English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ Z ] / Zorlanıyor

Zorlanıyor tradutor Russo

348 parallel translation
Söylediğiniz şey doğru muydu? Zorlanıyor olsanız da lütfen biraz daha dayanın.
правда? потерпите немного.
Jim bunu kabullenmekte bizlerden daha fazla zorlanıyor.
Ты тоже. А Джим переживает его острее, чем остальные.
Anladığım kadarıyla gelen mürebbiyeleri tutmada çok zorlanıyor.
Гувернантки там не задерживаются.
Gemi ise zorunlu inişe zorlanıyor.
Корабль в беде. Вынужденная посадка. - Это все.
Gemi zorlanıyor.
Корабль сопротивляется.
Şuradan çok yüksek bir enerji alanı yaratılıyor. - Üzerine yoğunlaşmakta zorlanıyoruz.
Мощнейшее энергетическое поле генерируется где-то здесь, но нам трудно на нем сфокусироваться.
Enterprise'da çalışmalar devam ediyor, ekibim galaksiler arası yolculuk için değişiklikler yapmaya zorlanıyor.
На "Энтерпрайзе" идут работы, мой экипаж вынужден перестраивать корабль для межгалактического путешествия.
Birçok insan şunu anlamakta çok zorlanıyor, birinin duygu ve düşünceleri dışarıda bırakmaya ihtiyacı vardır.
Люди не совсем понимают, что нужно уметь закрываться от бардака мыслей и чувств других людей.
Motorlar zorlanıyor.
Двигатели уже демонстрируют признаки перегрузки.
Kocam bir kaza geçirdi konuşmakta ve hareket etmekte zorlanıyor. Yine de, becerilerinden bir şey kaybetmiş değil.
С моим мужем произошел несчастный случай, ему трудно говорить и двигаться... но он сохранил свой ум
Kalan kısmı ise kanun ve nizamı korumakta zorlanıyor.
Тех, кто остался, трудно призвать к порядку.
Ama bu birisi.. ... keşfettiği sırrı saklamaya zorlanıyor.
Но этот кто-то принужден сохранить секрет,
Sanırım düzen oturtmakta zorlanıyor, hepsi bu.
еее.. молифы оти дусйокеуетаи ма пяосаялостеи.
Zaten yeterince zorlanıyor.
Ему нелегко.
Eee tatlım... Dış dünyaya ayak uydurmakta zorlanıyor musun bakalım?
Ну, дорогая, как ты привыкаешь к этому миру?
Floritkarbonlar ve metan 1958'den bu yana arttı. Yeryüzü yeni ilkim değiştirmeye zorlanıyor.
Количество вредных газов возросло с 1958 г., климат Земли изменился,
Ve Mary, bana nazik davranmaya çalışırken bile zorlanıyor ve...
И Мэри вряд ли изменит свое отношение ко мне.
Diğer çocuklarla iletişim kurmakta zorlanıyor.
"мен € не было латентной фазы. " то € могу сделать?
Karar vermekte zorlanıyor.
Ему нелегко выбрать.
Açık konuşmak gerekirse, o, muhalif, diğer öğrencilere karşı aşırı saldırgan... ve dikkatini toplamakta çok zorlanıyor.
Откровенно говоря, он чересчур дерзок, он слишком агрессивен по отношению к другим ученикам и у него возникают большие трудности с концентрацией внимания.
Ve doğruyu söylemekte hâlâ zorlanıyor gibi.
И у него сохраняются сложности с тем, чтобы говорить правду.
- Çalışıyor Komutan Dil kalıplarını çözmekte zorlanıyor.
Он работает... но по какой-то причине не может проанализировать этот язык.
Koşmakta zorlanıyor gibiler.
Похоже им тяжело бежать.
Nefes almakta zorlanıyor ve şiddetli ağrısı varmış gibi görünüyordu.
Он задыхался, и выглядел так, будто ему было очень больно.
Yine nefes almakta zorlanıyor?
У тебя опять проблемы с дыханием, с лёгкими?
İyi dostlar dövüşe zorlanıyor.
Поединок лучших друзей.
Bence Amerikalılar kendilerini tutuk hissetmeye zorlanıyor çünkü uzun zamandır eleştirmenleri, Shakespeare akademisyenleri onların Shakespeare'i beceremeyeceğini söylemiş durmuş.
Мне кажется, американцы чувствуют некий запрет, из-за того, что очень долго их критики, ученые, всевозможные комментаторы рассказывали им, что они не справятся с Шекспиром.
Sen de uyumakta zorlanıyor musun diye merak ettim.
Я хотел узнать, не мучит ли Вас бессонница?
"çalışmalarına konsantre olmakta zorlanıyor."
"мешающих ему сконцентрировать мысли на своей учебе."
Katil dıştan gelen bir dürtüyle zorlanıyor.
Убийца подвержен внешнему стрессу.
Nefes almakta zorlanıyor.
Ей трудно дышать.
Eşcinsel olduğunu saklamakta zorlanıyor musun?
- Вам трудно скрывать, что вы голубой?
Pre son turda zorlanıyor.
При ускоряется на последних метрах.
Clark, pusuyu açıklamakta zorlanıyor.
У Кларка было полно времени, чтобы откреститься от этого нападения.
Marty hislerini ifade etmekte zorlanıyor.
Для Марти и впрямь зачастую в тягость выразить свои чувства.
Ocağın düğmelerine yetişmekte zorlanıyor.
У него есть трудности с кнопками на плите - не достаёт.
Nedir bu? - Uç zorlanıyor. - Pekala.
- Мы сломали сверло.
Onun ölümünü kabullenmekte zorlanıyor.
Ему тяжело принять ее смерть.
Annem ismimi hatırlamakta zorlanıyor.
А меня с трудом вспоминает собственная мать.
... sonuçlarını düşünmekte zorlanıyor.
Представлять последствия.
Kendisi çıkacak birini bulmakta zorlanıyor.
У него проблемы с девушками.
Arka taraf zorlanıyor.
У тебя зад плавает!
Eski kız arkadaşının soyadını dahi hatırlamıyor musun? - Buna inanmakta zorlanıyorum.
Не помните фамилию своей бывшей девушки?
Ama anne sevgisi ile tutkulu bir adam arasında, seçim yapmaya zorlanıyor.
Но ей пришлось выбрать между пылкой страстью к мужчине, и материнскими чувствами.
Bununla başa çıkmakta zorlanıyor. - Evet.
По-моему, ей не легко дался этот разрыв.
Elinin güçlendiğini söyledi. Ama sinirleri bozulduğu zaman zorlanıyor.
Он говорит, что его рука действует лучше, но у него по-прежнему бывают срывы, когда у него что-то не получается.
Bay Honeycutt seçim yapmakta zorlanıyor.
Мистеру Ханикатту трудно принять решение. Они все такие прекрасные.
Sağlam durmaya çalışıyor, ama zorlanıyor.
Он храбрится изо всех сил, но это тяжело.
Nefes alırken zorlanıyor...
У нее больное сердце.
Bu yüzden iyi bir iş bulmakta zorlanıyor olabilirsin.
Должно быть, поэтому твое занятие малодоходно.
Yürüme sorunu olan insanların birçoğu hareket etmekte zorlanırken... 92 yaşındaki Joy Cullison dünyayı dolaşmaya çıkıyor.
Пока для большинства людей с ограничением двигательных функций даже простое передвижение представляет трудность, жизнерадостная Каллисон, в возрасте 92 лет, отправилась в путешествие.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]