English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ Z ] / Zahmetine

Zahmetine tradutor Russo

319 parallel translation
Acaba Baron güzel odama gelme zahmetine katlanır mıydı?
Я бы осмелился пригласить барона в свою прекрасную комнату.
İnkar etme zahmetine girmeyin.
Не отрицайте.
Bana söyleme zahmetine bile girmeden önüne gelen herkese aklına ne eserse söylüyorsun.
Ты всем говоришь первое, что приходит тебе в голову... и не говоришь мне.
İnsanlar bazen, gizli doğruyu bulabilmek için bazı şeylerin yüzeyini kazıma zahmetine katlanırlar.
Люди редко берут на себя труд докопаться до подлинной сути.
Bay Kralik, sizin yüzeyinizi kazıma zahmetine hiç katlanmazdım çünkü tam olarak ne bulacağımı biliyorum.
А мне и не хочется копаться в вас, мистер Кралик,.. ... потому что я точно знаю, что найду.
Onu taa Oregon'dan buraya getirme zahmetine katlandım. Bakalım neler söyleyecek.
Я пригласил его из Орегона.
Buraya gelme zahmetine girdiğiniz için üzgünüm.
Извините, что вам пришлось ехать сюда.
Ne diye bunları ortaya dökme zahmetine katlanıyoruz anlamıyorum.
Вести светскую жизнь - это так хлопотно, Сью.
Ve şimdi, efendim şu cehennem gürültüsünü bitirmek zahmetine girer misiniz?
Сэр, надеюсь вы закончили этот адский шум?
Bay Bilinmeyen oyun oynayarak bizi buraya çekmekle kalmamış hakkımızda bir çok şey öğrenme zahmetine de girmiş.
Мистер Аноним не только заманил нас сюда под ложными предлогами. Он позаботился ещё и о том, чтобы разузнать о нас, кое-что.
Varlığınızı sürdürmek için neden bu maddeleri tüketme zahmetine katlanıyorsunuz?
Я не понимаю, зачем вы принимаете эти грубые волокна, чтобы поддержать себя.
Eğer Tzeitel Ninem, nur içinde yatsın, terziyi haber vermek için, öbür taraftan gelmek zahmetine katlandıysa
Моя бабушка Цейтл, покойся она с миром... потрудилась прийти с того света... чтобы рассказать нам про портного.
Anlayamadığım tek şey ise birini neden benim gibi giydirme zahmetine girmişler ki?
Одного я не могу понять - почему тот парень был одет как я.
Onu tekrar kaybederseniz, arama zahmetine katlanmayın.
Если упустите его снова, можете не возвращаться.
Kossatch uyandırma zahmetine bile girmemiş.
Косач его даже будить не стал.
Unutmayın, çekilişten kazandığınız yeşil kart bazı kurallara da uymanızı zorunlu kılıyor. Okuma zahmetine katlanmadığınız belgeler yeşil kartınızın arkasında yazılıydı.
И, кстати, грин-кард, которую вы выиграли, обязывает вас соблюдать перечень правил, указанных на обороте вашего документа, который вы, видимо, не прочли.
Peki, neden beni tedavi etme zahmetine katlanıyorsun?
Тогда зачем меня лечить?
Yardım etme zahmetine girmediler.
Они пальцем не пошевелили, чтобы помочь мне!
Fethettiğim kadınların hiçbiri, hâlâ nefes alıp almadığımı kontrol etme zahmetine girmedi.
Ни одна из моих подруг не удосужилась узнать, жив ли я ещё.
Eger birakmayacaksan, tekrar arama zahmetine girme!
А если нет, не трудись перезванивать.
Makaleyi okuma zahmetine girmedim.
Я не стала читать статью.
Bu da zahmetine karşılık küçük bir bahşiş.
Вот, ещё кое-что за беспокойство.
Ona görüşme ayarladım ama gelme zahmetine girmedi.
Я устроил ему интервью, а он даже не показался.
Bana söyleme zahmetine girmediler.
Они не потрудились поставить меня в известность.
Bak. Neden bunu tartışmayı yapma zahmetine girdiğimizi bile bilmiyorum.
Слушай, я не знаю, зачем мы даже обсуждаем это.
Sana kim olduğumu veya neden bunu yaptığımı anlatma zahmetine girdiler mi? Yoksa seni de herkesi kullandıkları gibi kullanıyorlar mı?
Они что, забыли рассказать вам кто я и почему делаю это... или они используют вас так же как остальных?
Kira kontratım birkaç hafta önce bitti ve ben de yenileme zahmetine girmedim.
Срок моей аренды... закончился несколько недель назад, и я не стала его продлевать.
Değiştirmek zahmetine bile girmemişsin!
Ты даже не потрудился это завуалировать!
Ayrıca bir jüri, bunu ayırt etme zahmetine katlanmayacaktır. Bu minik nottan yükselen dumanı görecek ve kararlarını verecekler.
Они увидят, что это ерунда, сделают выводы и все.
Artık mutlu insanları engelleme zahmetine girmeme gerek yok.
Я больше не мешаю другим быть счастливыми.
Bana randevunun onunla olduğunu söyleme zahmetine girmedin.
Ты так и не сказал мне, что свидание было с ней.
Biraz beynini kullanma zahmetine katlanabilseydin.
ты просто не хочешь воспользоваться ею.
Ama onu kullanmak zahmetine katlanmadın.
ты просто не хочешь воспользоваться ею.
Kendine hiç bunun nedenini sorma zahmetine katlandın mı?
- Вы спрашивали себя почему? - Послушайте...
Evliliğimi mahvetmeme yardım ettin, düzeltmek için yardım etme zahmetine de girmez misin?
- Нет! Ты помогла разрушить мой брак, неужели не можешь помочь исправить его?
Seni Seville'e getirme zahmetine giriyorum!
А я-то тебя в Севилью привез!
Onları kontrol etme zahmetine girmedik.
Мы не думали об этом, даже не удосужились проверить.
Yoksa niye beni şaşırtma zahmetine girsinler ki?
Иначе зачем им так напрягаться, чтобы провести меня?
Bu saatte bunu getirme zahmetine girdiğin için teşekkürler.
Спасибо. Это мило с твоей стороны побеспокоиться и занести его.
Anlayamam. Çünkü açıklama zahmetine girmedin.
Я не поняла, просто ты не озаботился, чтобы объясниться.
Öğrenme zahmetine girmedim, her zaman Kaisa halletmiştir.
Никогда не интересовался, Каиса всегда этим занималась.
Neden kalma zahmetine girdin?
Ну так почему ты вообще тут остался?
Aynı şeyleri tekrar tekrar söyleme zahmetine girme.
Не заставляй повторяться. Кончай свой треп.
Açıklama zahmetine girmem.
Мне меньше забот.
Neden buraya gelme zahmetine katlanıyorum ki.
Я перестаю понимать, кому вообще это всё надо.
Arama zahmetine girseydin bunu bilirdin.
Правильно - потрудился позвонить. Почему вы изводите меня?
Arama zahmetine girseydin, belki Rory de seninle uğraşırdı.
Так вот, если бы ты потрудился позвонить, может Рори изводила бы здесь тебя.
Daha önce kimse onlarla konuşma zahmetine katlanmamış.
И никто их не расспрашивал.
- Ama araştırma yapma zahmetine katlanmadınız.
Приобщили, но не ПРОРАБОТАЛИ.
Sorma zahmetine bile girme çünkü cevap hayır. - Gerçekten mi?
- Правда?
Seni arama zahmetine girseydim daha erken bulurdum!
От меня?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]