A bird перевод на турецкий
5,454 параллельный перевод
Calm down, Kovalsky down there is a bird.
Sakin ol Kowalski! su anda asagida bir kus var, baksana turp gibi.
Out and free like a bird, bro.
Bir kuş gibi özgürüm, kanka.
Maybe they're having a bird disco.
Belki de kuş diskosu veriyorlardır.
- They did have to give you a bird's heart.
- Sana kuştan kalp nakli yapmak zorunda kaldılar.
It's a bird!
Bu bir kuş!
That was a bird.
O bir kuştu.
Jos thinks that maybe a bird of prey got it.
Jos yırtıcı bir kuşla karşılaşmış olabileceğini düşünüyor.
You don't race a bird that comes from another loft over such a great distance.
Başka bir güvercinlikten gelen bir kuşu bu kadar büyük bir mesafede yarıştıramazsınız.
For a bird from Minnesota, you've got some moves.
Minnesotalı bir kuş için iyi dans ediyorsun.
That a frog and a bird are in love But I know in my heart
♪ Kurbağa ile kuş hiç aşk yaşar mı? ♪ Ama kalbimde biliyorum ki
'Cause there isn't a bird That I wouldn't kill
♪ Öldürmeyeceğim ♪ Bir kuş yok
A bird bath!
Kuş banyosu!
Here I am, free as a bird, doing what I like best.
Ama şimdi buradayım, kuşlar kadar özgürüm. En iyi olduğum işi yapıyorum.
And we really want to advise that you guys try to make it... I'm a bird, bitch!
Sizlere gerçekten bunu yapmayı denemenizi tavsiye ediyoruz...
Now that's a bird, Bobby Byrd.
Artık bir kuşumuz var Bobby Bryd.
We got a bird in the sky!
Gökte bi kuş var!
Just imagine, flying like a bird.
Sadece hayael edebilirsin, kuçlar gibi uçtuğunu.
AND AFTER THEY'VE CLEARED THAT, IT TURNS INTO A BIRD SEEDY, MORE WATERY, YELLOW POOP.
O kaka atıldıktan sonra kuş yemi gibi, daha cıvık ve sarı renklidir.
That's a bird.
O bir kuş.
So I thought when you saw a bird it means you're near land.
Kuş görmüşsen karaya yakın olduğun anlamına geliyor sanmıştım.
He's a Hollywood clown in a Lycra bird suit.
Likra bir kuş kostümü giyen Hollywood şarlatanının teki.
She just eats like a bird, she barely leaves the house.
Ağzına lokma girmiyor, evden çıktığı yok.
- Exactly what it says, a bird inside a bird inside a bird inside a bird etcetera...
- Porno? - Tam olarak ne diyorsa o, kuşun içindeki kuşun, içindeki kuşun içindeki kuş ; ufak tefek şeyler.
- No, that's not a bird.
- Hayır, onlar kuş değil.
It's just a bird.
- Sadece bir kuş.
Yeah, he had a bird inked on his neck.
Yara, dövme? Evet, boynunda bir kuş resmi vardı.
Oh, look, a dead bird.
Şu kuşa bak.
It's a good bird.
- Güzel bir kuş.
Sweetie, ifs a great bird.
Harika bir kuş.
- A little bird.
Küçük bir kuş.
That's a long way for such a small bird.
Böyle küçük bir kuş için uzun bir yol.
It's just that I recently discovered that the ties between a fancier and his bird can be very intense.
Ben sadece, kuş ve sahibi arasındaki ilişkinin,... çok hassas olabileceğini yeni farkettim.
What a pretty bird you freed.
Ne güzel bir kuş sizi ücretsiz.
At the golden embroidery on her dress. This is a special kind of bird.
Ve altın işlemeli elbisesine bakılırsa bu özel bir kuş.
Now, the perp inside that house is a very dangerous bird, a lappet-faced vulture, a red-necked ostrich.
Şimdi, evdeki fail çok tehlikeli bir kuş. Sarkık suratlı bir akbaba, kızıl boyunlu bir devekuşu olabilir.
The madman that tried to assassinate me is a rare bird, okay?
Beni öldürmeye çalışan çılgın, ender kuşlardan birisi, tamam mı?
For such a wise bird, is what I meant to say.
Yani bilge kuş demek istedim. Bilge.
Yeah, you're a natural, T-Bird.
Evet, doğuştan yetenekli bu dayısı.
You seem like a nice bird.
Çok efendi bir kuşa benziyorsun.
Look, Eduardo, I might not be the birdliest bird in the flock... but, for once, that's actually a good thing.
Dinle Eduardo, sürüdeki en yaman kuş ben olmayabilirim ama şu anda, bu bizim avantajımız.
And with me still a boy, I was sent to live with me granddad Albert, while me old man was sent to do his bird.
Ve beni büyükbabam Albert ile yaşamaya gönderdiler.
Sure, and you drive a T-Bird.
Thunder Bird'e binen adamdan şüphe duyarım.
An infestation of Canadian Brown Finches, which is a small bird...
Kahverengi Kanada ispinozlarının istilası, ki bunlar küçük kuşlardır...
Fly like a happy bird!
Mutlu kuşlar gibi!
They know the guy from the bird suit who tells coy, slightly vomitous stories on Letterman.
Letterman'a çıkıp kusma hissi veren hikâyeler anlatan kuş kostümlü adamı tanıyor insanlar.
"Where a trapped bird'ma net." "Was deceived to the bone."
# Kuşun tuzağa düştüğü yerde kemikleri aldatmış oldu. #
A flamingo is a fucking pink bird, okay?
Flamingo dedin. Flamingo pembe bir kuş, anladın mı?
You know, Charlie Parker became Bird... because Jones threw a cymbal at his head.
Charlie Parker'ı "Bird" yapan şey Jo'nun onun kafasına zil fırlatmasıdır.
'A great bird landed here.
Koca bir kuş kondu buraya.
That, gentlemen, is a 10 bird roast.
Bu, beyfendi, 10 kızartılmış kuş.
What is a 10 bird roast?
10 kızartılmış tavuk nedir?
bird 635
birdie 98
birdy 48
birds 217
birdman 16
birdsong 24
birds chirping 129
birds of a feather 22
birds can do it we can do it 23
birdie 98
birdy 48
birds 217
birdman 16
birdsong 24
birds chirping 129
birds of a feather 22
birds can do it we can do it 23