Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / Addison

Addison перевод на турецкий

1,801 параллельный перевод
Karev, page Addison.
Karev! Addison'a haber ver.
- Almost done. Wait.
- Neredeyse bitirdim, Addison.
- Go ahead and have sex with Addison.
- Git, Addison'la yat. - Addison mu?
- Addison?
Ne? Hayır!
- I don't want to.
- Addison ile yatmak istemiyorum.
- Page Addison, meet us in the OR!
- Addison'ı çağır. Ameliyathanede buluşalım.
- Put down the scalpel, Addison!
- Neşteri bırak, Addison!
- Addison, put the scalpel down.
- Addison, neşteri bırak.
Get off the scalpel, Addison!
Ellerini neşterden çek, Addison!
- Do not touch my patient, Addison.
- Hastama dokunma, Addison.
- Addison Montgomery, thank you!
- Addison Montgomery, teşekkür ederim.
You guys, I'm all about the party until we get caught and then Addison fires us.
Kızlar, parti hakkında söyleyeceğim tek şey yakalanacağız ve Addison bizi kovucak.
Addison called a meeting after work.
Addison, işten sonra toplantıya çağırdı.
So, what just happened back there with Addison?
Az önce Addison'la olanlar neydi peki?
ADDISON : No. - A date with your guy?
O adamla randevunda mıydın?
[MORGAN GASPS] ADDISON : Okay, okay.
Tamam, tamam.
ADDISON : Well, that'll wake you up.
- Bu seni ayık tutacak.
ADDISON : The blond from the basketball court?
Basketbol sahasındaki sarışın mı?
- Oh. ADDISON : "Nice shot, Pete."
- Tam isabet, Pete.
ADDISON : There.
Orada.
- I'll get her to understand. ADDISON :
O zaman anlamasını sağlarım.
Noah.
Addison.
- Addison. Really.
Ben sadece senin, mümkün olan en iyi tedaviyi almanı istiyorum.
- Hey, Addison.
- Merhaba Addison.
ADDISON : Violet. No.
- Violet...
[GRUNTS] - Okay.
- Peki, Addison'ı çağırayım.
You know, let me call Addison.
- Hayır, yapma.
Talmadge Neville's parole officer is Jerome Addison.
Talmadge Neville'in şartlı tahliye memurunun adı, Jerome Addison. Tahliyesinden dört saat sonra gidip kaydolması gerekiyormuş.
That's what people do when someone they care about asks them to do something- - they do it- - which is what you should've done when I asked you to stay away from lexie... or addison, for that matter.
İnsanların, değer verdikleri kişiler bir şey istediğinde yaptıkları şey onu yapmaktır. Lexie'den uzak durmanı istediğimde yapman gereken de buydu tabii Addison'dan da.
Oh, here we go.Addison- - the only note he can ever play.
İşte başlıyoruz. Addison. Çalabildiği tek nota.
- A-Addison?
- Addison?
- Addison.
- Addison.
Addison.
Addison.
- No, it's okay, Addison.
- Hayır, önemli değil, Addison.
But, Addison...
Ama Addison...
And with everything going on, Addison... Me leaving would show that you did something.
Olan her şeyle, Addison ayrılmam bir şeyler yaptığını gösterir.
But Addison's right here.
Ama Addison burada.
Addison's got this.
Addison'a bırak.
Her pressure's not coming up.
- Addison, tansiyonu yükselmiyor.
Addison. What?
- Addison.
Addison, he's just trying to help.
Addison, yardım etmeye çalışıyor.
- I gotta stop Addison.
- Addison'ı durdurmalıyım.
Addison, we have the baby.
Addison, bebeği bulduk.
Stop.
- Addison, dur.
Addison, stop.
Addison, dur.
ADDISON :
Hadi ama, Nai.
ADDISON : Okay.
Peki.
Work, work, work. NOAH : Addison.
Ama sen hep çalışıyorsun.
So I'm going to send over a list of names, okay?
- Addison... - Gerçekten.
Could you get Addison, now?
Addison'ı çağırır mısın, hemen?
- Addison- -
- Addison...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]