English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ Z ] / Zorlandı

Zorlandı tradutor Russo

818 parallel translation
Abimin Ilsungrokunu açarken zorlandığım gibi senin de zorlanmanı istemiyorum.
Я столько усилий потратил ради доступа с Иль Сон Рок * брата. ( * Дневник ) чтобы вы проходили через это.
Şimdi neden zorlandığını anlayamıyorum.
Не понимаю, почему для тебя это так трудно.
- Adresi bulmakta zorlandınız mı?
- Не трудно было найти?
Bir sürü randevusu vardı. Sonra da, Rogers'a ulaşmakta da zorlandı.
У него много встреч и он сильно опоздал, застряв у Роджера.
Çok zorlandığına hiç şüphe yok.
По крайней мере, ты не можешь сказать, что обед плох.
David de biraz zorlandı, değil mi?
У Дэвида тоже возникли трудности. Верно?
Zorlandım.
Да, верно.
O şartlarda böyle bir iş yapmaya zorlandığınızı düşünsenize.
Представьте, каково им, если они должны работать в таком состоянии.
Bu evliliğe zorlandım.
Меня вынудили к этому браку.
- Burayı bulmakta zorlandım. - Beni bağışlayın.
Мне не сразу удалось отыскать это место.
İçinde bulundukları durumun açıklaması olmadığını söylediklerinde... Onlara inanmakta zorlandım.
Когда они говорят, что понятия не имеют, как оказались в положении, я им полностью верю.
Nazi Partisi'ne üye olmaya zorlandınız mı?
Вас заставили вступить в НСДАП?
Bulmakta zorlandım.
Насилу нашёл вас.
Bununla birlikte mesele Shindo-Munen-Ichi okulu kılıç ustası Efendi Hikokuro Omodaka'ya geldiğinde, biraz zorlandığımı söylemem lazım.
Однако с меченосцем школы Шиндо-Мюнен-Ичи, господином Хикокуро Омодака, было сложнее встретиться.
Bilmiyorum, ayak sesleri duydum ve kapımın kolunun zorlandığını gördüm.
Я не знаю, но я видела, как дверная ручка поворачивалась, и слышала шаги.
- Sana çok yanıldığını söylemeliyim. - Ellerimi senden uzakta tutabilmek için kendimi ne kadar çok zorlandığımın farkında değil misin? - Ne?
Я сейчас запустил пробный шар и признаюсь в этом.
Sana vereceğim düğün hediyesine karar vermekte ne kadar zorlandığımı bilemezsin.
Мне трудно придумать, что подарить тебе на свадьбу.
Buraya gelmekte çok zorlandım, Bay Rogers.
Мне бьIло сложно прийти сюда, мистер Роджерс.
Federasyon gemisine yardım için Capella'dan ayrılmaya zorlandık Klingon gemisi saldırısına uğramıştı.
Нам пришлось оставить Капеллу, чтобы помочь кораблю федерации, на который напал клингонский корабль.
- İki yıl, efendim. - Karar almakta zorlandı mı?
- Насколько вы знаете, он когда-нибудь затруднялся принять решение?
Atmosferden geçerken zorlandı.
Сначала перегрузка в атмосфере, потом попытка подключить в обход.
Beni üzerine çekip, hemen..... dizlerinin üzerine çöküp, zorlandığını hissedebiliyorum.
Надо рассчитать каждый шаг... Каждый жест... Каждый оттенок дыхания....
Başta biraz zorlandım.
Уснуть было трудно. Уже поздно.
Kontrolü sağlamak için binlerce insanı yok etmeye zorlandım. Bir bakıma muhtemel milyonlarca insanın ölümünü de engelledim.
я уничтожил тыс € чи людей, чтобы установить свою власть и предупредить гибель миллионов других людей.
Görüyorsunuz bayanlar baylar deneğimiz kötülüğe zorlandığında çelişkili bir şekilde iyiliğe yöneliyor.
Видите, леди и джентльмены... Наш объект, как видите, парадоксально понуждается к добру... своим собственным стремлением совершить зло.
Ama burada toprak sekiz kat olduğu için arkeolog olmaya zorlandık.
Но здесь в земле восемь слоев, и мы вынуждены быть археологами и спелеологами.
Toplumunuzda devlete karşı suç işleyenlerin bunu izlemeye zorlandığını düşünüyoruz.
Мы считаем, что граждан США, виновных в преступлениях против государства, заставляли смотреть это.
Duyabilirsiniz ve tam olarak hangi kapının zorlandığını bilirsiniz.
Вы слышите эти звуки и точно знаете, какую дверь вскрыли.
Sevdiklerinin Napolyon'un eline geçtiğini ve.. ... Fransızların boyunduruğunda yaşamaya zorlandığını düşün.
Представь, что тех кого ты любишь захватил Наполеон и заставил жить по французким правилам.
Satmakta zorlandın mı?
- Были проблемы с продажей?
Biz bir arada olmaya zorlandık.
леимале лафи апо амацйг.
Bu elbiseleri almakta ne kadar zorlandım bilemezsin.
Ты не представляешь, сколько у меня было проблем с этой одеждой.
Burayı bulmakta zorlandın mı?
С трудом нашел?
Karım ve ben de asla gülümsemiyoruz çünkü çocuklarımız da bu rahatsızlıkla doğdular. Annemle babam şimdi evime her geldiklerinde ne kadar zorlandığımı görünce çok gülüyorlar.
потому что дети полны таких проблем! каждый раз как приходят ко мне домой сколько у меня забот.
Seni tanımakta zorlandım, farklı görünüyorsun.
Я тебя едва узнал, ты совсем изменилась!
Komutanım, güvenlik Bay Spock'ın kamarasının kapısının zorlandığını söylüyor.
Сэр, служба безопасности сообщает, что дверь в каюту Спока была взломана.
Bulmakta zorlandın mı?
Это было трудно найти?
Kanunlar belirli bir zümre tarafından yaratılır uymaya zorlandığımız kanunları yaratan bu zümrenin adı "hukuk Birliği" dir
Законы созданы в пределах общества. Общество, которое создало законы, как видно сегодня уже называется юридическим обществом.
Orada nasıl çalışmaya zorlandıklarını?
Как их вынуждают работать там
Adam teşhiste zorlandı.
Лаборант имел проблемы с идентефикацией волосков.
St. Croix adasından bir medyumum. St. Croix gazetesinde Beverly Hills Polisinin bir suçu çözmekte zorlandığını okudum.
Я - экстрасенс с острова Сент-Круа, я прочитал в "Сент-Круа Газетт", что у полиции Беверли-Хиллз есть трудности в раскрытии преступления.
Hayır, çok zorlandığını görebiliyorum.
Нет. Я вижу, что у тебя по горло проблем.
İlişkimizin biraz zorlandığını biliyorum. Tamam mı?
Я знаю, что наши отношения были не самыми лучшими, так?
İnanmakta çok zorlandım.
Я с трудом вам поверил.
Bayan Inglethorp'un odasındaydık. Tam da evrak çantasının kilidinin zorlandığını fark ettiğimizden sonraydı.
А в комнате миссис Инглторп, когда мы узнали, что замок в ее чемоданчике взломан?
Peki kilidin zorlandığına emin misiniz?
И вы уверены, что замок был взломан, да?
İddianıza göre bir büyücü doktor oğlunuzun beynini yıkadı ve kendisi gibi başkalarını bulmaya zorlandı.
Итак, Вы утверждаете, что шаманы вуду промыли мозги сыну и заставили вербовать в секту.
Halkınız, tüm çeyrekte tekrar yerleşmeye zorlandı. Ama şimdi, dışlanmamış, yasal bir dava yapabiliriz.
Ваш народ был принужден расселится по всему квадранту, но сейчас мы можем законно договорится по этой проблеме с кардассианами, это не единичная, изолированная проблема.
Onları birleştirmekte zorlandı, çünkü onları birleştirmekte... ben de zorlanıyorum.
Она не сумела их совместить, потому что я сам не мог их совместить.
- Epey zorlandım.
- Как твои родители?
Buraya taşırken bayağı zorlandık, çok ağır.
Но ее было тяжело передвигать.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]