yine orada olacaktın.
Достаточно близко... чтобы, когда он вернётся к своей престарелой жене, с которой прожил жизнь, растил 2 детей больше 20 лет... но без приключений... объявиться здесь.
Bu hipotezi epey uzun süre test etmişsiniz cidden.
Вы с ним долго лелеяли эту мысль.
Uzun süre önce yapmamız gerekeni yapacağız.
И тогда мы сделаем то, что должны были уже очень давно.
Evet, bir süre için.
Да, какое-то время.
İnsan içine çıkmayacağını düşünüyordum bir süre için.
Я думал, тебе не стоит показываться в людных местах.
Muhtelemen çok uzun bir süre yaşayamayacak bir kıza değer veriyorsun.
Ты беспокоишься о девушке, которой скорее всего осталось не так много времени.
Uzunca bir süre önce yok ettin sen onu.
И не было уже давно.
Sanırım bir süre buralarda olmayacağız. Tamam.
Думаю, нам следует ненадолго уйти...
Evet, bir süre önce.
Да, недавно.
Bir süre daha kasabada mısınız?
Вы ещё задержитесь в городе?
Bugünkü davaya hazırlanmak için ne kadar bir süre Bayan Atwood size koçluk yaptı?
Как долго прокурор Этвуд указывала, что вам нужно сказать?
Hayatını değiştirmek ister misin, yoksa hala Annalise Keating'in kaltağı olmaya devam mı edeceksin? Eğer mahkemeye bu kadar kısa süre kala buluştularsa, gerekçe bu kadın.
Ты хочешь изменить свою жизнь, или так и будешь на побегушках у Эннализ Китинг? Если они встретились перед самым слушанием, значит, она и есть их алиби.
Diğerlerinin bir süre seninle ilgilenmesine izin verebilirsin.
Иногда не вредно дать другим позаботиться о тебе.
Kısa süre önce, görev için bize katılmana, izin verilmesinden hemen önce seni öldürmek üzereydi.
Не так давно я скорее убил бы тебя, чем позволил пойти с нами на задание.
Şurada oturup bir süre su içebilirsin.
Можете посидеть здесь и попить воду.
Bir süre su içmek mi?
Воду попить?
Ne kadar süre orada kaldı bilemiyorum.
И я не знаю, сколько она там стояла.
Bir süre su içmek?
Воду попить?