Yasıyoruz tradutor Russo
2,391 parallel translation
Yaşıyoruz biz.
Имею в виду, мы живы.
Büyük olanın yaşının otuzlarının sonunda kırkların başında olduğunu sanıyoruz.
Мы считаем, что старшему Субъекту - 35-45 лет.
Basit insanların arasında yaşıyoruz.
Мы живем среди простых людей.
Artık bu kurallara göre yaşıyoruz galiba.
Очевидно, по таким правилам мы теперь и живём.
Sorarım size, nasıl bir dünyada yaşıyoruz biz?
Спросите себя, в каком мире мы живем?
Biz birlikte yaşıyoruz aynı yasak sinerji eksikliğini paylaşıyoruz bu da bizim bilinçsiz seks yapmamıza neden oluyor.
Ну, мы живем вместе, то есть имеется достаточно взаимной раскованности, что позволяет нам без стеснения заниматься сексом.
Keşke yapabilseydik, Nelson, fakat Wood ve ben gerçek dünyada yaşıyoruz.
Я бы тоже этого хотел, но мы с Вудом смотрим на вещи здраво.
Öyle görünüyor ki karşılaşmalarımız tesadüf değil, kaçınılmazı yaşıyoruz.
а не случайна.
Biz ebediyen yaşıyoruz.
- Мы бессмертны. - Я не понимаю.
Bir arada yaşıyoruz çünkü kendimize ucubeler diyoruz.
Мы едины, потому что избавляемся от уродов.
Özel bir an yaşıyoruz sanıyordum.
Я думал, у нас особый момент.
Spartan O-1 ile iletişim sorunları mı yaşıyoruz?
У нас какие-то проблемы со связью со Спартанцем О-1?
Burada soğuk algınlığının korkusuyla yaşıyoruz.
В этом мире мы живем в страхе перед обычной простудой.
Saçmasapan sebeplerle bir Kızılderili almış işe. Bir yabancıyla yaşıyoruz artık.
Он зачем-то нанял индейца и теперь незнакомка живет в моем доме.
Biz sadece içinde yaşıyoruz.
Это его страна, а мы в ней чужаки.
En azından bekleyebiliriz, üç saatlik mesafede yaşıyoruz.
Зато у нас впереди трёхчасовая поездка домой.
Sınırdan üç çocuğuyla kaçan bir kadın "Yeryüzünde cehennemi yaşıyoruz" diye söylemde bulundu.
"Это ад на земле", говорит одна беженка, которая переходила границу с тремя детьми.
"Madem içimizde var olan hayatın küçük bir kısmını yaşıyoruz..." "... geri kalanına ne oluyor? "
'Если мы в нашей жизни обходимся лишь малой частью того, что в нас заложено, то куда исчезает остальное?
"Burada, şu anı yaşıyoruz."
'Мы живем здесь и сейчас.'
Bir çöp yığınının üzerinde yaşıyoruz.
Мы живём на кучах мусора!
Göktaşı yağmurunda ağır hasar aldık. Motor gücümüz olmadan düşüş yaşıyoruz.
Сильные повреждения от астероидного потока, садимся почти без энергии.
Teknik sorunlar yaşıyoruz.
У нас технические неполадки.
Burada yaşıyoruz.
" каждый день здесь ходим.
Hangi çağda yaşıyoruz?
Это варварство.
Şu an seninle çok önemli bir an yaşıyoruz.
B нaшиx oтнoшeнияx нacтупaeт вaжный мoмeнт.
Madem çorabında para vardı, neden hayvan gibi yaşıyoruz?
Пoчeмy мы живeм кaк живoтныe, eсли y тeбя дeньги в нocкe?
- Demek istiyorum ki biz bir negatif alanda yaşıyoruz.
Я имею в виду, мы живём в негативном пространстве.
Yolun sonunda yaşıyoruz. Cennet denilen bu yerde, dünyanın ucunda yaşıyoruz.
Мы живем здесь в конце дороги, на краю земли в месте, названном раем.
Bunlar benim dostlarım, hep birlikte çölde yaşıyoruz.
Это мои друзья, мы все живем в пустыне.
Yaşıyoruz.
Живые.
Artık çağdaş bir dünyada yaşıyoruz.
Мы ведь живем в прогрессивное время.
Yani beraber yaşıyoruz.
То есть, мы действительно живём вместе.
Allah aşkına Paris Fransa'da yaşıyoruz!
Мы живём в Париже, во Франции, чёрт возьми!
Araştırmalarımıza göre yaşı ileri üyelerimiz konuyla bağlantı kuramazsa üyeliklerini yeniletmekte zorlanıyoruz.
Исследования показали, что если старшее поколение не интересует тема, то они не будут ходить.
Hepimiz Wi-Fi çorbasının içinde yaşıyoruz!
Мы живем в супе из Wi-Fi.
Misafir olarak yaşıyoruz. - Şimdi gitmeliyim.
Вы здесь жили на правах гостя, а теперь пора уходить.
Kötü zamanlarda yaşıyoruz.
Мы живём в опасные времена.
Nerede yaşıyoruz bilmiyorum ki.
Я незнаю где мы живем.
Sıkıntılarla dolu bir denizde yaşıyoruz.
Мы живем в море тревог.
Arkadaşlarım hâlâ yaşıyor ve birbirimize ateş açıyoruz demek?
Мои.. мои друзья все еще живы, и мы стреляем друг в друга?
Ben tasarımları bırakıyorum, sen ise okulunu...,... ve gidip Afrika'da yaşıyoruz.
Я перестаю заниматься дизайном,.. ты уходишь из школы, и мы уезжаем жить в Африку.
İkinci arabayı aldık, ama aynı şeyi bizde yaşıyoruz.
У нас было то же самое, даже со второй машиной.
Harika bir yerde yaşıyoruz. İnsan ve Votan ırklarının eşit haklarda yaşadığı bir yer.
Мы живем в великом месте, в городе, где люди и расы Вотанов живут вместе, в равенстве.
Artık bir bütün olarak yaşıyoruz.
Мы сейчас как единое целое.
Bir ölçüye kadar hepimiz çifte hayatlar yaşıyoruz, öyle değil mi?
В какой-то степени все мы живём двойными жизнями, правда?
- Hepimiz halâ yaşıyoruz.
Мы оба еще живы.
Burada çok garip bir gerçeklikte yaşıyoruz Angel.
Мы тут обитаем в странной реальности, Анхель.
Su filtrelerimizi Sudan gümrüğünden geçirmekte sorun yaşıyoruz.
У нас проблемы с пропуском наших водяных фильтров через Суданскую таможню.
Zaten böyle yaşıyoruz.
Так мы и жили.
Yabancıların arasında yaşıyoruz.
Мы живем среди чужих.
- Cilde boyayı tutturabilmek konusunda sorun yaşıyoruz.
Проблемы с цветом кожи.
yaşıyoruz 30
yaşıyorum 130
yaşıyorsun 145
yaşıyor 371
yaşıyorsunuz 19
yaşıyorlar 32
yaşıyor musun 19
yaşıyor mu 97
yaşıyorum 130
yaşıyorsun 145
yaşıyor 371
yaşıyorsunuz 19
yaşıyorlar 32
yaşıyor musun 19
yaşıyor mu 97