Actions перевод на турецкий
4,933 параллельный перевод
Do not confuse Conrad's actions with mine.
Conrad'ın yaptıklarını benimkilerle karıştırma.
You know, actions speak louder than words.
Eylemler sözlerden daha yüksek sesle konuşur.
" Also, you will see that my actions at Mons
Ayrıca Mons'daki başarılarım..
In your statement to the House, sir, I believe that you should say that witnesses heard the killer say that they were members of the IRA and that the killing was in retribution for actions of the Field Marshal in County Cork.
Efendim, Bakanlıktan yaptığınız bildiride, tanıkların ifadesinde katillerin IRA üyesi,... olduklarını ve cinayeti Mareşal'in Country Cork'daki eylemlerinin, intikamı olarak işlediklerini,... söyledikleri şeklinde bir açıklama yapmalısınız.
If she does this... I need to not let my... feelings for her guide my actions.
Eğer bunu yaparsa ona karşı olan duygularımın beni yönlendirmesine izin vermemeliyim.
Alan, you have to man up and face the consequences of your actions.
Alan, gerçek adam olup davranışlarının sonuçlarıyla yüzleşmelisin
But I will be judged on my actions, and not on my words.
Ama ben yaptıklarımdan mesulüm, söylediklerimden değil.
Your despicable actions will be revealed very soon.
Aşağılık eylemleriniz yakında gün yüzüne çıkacak.
The humiliation of having to answer for his actions Once and for all?
Eylemlerine ilk ve son kez yanıt vermenin getirdiği aşağılanmayı mı?
I don't know who and what you are doing this for. Someone guilty may walk free because of your actions.
Bu ne için veya kimin için yapıyorsun bilmiyorum ama senin yüzünden birinin işlediği suçların üzeri örtülmüş olacak.
Those who disagree with my actions, speak now without repercussion.
Davranışlarıma karşı çıkan varsa, şimdi uygun bir dille söylesin.
It must be very distressing now to realise that the man that she has just had these relations with is now going to die, directly, as a consequence of her actions.
Tüm bu ilişkileri yaşadığı erkeğin bizzat kendi eylemleri sonucunda birazdan öleceğini bilmek sıkıntı veren bir duygu olmalı.
But, as I explained to her, actions - his actions - have consequences.
- Evet. Ama ona da açıkladığım üzre eylemler, yani kocasının eylemleri bazı sonuçlar doğurdu.
Jenny said the reason you're illegally withholding my wages is I have to understand that my actions have consequences for people other than myself.
Jenny'nin demesine göre, maaşlarımı yasadışı bir şekilde kesmenin sebebi yaptığım şeylerin, benim dışımdaki insanlar için de bazı sonuçlar doğurduğuymuş.
Your actions have had consequences for people other than yourself.
Yaptığın şeyler, senin dışındaki insanlar için de bazı sonuçlar doğuruyor.
Me, too, but... sometimes actions have consequences and one of them is I can't present tomorrow.
Ben de öyle ama bazı davranışların sonuçları vardır. Bunlardan biri de yarınki sunumu benim yapmayacak olmam.
He said I was a grown woman and I need to take responsibility for my actions.
Yetişkin biri olduğumu ve davranışlarımın sorumluluğunu almam gerektiğini söyledi.
But I can only do that if everyone steps up and takes responsibility for their actions.
Fakat bunu eğer herkes bir adıp atıp kendi hataları için sorumluluk alırsa yapabilirim.
All your actions must have universality.
Her hareketiniz evrensel bir şeyler içermeli.
What is your reaction to the recent actions by Boko Haram?
Boko Haram'la ilgili son olaylara tepkiniz nedir?
It'll be nowhere near 500 actions, so we won't put it on HOLMES.
Yaptığı 500 eylem bile yoktur. Bu yüzden peşine düşmeye gerek yok.
See, um, I once was told that actions have consequences, and I want to turn things around by inviting you... to the American Ballet Company's production of Giselle.
Bir keresinde bana her yaptığın şeyin bir sonucu olduğunu söylemişlerdi ben de seni Amerikan Bale Topluluğu'nun Giselle gösterisine davet ederek durumu tersine çevirmeyi istiyorum.
Then you should also know that we can't give them any reasons to fault our actions.
Aynı zamanda onların eline koz vermeyeceğiz. Hatalı eylemlerimiz için.
As a result, it is our recommendation That the district attorney's office open an investigation Into the actions of senator trucco
Sonuç olarak, bizim tavsiyemiz bölge savcılığının Senatör Trucco'nun ve davanın orijinal tanığı Linda Morelli'nin faaliyetleri hakkında bir soruşturma açmasıdır.
Should've worn a condom. sometimes, we're not responsible for our own actions, because sometimes, we behave not like thinking, thoughtful human beings, but as animals.
Kondom takmalıydın. Çeviri : dr _ sarigiz Bazı zamanlar, kendi eylemlerimizden sorumlu değilizdir işte o zamanlarda, düşünceli ve mantıklı bir insan evladı gibi değil de hayvanlar gibi davranırız.
It's a feeling directing my actions.
- Hareketlerime yön veren şey bir his.
He wanted me to give you this petition, which is signed by over a thousand business owners, all of whom will be impacted by these police actions if they drag into next week.
Size bu dilekçeyi vermemi istedi. Binin üzerinde işveren imzalamış. Tüm işverenler, polislerin hareketlerinden etkilenecek.
I apologize for his actions, but his anger is understandable.
Davranışı için özür dilerim ama öfkesi anlaşılır.
I'm doing it in private, Sean, because I don't want to slander an entire department based on the actions of two men.
Özel olarak konuşuyorum Sean çünkü iki kişinin yaptıkları için bütün bölümü suçlamak istemiyorum.
No, no, no. You once told me that my actions had consequences. Remember?
Bir zamanlar bana yaptıklarımın bir sonucu olduğunu söylemiştin.
Your actions yesterday have consequences too.
Senin dün yaptığının da bir sonucu vardı.
You are responsible for you and your brother's actions!
Senin ve kardeşinin yaptıklarından sen sorumlusun!
Actions, reactions.
Davranışları, tepkileri.
The men in my party ascribed the actions to English soldiers.
Grubumdaki adamlar İngiliz askerlerinin işi olduğunu düşündüler.
I could see how my actions...
Ama hareketlerimin...
Your actions?
- Hareketlerin mi? Evet.
I'm happy to defend actions that protect our people.
İnsanlarımızı korumak için önlemler almaktan mutluyum.
"Dear Mr. Miller, in retrospect, I deeply regret my actions"...
"Sevgili Bay Miller, geçmişe bakarsak hareketlerimden dolayı gerçekten pişmanım."
I'm, uh, I'm writing an apology, and I realized that the person that was affected most by my actions was... you.
Ben, şey, ben bir özür mektubu yazdım, ve fark ettim ki hareketlerimden en çok etkilenen kişi senmişsin.
I stand here today a humble man, a contrite man, a man who deeply regrets all the pain and suffering he has caused with his foolish actions.
Burada mütevazi, nedamet duyan, yaptığı aptalca hareketlerden ve yol açtığı şeylerden dolayı ıstırap duyan bir adam olarak bulunmaktayım.
If you create a list of the things that the tobacco industry did to stall or to fight off public health actions that would curtail smoking, the food companies are doing every single one.
Eğer tütün endüstrisinin sigara içmeyi azaltabilecek kamu sağlığı eylemlerini püskürtmek veya geciktirmek için yaptığı şeylerin bir listesini yaparsanız, yiyecek şirketlerinin de aynı şeyleri yapıyor olduğunu görürsünüz.
Why would I... for crying out loud! I don't think you'll find anything to justify the former king's actions.
Neden gidecekmişim ki of, bağıra bağıra ağlamak için tabi! Sahip, ne kadar araştırırsan araştır eski kralın yaptıklarını haklı çıkarmak için bir şeyler bulacağınızı düşünmüyorum.
there are only two actions you can take in a game. or respond to another player's strategy.
oyunda kullanabileceğin iki hareket vardır. Ya kendi stratejini yaratırsın ya da diğer oyuncunun strajesine ayak uydurursun.
No, I have no excuse for my actions.
Hayır, yaptıklarım için bahanem yok.
Your thoughts are not your actions.
Düşünceleriniz, hareketleriniz değiller.
I'm focused on Louis because right now his actions threaten this entire firm.
Louis'e odaklandım çünkü şu an yaptığı hareketler tüm şirketi tehdit ediyor.
I can excuse my actions no longer.
Yaptıklarıma daha fazla bahane bulamam.
Your words and your actions have consequences.
Söylediklerin ve yaptıkların bazı sonuçlar doğurur.
You said it with your actions.
Davranışlarınla söyledin.
What actions?
Hangi davranışlar?
That her actions have consequences.
- Eylemlerinin sonuçları olduğunu.