5am перевод на турецкий
55 параллельный перевод
- In Paris I go to bed at 5am.
- Paris'te yatağa sabah 5'te giriyorum.
5am in summer, 7 am in winter.
Yazın sabahın beşinde, kışın da yedide.
It was about 5am our time, I suppose about midnight his time, to ask what was happening - was the government still in office and what was going on, and so forth.
Orada gece yarısı olduğunu tahmin ediyorum. - ne olduğunu sormak içindi, hükümet hala ofiste mi, ve neler oluyor falan.
March 23. 5am.
23 Mart. 05 : 00
We get up at 5am, hump all day, camp around four or five, dig a foxhole, eat, then put out an all-night ambush or a three-man listening post.
Sabahın beşinde kalkıp gün boyu çalışıyoruz, ikindide kamp kuruyoruz, avcı çukuru kazıyoruz, yemek yiyip gece pususu veya ormanda dinleme noktası kuruyoruz.
Move it out. It's 5am.
Saat sabahın beşi.
And you still have time to call in on open-line, where at 5am, let's face it, we can talk about absolutely anything.
Ve hâlâ açık hattı aramak için vaktiniz var, ve saat sabahın beşi, kabul edelim, istediğimiz her şey hakkında konuşabiliriz.
I want a police chopper to come and get me at the Happy Kingdom, no later than 5am.
Bir polis helikopterinin beni Mutlu Krallık'tan almasını istiyorum, saat 5'ten sonra olmasın.
It's... it's 5am.
Saat, saat 5.
Look, Dougal. 5am.
Bak Dougal. Sabah 5.
God, I've never seen a clock at 5am before.
Tanrım, hayatımda hiç sabah 5'te saat görmemiştim.
You called for a forensic excavation at 5am on a Sunday?
Pazar günü sabahın 5'inde hukuki bir kazı için mi çağırdın?
I drove round the whole city before my 5am shift, just looking for that.
Sabah saat bes vardiya degisimimden önce, bütün sehir etrafinda bunu aradim. Bende buna bakiniyordum.
I'll be here until 5am.
Sabah saat 5 e kadar burada olucam.
It's 5AM The contours are perfectly smooth... Doctor's office, hello
Saat 5.
The Germans generally made us parade at 5am.
Almanlar genellikle saat 5'te bizi teftis için içtimaya çekiyordu.
They can attack and leave Daedong River by 5am next day.
Saldırırlar ve ertesi gün sabah saat 5 gibi Daedong Nehri'ne dönerler.
I wake up every morning at 5am.
Her sabah 5'te uyanırım.
He wants to meet at 5am.
Yani saat 05.00'te buluşmak istiyor.
It was 5am in Wisteria Lane when the phone call started.
Wistiria Lane'de telefonlar çalmaya başladığında, saat sabahın 5'ydi.
Time of death : 8 : 1 5am.
Ölüm zamanı : 08 : 15.
You never know who you're gonna find in the cafeteria at 5AM.
Sabahın beşinde yemekhanede kimi bulacağınızı asla bilemezsiniz.
No. Go to sleep, get up at 5AM, go on a march.
Hayır, şimdi yat, sabah 5'te kalk ve eğitime katıl.
You'll get them back by 5AM.
Sabah 5'te geri alırsınız.
He had some anxiety at 3am, and then again at 5am,
Saat 3 : 00 ve tekrar 5 : 00'te biraz sinir sorunu yaşadı.
How could you be if you arrived home drunk at 5AM?
Sabahın 5 inde sarhoş bir şekilde eve gelmişken nasıl olabilirdi ki?
All I can remember was you knocking at my door at 5am.
Hatırladığım tek şey, sabahın 5'inde kapıma dayanmanız.
So, yeah, we're on really early, so I... I go to bed really early and we used to be on at, 5am, but then we got bought by this giant company and they wanted to run us instead of infomercials.
Evet, program çok erken başlıyor, bu yüzden ben de erken yatıyorum ve önceden program sabah beşte başlıyordu ama sonra büyük bir şirket, kanalı satın aldı ve bilgilendirici reklamlar yerine bizim programı yayınlamaya başladı.
GPS in the Range Rover was reactivated at 5am this morning.
Range Rover'daki GPS bu sabah tekrar devreye sokuldu.
We have to leave at 5am.
Yine de 5'te dönmek zorundayız.
And everyone was still asleep when the car itself was tested because the only place where they could actually run it up to its 149 mph top speed was at 5am on the M1.
Herkes uyurken arabayı test etmişler çünkü arabanın 240 km / s hıza ulaşabileceği tek zaman ve yer sabah 5'te M1 yoluydu.
He was wasted when he got in at 5am.
Sabah 5'te geldiğinde çok sarhoştu.
She starts calling at 5am everyday.
Sabahın beşinde başlıyor aramaya.
Well, it's mostly in the morning because it's kind of noisy in Hong Kong, you know, around three million people there, so every time when you have a picture, it's mostly, say, around 12am to 5am in the morning.
Hong Kong'ta görüntü kirliliği olduğundan çoğunlukla sabahları. Yaklaşık 3 milyon insan yaşıyor. O nedenle her zaman, bir resim çekeceksiniz çoğunlukla gece 12, sabah 5 arası olmalı.
- Around 5AM.
- Beş civarı.
The 5am starts, the smell of manure, the vigorous milking, and that's just Mrs Vorhoeven.
Sabah 5'te yataktan kalkma, gübre kokusu coşkulu süt sağımı ve sadece Bayan Vorhoeven.
People have been tweeting the address since about 5am.
Saat 5'ten beri insanlar adresi twitliyor.
Even now at 5am.
Şu anda, sabahın 5'inde bile.
Prayers to the God at 5am and check out at 8..
Tanrı'ya dua sabah 5'te, çıkış 8'de.
I woke up at 5am and he was cleaning the whole house.
Sabah beşte uyandım ve Lee bütün evi temizliyordu.
I would, if there wasn't a place to stay, which, often, it was too late for me to call anyone for a sofa, I would stay out till about 5am and then get on the Circle Line and just, kind of, lean up,
Kalacak bir yerim olmadığında yapardım ki genellikle, kalacak yer olarak birilerini aramak için çok geç olduğunda... sabah 5'e kadar dışarıda kalırdım. Sonra Circle Hattına binip uyurdum ve... saat 12 gibi kalkardım.
Training starts at 5am tomorrow.
Eğitim yarın sabah saat 5'de başlıyor.
5am?
Saat 05?
If the St Andrew's clock strikes 5am on the night of the robbery and we don't have everything we ask for, the bell will be tolling for your boy.
Şayet soygun gecesi St.Andrew'ün saati 5'i vurduğunda istediklerimiz yerine getirilmemiş olursa çanlar oğlun için de çalar.
Be ready at 5am tomorrow.
Sabah 5'te hazır olun.
Okay, be ready tomorrow at 5am.
Tamam, sabah 5'te hazır olun.
Makes them wake up at 5am to run.
Sabah 5'te uyandırıp zorla koşturuyor.
It's 5am!
Sabahın 5'i.
See you tomorrow 5AM. - Bye.
Yarın beşte görüşürüz.
I'm waking at 5am, seeing her.
Sabahın beşinde onu görerek uyanıyorum.
5am. Okay?
5'te, tamam mı?