Uzaklaştırmak tradutor Russo
347 parallel translation
Mair'i uzaklaştırmak için Pinker ile el ele vermemi bekleyemezsin.
Ты ведь не ждёшь, что я сговорюсь с Пинкером, чтобы подсидеть Мэйра?
Pop seni dün geceki tutuklamadan uzaklaştırmak zorunda kaldığını söyledi. Ee?
Пап сказал, что вчера вечером ему пришлось вырывать задержанного из твоих рук.
Davarları bizi evden uzaklaştırmak için çaldılar.
Окот украли для того, чтобы выманить нас. Это набег.
Şüpheleri asıl casusumuzdan uzaklaştırmak için yarattığımız... var olmayan yemimiz George Kaplan, şans eseri kanlı canlı bir yeme dönüştü.
Несуществующий Джордж Кэплен, созданный, чтобы отвести подозрения от нашего настоящего агента, к счастью стал живым Джорджем Кэпленом.
Alacaklıları uzaklaştırmak için numaradan olacak.
Я разыграю это, чтобы отсрочить приход своих кредиторов.
- Hayır! Ne de Türkleri uzaklaştırmak için.
И чтобы прогнать турок, тоже.
Tom Robinson'u kendinden uzaklaştırmak zorundaydı.
Ей нужно избавиться от Тома Робинсона.
Bayan Morane'i uzaklaştırmak için gelen telgraf.
Доказательства? Пожалуйста.
Bu kederden uzaklaştırmak için seni. ansızın sevinçli bir gün tertipledi.
Чтобы тебя развлечь, он выбрал день для праздника.
Deli Annie, onu benden uzaklaştırmak zorunda kalmışlardı.
Это факт. Энни попала в психушку.
Paris'te Anna belki de beni senden uzaklaştırmak için gizli polis adına çalıştığını söyledi.
В Париже, Анна... может, для того, чтобы разлучить нас, сказала, что ты работаешь на тайную полицию.
Ben de onu sürüden uzaklaştırmak için koşturdum.
Разогнали коз, еле собрала.
O üs gemilerini sizden uzaklaştırmak için bu yüzden Pegasus'u seçtim.
циа ауто айяибыс пяотеимы ма вягсилопоигсоуле то пгцасос циа амтипеяиспасло.
Uzaklaştırmak istemiştim.
Я только хотел остановить его.
Buradan uzaklaştırmak mı?
Увезти его отсюда?
O zaman dördünü birden uzaklaştırmak zorunda kalacağım. başta Baron Kubinyi... Bu alçakça olay cezasız kalamaz.
Ну, тогда в связи с этим постыдным инцидентом я буду вынужден удалить этих господ во главе с бароном Кубиньи из нашего заведения.
- Seni buradan uzaklaştırmak istiyorum.
- И я увезу тебя от всего этого.
Şu birlikler, göstermelik bizi uzaklaştırmak için yem
Это не войско, они там для отвода глаз.
Ona sorulduğunda, bayan hayranlarını uzaklaştırmak için kullandığını söylerdi.
Если бы вы спросили его, зачем ему зонт, то он был ответил, что он отбивается им от ухажеров своей жены.
Mikey'i erkekleri uzaklaştırmak için kullanıyorsun ve şimdi sıra bende.
- Прекрати. Я видел, как ты отшивала всех с помощью Майки, а теперь моя очередь? Уходи из этого дома.
Bunları seni kendimden uzaklaştırmak için söyledim... çünkü benimle yaşamanı isteyecektim.
чтобы... оттолкнуть тебя. Потому что я собирался попросить тебя жить со мной.
- Bu şeyi uzaklaştırmak için geliyorlar yani.
Эту штyку зaбepут.
Beni uzaklaştırmak istiyorsun.
Ты хочешь от меня избавиться.
Onu uzaklaştırmak mı istiyorsun?
Скажи правду, Рамон, ты не хочешь, чтоб он уезжал?
Herkes bana bugün sevişeceğime dair söz verdi. "Nedime olunca kesin sevişeceksin. Hatta onları uzaklaştırmak için uğraşacaksın."
Говорили, подружка невесты идёт нарасхват, только отбивайся.
Yanılmışım. Seni Polis Birliği'nden uzaklaştırmak bir hataymış.
Я была неправа, что настояла на твоем уходе из "Полицейского Отряда"!
Ailem beni oyuncaklardan uzaklaştırmak için modası geçmiş şeyler uyduruyor.
А мои родители твердят, что любовь не заменят никакие игрушки.
Bu acıdan uzaklaştırmak için seni,
Благодарит.
Beni buradan uzaklaştırmak istiyorsun, sırf Marthe'yi görmeyeyim diye.
По-моему, ты убираешь меня отсюда, потому что не хочешь моих встреч с Мартой.
Bizi kendimizden asıl önemli olan şeyden uzaklaştırmak.
... отвлечь нас от самих себя, от того, что истинно важно.
Bu hainleri... ön kapımdan uzaklaştırmak için yardımına ihtiyacım var.
Ты мне нужен, чтобы убрать этих... предателей от моего главного входа.
Onu uzaklaştırmak bir ya da iki günden çok sürmez.
За день-два я избавлю вас от неё.
Erkekleri kendinden uzaklaştırmak konusunda muazzam bir yeteneğin var.
У тебя просто талант выносить парням приговор.
Erkek görevini tamamlayınca, dişi yumurtalarını koruyucu zar ile kaplar ve tehlikeden uzaklaştırmak için bir yaprağa ya da dala asar.
Как только он исполнил свою роль, она покрывает яйца защитным слоем, и прикрепляет их к листу или веточке для безопасности.
İlk kez buna benzer bir şey yaptığında, dokunaç şeklini alıp kontrol terminalinden uzaklaştırmak için elime tokat atmıştın.
Когда ты впервые сделал что-то подобное, ты сформировал щупальце, чтобы убрать мою руку с панели управления.
Onları uzaklaştırmak çok uzun sürdü.
Они были в состоянии задержки слишком долго.
Ama bizi ayak altından uzaklaştırmak istiyorlardı.
Не знаю. Но уверенна, что он хотели от нас избавиться.
Kızı ondan uzaklaştırmak için ne yapman gerekiyorsa yap.
Сделай все, что должна, чтобы убрать ее от него.
Onu mutlu etmenin yolu sıkıcı yerlerden uzaklaştırmak.
- Он ненавидит затянувшиеся вечеринки.
Ya da seni kokusundan uzaklaştırmak istedi.
Только если она не хотела сбить тебя со следа.
Sanırım var, ama hiç kimseyi asıl amacımızdan uzaklaştırmak istemiyorum.
Думаю, что есть, но не хочу, чтобы мысль об этом отвлекала вас от нашей миссии.
Beni uzaklaştırmak istiyorsan, hiç durma.
Нужно моё место, так и скажи.
Mektup açacakları, zımbalar, hatta kalemler kesici aletleri ofisinden uzaklaştırmak isteyebilirsin.
О, и ножи для открывания конвертов, степлеры, даже шариковые ручки, все у чего есть острые края, ты, возможно, захочешь все это убрать из своего офиса. Просто на всякий случай.
Oraya gideceğimi bilen birileri beni uzaklaştırmak için onu tutmuş olmalı.
Кто то должно быть узнал, что я туда еду. Они наняли этого парня, чтобы убрать меня с дороги.
Howard Green, şu ana kadar Matt Caulfield'i okuldan uzaklaştırmak konusunda verdiği tartışmalı karar hakkında bir yorum yapmadı. Caulfield, sözde Birlik Duvarı'nı tahrip eden ve buna karşı çıkan başka bir çocukla kavga etmekle suçlanan bir öğrencisi.
Горвард Грин к настоящему времени отказался прокомментировать публично, его спорное решение отчислить Мэта Колфилда, обвиняемого в разрушении так называемой Фрески Единства и подравшимся с другим школьником, которому не понравились действия Колфилда.
Bunaldığını hissettiğinde beni kendinden uzaklaştırmak için ne gerekirse yapmaya hazırdı.
Когда он чувствовал, что задыхается, он делал всё, чтобы избавиться от меня.
Onu, hayatını kurtarmak için o köye sürgün ettim, sadece uzaklaştırmak için, Apophis sırrımı öğrenmesin diye.
Я отправил его в ту деревню, чтобы спасти его жизнь. Я боялся, что Апофис узнает мой секрет.
Muhalefet lideri olduğu için Senatör Amidala'yı başkentten uzaklaştırmak oldukça zor olacaktır.
Сенатор Амидала - глава оппозиции. Её будет трудно уговорить покинуть столицу.
Kötü anılarını canlandırmak istemiyorum... ama Serrano Chicago'da iş yaparken seni oradan uzaklaştırmıştı, değil mi?
Слушай, я не хочу ворошить прошлое, но... это Серрано выставил тебя из Чикаго, когда он проворачивал там свои дела?
Bu acıdan uzaklaştırmak için seni,
Дай бог, синьора.
Amaçları sizi çok açık bir gerçeklikten uzaklaştırmak.
Они судят этого человека, сенатора штата, за то, что он имел наглость высказать свое мнение.
uzaklaşın 97
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzaklaş oradan 25
uzaklaş buradan 43
uzaklaşıyorlar 24
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzaklaş oradan 25
uzaklaş buradan 43
uzaklaşıyorlar 24