English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ Z ] / Zincirlenmiş

Zincirlenmiş tradutor Russo

116 parallel translation
Masasına zincirlenmiş gibi.
Он прикован к своему рабочему столу.
Hayatını, son anına kadar bir kadına zincirlenmiş bir şekilde geçirecek ve o zincirlerle ölecek.
Он будет навеки прикован к женщине и умрет в ее цепях ".
Onları gördüm. Onlar sadece zincirlenmiş köleler.
Я видела рабов, скованных цепями,
Şimdi beni, el arabasına zincirlenmiş... olmama karşın kelepçeleyecek misin?
Ты хочешь надеть на меня наручники... Даже не смотря на то, что я уже и так прикована к тележке?
Eflatun'un zincirlenmiş esirleri.
Прикованные узники на Плато.
Söyle bana isa, buraya dövülmüş zincirlenmiş halde
Отвечай мне, Христос.
Zincirlenmiş.
Цепи.
Kafesteki bir hayvan gibi zincirlenmiş.
Цепи, как на диком животном.
Ayak bileklerininde sıkıca zincirlenmiş olması poposunun mükemmel görünmesini sağlamış.
Щиколотки плотно сомкнуты и скрещены. Отлично видна ее прекрасная задница.
Etrafı zincirlenmiş.
Ну они и накрутили.
Okyanusun dibinde birbirine zincirlenmiş bin avukata ne dersin? Bilmem.
Кaк ты бы нaзвaл 1000 aдвoкaтoв, cкoвaнныx цeпью нa мopcкoм днe?
Okyanusun dibinde zincirlenmiş bin avukata ne dersin? - İyi bir başlangıç mı?
Кaк бы вы нaзвaли 1000 aдвoкaтoв, cкoвaнныx цeпью нa днe мopcкoм?
Hindistan'da bir hücrede zincirlenmiş olarak üç ay geçirdik.
Мы 3 месяца провели в Индии в одной камере.
Evet, bir ağaca çifte zincirlenmiş hâlde öylece duruyordu.
Мы просто хотели узнать, выйдет ли Писюн-Стэйн выпить пару пива.
"Şu anda zincirlenmiş durumda Cinque adında cesur bir adam " ve siz efendim.
Смелого человека, закованного в цепи, по имени Синке и от вас, сэр.
Seni o hücrede hırpalanmış ve zincirlenmiş olarak gördüğümde- -
Когда я увидел вас в клетке, избитого, в цепях...
Gerçekten zincirlenmiş durumda ve bırak başka kadını, seninle bile birlikte olamıyor.
У него не будет секса с другими женщинами.. ... и с Вами, кстати, тоже.
Lisede okuduğumuz o hikayeyi hatırlayın. Mağaraya zincirlenmiş esirleri... Plato ya da her kimse.
- Помните, мы в колледже читали про заключенных, которые сидели в пещере?
Ön kapı zincirlenmiş.
Передняя дверь забита.
Swan? Saçma sapan giyinmiş, yarı çıplak ve çite zincirlenmiş bir adamın yaşlı, kör bir konsey üyesi tarafından tatmin edilmesinin bir nedeni var mı?
Свон, что это там за полураздетый клоун, прикованный к забору, которого мастурбирует старый, слепой муниципальный работник?
Prometheus gibi kayaya zincirlenmiş.
Меня приковали к скале, как Прометея.
Kaderini bekleyen, zincirlenmiş bir kadın.
Женщина, закованная в цепи и ожидающая своей участи.
Masaya zincirlenmiş olanları biliyor musun?
ну знаете... которые висят на цепочке?
Yatağına zincirlenmiş olmalıydın.
Вы должны быть прикованы к кровати.
O ağaç evi almaya geldiklerinde, ona zincirlenmiş bir Susan Mayer bulacaklar. - Bunu yapma.
Когда они придут за твоим домом на дереве, им придется иметь дело с прикованной к нему Сьюзан.
Sandalyeye zincirlenmiş durumdayım.
Я прикован к стулу.
En iyi bağlantı zemine zincirlenmiş kutup istasyonu parçalarıyla dolu olan ve Yeni Zelanda'dan havalanan askeri uçaklar.
Самый удобный способ добраться до моря Росса - на военном самолёте из Новой Зеландии, нагруженном аппаратурой для полярных станций.
Şimdi, unutmayın, yapabileceğiniz tek bir şey var... Zincirlenmiş adamın tanktan çıkarılması için bağırabilir, ağlayabilirsiniz.
Итак, запомните, есть всего одна вещь, которую Вы должны быть в состоянии сделать - вытащить кричащего и плачущего человека в кандалах из камеры, полной воды.
Bay ve Bayan Stanley, Dışişleri Bakanlığının başı Washington Post'u açıyor ve biricik kızlarını nükleer bir trene zincirlenmiş hâlde görüyordu.
Хм, мистер Стенли, глава Госдепартамента, открывает Вашингтон Пост и видит фотографию своей дочурки на антивоенной демонстрации...
Büyük canavarın oğlu, zamanın başlangıcında sürgün edilmiş, kayaya zincirlenmiş ve yarığın altına hapsedilmiş.
Сын Великого Зверя, извергнутый до времени, закованный в скалах и заточенный под Разломом.
Dünya'daki en harika yerde olabilirsin, ama masana zincirlenmiş durumdasın.
Ты можешь быть в лучшем месте на Земле, но ты все равно привязан к своему рабочему столу.
Bedenim zincirlenmiş olabilir ama zihnim özgür.
Мое тело заковано в кандалы, но дух мой свободен.
Avlunun dışına zincirlenmiş bir şekilde can çekişen iki köpek bulmuşlar.
Были обнаружены две едва живые собаки, на цепи во дворе.
Her şey Tantalus'la başlar. Sonsuza kadar cehennemde kalacak tanrılarca bir kayaya zincirlenmiş gözünün önündeki üzümleri yemesi yasaklanarak açIıktan kıvranan Tantalus'la.
Всё начинается с Тантала, который проводит вечность в аду, прикованный к скале богами.
Şimdiye kadar tek bulduğumuz bodruma zincirlenmiş iskeletler oldu.
Мда, мы частенько находим изуродованные скелеты, прикованные в подвалах.
Bu biraz rahatsız edebilir. Bir tekere zincirlenmiş şekilde on dört saat geçirdim.
Я только что провёл 14 часов прикованным к колесу.
Zincirlenmiş mahkumlara bayılırım.
Обожаю звон кандалов.
Bu adam yerin 600 kat altında zincirlenmiş duruyordu.
Его держат на привязи глубоко под землей.
1.94'lük Norveçlinin aletini yalarken zincirlenmiş olmalıyım.
Я должен быть прикован к двехметровому норвежцу, у которого чёрный пояс по минету.
Eskiden burada tedavi ettiğimiz hastalar, tıpkı buradaki gibi pislik içinde zincirlenmiş bir hâlde kendi hâllerine bırakılıyordu.
Раньше таких пациентов, как наши, ждали цепи... и смерть в нечистотах.
Terk edilmiş bir çiftlik evinin bodrumunda neredeyse iki ay boyunca zincirlenmiş halde bırakılmışsın.
Тебя держали прикованной цепями в подвале фермерского дома почти 2 месяца.
Kazığa zincirlenmiş keçi gibisin.
Как козлёнок, привязанный к шесту.
Senin buradan bir saatlik mesafede sandalyeye zincirlenmiş olman gerekiyordu.
Ты же должен сидеть за столом в часе езды отсюда.
Şef, eğer benim Danny Duqette Kliniği'me göz dikersen, yarın işe geldiğinde beni ve beni seven tüm hemşireleri kapısına zincirlenmiş hâlde bulursun.
Хорошо, шеф. Если вы только подойдете, к клинике имени Денни Дуккета, то придя завтра на работу, вы увидите меня и всех мед.сестер, которые меня обожают, прикованными к её дверям. Бейли, нам нужны деньги.
Zincirlenmiş olarak gelecek.
Его приведут в цепях.
Zincirlenmiş Angolalıların şarkıları falan.
Песни рабов на плантациях и прочая хрень.
Aklıma gelmişken, kaloriferime zincirlenmiş bir İnsan Hakları Avukatı var.
Кстати, тут адвокат по правм человкека прикован наручниками к моему бойлеру.
Cola gibi, Acitrezza'da açlıktan bitap düşmüş ve ölmek üzere olan, zincirlenmiş köpek gibi çocuklara ne vaat ediyor?
Умереть от голода в Ачи Трецца,..
Gösteri, zincirlenmis bir modern toplumunun kabusudur ve sonuçta uyku istegi disinda bir sey ifade etmez.
Спектакль - это ночной кошмар закабалённого современного общества, которое если чего-то и желает, то только спать.
awase motte itsumo ikiru no darou Mutluluk ve üzüntü birlikte... yorokobi to kanashimi wo karama setsumuida... sonsuza kadar gençliğe zincirlenmiş. seishun no towa no kizuna
Ведь узы юности и так сплетают радость с горем.
Aslında daha çok birbirimize zincirlenmiş gibiyiz.
Это как быть прикованной цепью к ядру.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]