Agrees перевод на турецкий
1,384 параллельный перевод
CROWD AGREES.. chapter 2, verse 11?
Peki Kralın ikinci kitabı?
My doctor says - and my garage mechanic agrees -
Doktorum almamı söyledi ve araba tamircimde ona katılı...
If the instructor agrees, you can skip the lessons and go right to the test.
Eğer eğitmen kabul ederse, dersleri atlayıp direkt olarak sınava girebiliyormuşum.
Anyone who agrees to play by our rules :
Yöntemlerimizle oynamak isteyenler :
I have suggested that to him already, and the president agrees.
Ona bunu halihazırda önermiş durumdayım ve başkanda aynı fikirde.
I ran the test three times. The results were consistent, and it agrees with the EEG.
Sonuçlar aynı, ve EEG ile aynı sonucu veriyor.
I'm glad you agree with her, Agent Doggett because I'm not even sure that she agrees with you.
Onunla aynı fikirde olduğuna sevindim Ajan Doggett. Ama o seninle aynı fikirde değil.
Miss Burns agrees.
Bayan Burns'de katılıyor.
Captain Picard agrees that the B-4 was probably designed with the same self-actualization parameters as myself.
Kaptan Picard, B-4'un büyük olasılıkla benimkilerle aynı kendini geliştirme parametreleriyle dizayn edildiğine katılıyor.
What kind of person agrees to meet a person she met on the Internet?
Ne tür bir insan internette tanıştığı biriyle tanışmak ister?
Giovanni agrees to give them weapons.
Giovani hakkında ne düşünüyorsun?
Prison agrees with me.
Hapishane de benimle aynı fikirde.
I'm sure the congregation agrees with me that we can always benef'it... from the perspective...
Bu konuda sizinle aynı düşünceleri paylaştığımı söylemeliyim.
What do you bet that if your father agrees to sign,
Ne dersin, eğer babam imzalamaya razı olursa...
It's no problem. He agrees things can move faster.
Sorun değil.
A village-headman acquaintance has an unmarried daughter whom he agrees to marry to you.
Köyün ileri gelenlerinden birinin kızı var. Kız seninle evlenmeyi kabul ediyor.
He agrees with me.
Bana katılıyor.
Your mother agrees with me that you should get a job.
Bir işe girmen konusunda annen, benimle hemfikir.
That is, providing of course he agrees to leave Ne'Holland and never return, ever.
Ne'Holland'dan ayrılmayı ve bir daha asla dönmemeyi kabul edecek.
And Mr. Suvarta agrees with me.
Ve Bay Suvarta da bana katılıyor.
Well, at least someone agrees you shouldn't be dating this guy.
En azından biri, bu çocukla çıkmaman gerektiği konusunda benimle hemfikir.
See if this agrees with you.
Bunun sende işe yarayıp yaramayacağını görelim.
So he asks Mrs. Robinson to give me my job back. And she agrees.
Bayan Robinson'dan işimi geri vermesini istemiş, o da vermiş.
Finally, someone who agrees with me!
Sonunda benimle hemfikir olan biri!
Or we could just gloss over that idiot thing for the next little while until he agrees to do the story, because he is a major critic and this would mean a ton of business for my restaurant.
Ya da o hakkımızda bir makale yazmayı kabul edene kadar biraz erteleyebiliriz. Çünkü gerçekten büyük bir eleştirmen ve restorandaki işim için çok fazla iş anlamına gelir.
Like living your dream agrees with you.
Hayallerini gerçekleştirmen sana iyi gelmiş gibi.
Know what you were saying before, that living my dream agrees with me?
Hayallerimi gerçekleştirmenin bana yakıştığını söylemiştin ya?
The Director of Nursing agrees with my recommendation.
Hemşire direktörü tavsiyemi onayladı. İstesen de, istemezsen de bu iş senin.
So you start by talking about his jerk-like qualities, which everyone agrees with, but it also makes'em feel a little guilty because he's laying there dead and all.
Önce pis özelliklerini anlatmaya başlıyorsun. Herkes kabul ediyor. Ama öldüğü için de insanlar vicdan azabı çekiyor.
Now my wife agrees.
Karım da aynı fikirde.
- Agrees with who?
- Kiminle aynı fikirde?
Everybody who agrees that we would not feel good about that, say aye.
Hiç iyi olmazdı, değil mi? Bunun iyi olmayacağını düşünenler evet desin...
Well, then, I'll just kick him'til he agrees to do it, how does that sound?
- Kabul edene kadar onu tekmelerim.
He agrees to testify against her, assuming we can corroborate his story, and you've got a deal.
Gloria'a karşı ifade vermeyi kabul edip, hikayesiyle elimiz güçlenirse anlaşmayı alırsınız.
EMMETT AGREES.
Bu tiksinti uyandırıcı.
I'M NOT HANDING OVER THE BALL UNTIL HE AGREES TO GO OUT WITH ME ON A DATE.
Ta ki benimle çıkmayı kabul edene kadar...
Or the nurse who everyone agrees is just a little bit off.
Yada herkesin aynı fikirde olduğu birazcık uykusu olan hemşireler gibi.
I'd be trying to come up with the 50 grand and hoping Jasper agrees to another meeting.
Bu arada 50 bini bulmaya çalış ve Jasper'ın tekrar buluşmasını um.
Carmine agrees.
Carmine kabul ediyor.
I say we get in there and we refuse to leave until she agrees to come stay with us
Derim ki girelim oraya ve gelip bizimle kalma fikrine katılana kadar çıkmayı reddedelim.
Okay, he bounces over to drug court... pleads to possession and agrees to probation... with ongoing treatment.
Tamam, uyuşturucudan dolayı mahkemeye biraz yalvaracak şartlı tahliyeye tamam diyecek gözetimi devam edecek.
In exchange for his pleading guilty to one count of conspiracy... he agrees to a sentence not to exceed 15 years in DOC.
Bu olayı kabul ederek verdiği bilgiler ışığında yakalandığı tarihten itibaren geçerli olmak üzere 15 yıl hapis cezasını kabul etmektedir.
He agrees it would be better if you spent more time in New York.
New York'da daha fazla zaman geçirmenin iyi olacağına katılıyor.
- I'm sure my brother agrees.
- Abimin anlayacağından eminim.
Oh, now, don't worry, he agrees with me.
Endişelenmeyin, o her zaman benimle aynı fikirdedir.
If Mr Webster agrees to withdraw as plaintiff's counsel, I'll simply take what belongs to me, and my esteemed adversary can live to fight another day.
Bay Webster davacının vekili olmaktan feragat ederse bana ait olanı alırım ve saygın rakibim bir başka sefer tekrar savaşmak üzere yaşar.
Deacon agrees with me.
Deacon bana inanır.
He agrees It is an ambulance, coming on Wednesday
Çarşamba günü bir ambulans gelecek.
I'm glad you agrees, Captain.
Onayladığınıza sevindim, kaptan.
Yes. ³ agrees cycle.
Evet.
His doctor agrees.
Doktoru da aynı fikirde.