And all because of you перевод на турецкий
1,044 параллельный перевод
And all because of you.
Hepsi senin yüzünden.
Our ideals die around us and all because of you
Senin yüzünden bütün hayallerimiz öldü
- And all because of you!
- Hepsi de senin yüzünden!
That's why you're in such a hurry to end it all, because you've had enough of those suspicions and indignities.
Önce kader, şimdi de bir polis soruşturması. Her şeyi sona erdirmek için aceleci davranıyorsunuz çünkü bu onur kırıcı durumdan ve şüpheli olmaktan dolayı bunaldınız.
A book, to me, means love... because when you give a book about a romantic place... it's like saying that all the days of your life should be as romantic as Spain... and surrounded by a cover of happiness.
Bir kitap, benim için aşkı temsil eder çünkü kitabı romantik bir yerde verirsen kalan bütün günlerinin İspanya gibi romantik olmasını ve mutlulukla geçeceğini söylemeye benzer.
You cannot speak of my professional conduct, sir, because during all this trial the court has used every occasion... to show its preconceived ideas... and its racist hatred of the defendants.
Benim hakkımda böyle konuşamazsınız, çünkü yargılama boyunca mahkeme her fırsatta önyargılarını ve ırkçı tutumunu ortaya koymuştur...
out of those round, brown straw mats that the teapot goes on, because in all probability, I'm still talking and what you heard was a pause.
Çünkü büyük ihtimalle ben hala konuşuyorumdur ve sizin duyduğunuz sadece estir.
Above all, I hate you... because you're a culling blue-eyed wop, and not one of me!
Neden olmasın? Ona aşık değilsin ki.
And, of course, in the officers'parties you all drank - the thing was to get drunk very quickly, sing songs, and because of the limitation of the girls, only the high officers got them later.
Ve tabii ki, subayların partilerinde herkes çabucak sarhoş eden şu içkilerden içer, şarkılar söylerdik ve kızları, sayılarının az olmasından ötürü üstü rütbeli subaylar kapardı.
Come and teach us all you know, because... we have learned many things... but most of all, we have learned... we still have much to learn.
Gelin ve bize tüm bildiklerinizi anlatın... Çünkü... biz pek çok şey öğrendik... ama her şeyden fazlası, biz... hala öğrenecek çok şey olduğunu öğrendik.
No, it wouldn't have been useless... because in the face of certain things you've got... to say no, and instead, I said yes... to MussoIini, to duty, and to all that crap.
Hayır, boşuna olmazdı.. bazı şeyler adına "hayır" demeliydik.. ama biz "evet" dedik.
Travelling back and forth across Europe, passing through customs without question because I was with you, and all the rest of it, babe.
Avrupa boyunca yolculuk etmek... Hem de seninle olduğum için sınırlarda sorun yaşamadan. Senin için hiçbir şey yapmıyorum.
Because after 25 years of building a home and raising a family and all the senseless pain that we have inflicted on each other, I'm damned if I'm gonna stand here and have you tell me you're in love with somebody else.
Çünkü 25 yılın ardından bütün acılara beraber göğüs gererek bir yuva kurduktan bir aile yarattıktan sonra hâlâ burada dimdik ayakta duruyorum ve sen gelmiş başkasına aşık olduğunu söylüyorsun.
All of her plot outlines have me leaving her and coming back to you, because the audience won't buy a rejection of the happy American family.
Bütün göstergeler onu terk edip sana geri döneceğimi söylüyor, çünkü seyirciler mutlu bir Amerikan ailesinin bozulmasını istemez.
That's another thing, if you want to go by yourself, possibly you and ellen, because of business reasons, that's okay, I don't object to that, and I couId meet you later, that's all.
Şunu diyeceğim, yalnız gitmek istersen belki Ellen'la iş konuşmak istersiniz bana uyar, itiraz etmem seninle sonra buluşabiliriz.
Anyhow, do the right thing, stay out of the way of the bullets, and bring your heinie home all in one piece because we love you very much.
Herneyse, doğru şeyleri yap, kurşunların yolundan uzak dur, ve kendini eve tek parça halinde getirmeye çalış çünkü biz seni çok seviyoruz.
If you ever have anything of a serious nature on your mind at all I want you to come in here and talk to me because that's why I have my office on this floor, to be close to my girls.
Ne zaman kafana takılan ciddi bir şey olursa buraya gelip benimle konuşmanı istiyorum çünkü ofisim bu yüzden bu katta, kızlarıma yakın olmak için.
And now I want all of you settlers and all of you little pardners to sit tight because Bronco Billy is getting ready to do his death-defying "Wheel of Fortune" shootout!
Şimdi bütün izleyiciler ve bütün ufaklıklar sıkı dursun. Çünkü birazdan Bronco Billy ölüme meydan okuyan "Kader Çarkı" atışını yapacak!
Because I'm going to sue you and your stepmother and that crooked lawyer of yours for all you've got!
Çünkü seni, üvey anneni ve o dolandırıcı avukatınızı mahkemeye verip tazminat talep edeceğim!
We're all here tonight because of our daughter, Jade, a girl that brings so much light to our life, and as you can tell, if there's one thing we need, it's light.
Kızımız, Jade, sayesinde hepimiz buradayız. O hayatımıza çok fazla ışık getiren bir kız. ve gördüğünüz gibi, ihtiyacımız olan bir şey varsa o da ışık.
Now, if you don't think that's a serious business... tell me about it when your house is burning, we can't get the pump out... and the road's all blocked because of a nigger's car.
Eğer bunu ciddiye almıyorsan o zaman... bir zencinin arabası yüzünden yol kapandığı için... evin yanarken, pompayı dışarı çıkaramadığımızı düşün bir de.
A lot of time and expense-and all because you don't want to go to school!
Tonla zaman ve para kaybı ve hepsi de senin okula gitmek istememen yüzünden!
And you, Golda You should be the happiest one of all, because you worked so hard for it.
Sana gelince, Golda öyle çok çabaladın ki en mutlusu sen olmalısın.
I'm just a human being, with all of the foibles and all of the traps. The show, the pressure, the groupies, the autograph hounds, the crew. The incompetents behind the scenes you think are your friends and you're not sure if you're gonna be there tomorrow because of them.
Ben de bir insanım bütün zaafları ve bütün zorluklarıyla şov, baskı hayran kızlar, imza isteyenler şov ekibi, beceriksizlikler sahne arkasındaki arkadaşlarını düşünürsün.
Because I'm sick of you, and all the stuff you keep writing on the walls.
Çünkü senden de, duvarlara çizip durduğun tüm o şeylerden de bıktım.
You were raised in poverty. You had 24 brothers and sisters all of whom mom would beat up because papa hit the bottle. And when you were 12 years old you began to wonder what men thought when they looked at you.
Yoksul bir ailede büyüdün, 24 kardeşin vardı, baban sizi döverdi, annen içerdi ve 12 yaşına geldiğinde erkeklerin sana baktıklarında ne düşündüklerini merak etmeye başladın.
Well, that all the things that have been happening to me were because of you and your mother.
Herşeyin senin ve annenin başının altından çıktığını sandım.
Doctor, I think you're a mite confused, because of being recently widowed and all.
Kısa süre önce dul kalmak falan kafanı karıştırmış olmalı.
"And because of you, I want to do kind actions all round."
Ve yine sayenizde, her yerde iyilik yapmak istiyorum.
And all that I am or will ever be is because of you.
Ve varlığım tek sebebi de, sensin.
And it would be just as well if you'd mention what you mean to do next, because I suppose you don't mean to stop here all the rest of your life.
Artık bundan sonra ne yapmaya niyetli olduğundan söz etsen iyi olur. Çünkü sanırım, yaşamının geri kalan bölümünü burada durarak geçirmek istemezsin sanırım.
I lost my left hand because of you, and I had all my friends killed.
Senin için elimi kaybettim ve bütün dostlarımı öldürdüm.
Twenty-seven men and women, the entire Javelin network, all dead because of you.
Yirmi yedi erkek ve kadın Javelin ağındaki herkes senin yüzünden öldü.
And here's to my life, because I'm very glad to be here and to be a part of all of you.
Bütün yaşadıklarıma çünkü burada, olmaktan sizin bir parçanız olmaktan çok mutluyum.
And whereas we might be upset this morning or something, you know, we're not, because of the fact that we're not objective at all.
Yani bizim bu sabah üzgün filan olmamız lazım. Değiliz çünkü tarafsız olamadığımız gerçeği yüzünden.
Now, I know that you're all upset at me, and you don't really understand why I'm doing this, but I will not roll over and die, and I will rest easy, because I sleep the sleep of the righteous.
Hepinizin bana kızdığını biliyorum ve bunu neden yaptığımı bilmediğinizi de biliyorum. Ama kalkıp da pek takmayacağım rahatıma bakacağım ve yatıp uyuyacağım. Çünkü, ben haklıların uykusunda uyuyorum.
I don't know, It's nice to Iearn about people who are different from you, because when you're born some place and you live there all your life, you don't get exposed to a Iot of different kinds of people or places.
Bilemiyorum... senin gibi farklı birini tanımaktan inan büyük keyif alıyorum, çünkü aynı yerde doğup aynı yerde büyüyünce farklılığı olan insanlarla karşılaşmıyorsun, farklı yerler görmüyorsun.
"But if any of you lacks wisdom, he should pray to God, who will give it to him, because God gives generously and graciously to all."
"İçinizden biri direncini kaybederse, Tanrı'ya dua etmeli çünkü Tanrı herkes için cömert ve şefkatlidir."
First of all I gotta apologize, because we were trying to find you and it's a very important job, but I couldn't find you. So I had to give it to Walsh, but now he's fucking it up...
Öncelikle özür dilemem lazım, çünkü sana ulaşmaya çalıştık çok da önemli bir iş, ama seni bulamadım ve işi Walsh'a verdim.
Now 60 of all nighttime accidents happen on the curb because there's a blind spot between the time the wheel's turned and the time your headlights get where you're going.
Gece kazalarının 60'ı... yol kenarında oluyor... çünkü tekerleğin döndüğü anla... farların gittiğiniz yere döndüğü an... arasında kör bir nokta var.
Now you want to ride off somewhere, and all because of Peach.
Şimdi bir yerlere gidiyorsun. Hepsi Peach için.
First of all, you don't got a brother like him, and if you did, you wouldn't know what to do with him because you never had a brother like him.
Olsaydı ne yapardın bilemezsin... O ağabeyim.
And we all used to make fun of him, you know, because of his name.
Adı nedeniyle hepimiz onunla dalga geçerdik.
Because we are all joined by our thoughts and sooner or later one of you would have learned that I have discovered Toulon's secrets.
Çünkü şimdi ya da sonra içinizden birisi mutlaka Toulon'un sırlarına ulaşacaktı.
.. than with the man you had the greatest sex of your life with, just because he owns a bar and that is all he does?
... bir aşk yaşamaya tercih ederdin. Yalnız adam bar işlettiği için, öyle mi?
And that's the biggest fear of all because... then you lose her.
Bu da korkuların en büyüğüdür çünkü o zaman onu kaybedersiniz.
Finally, to all of you who helped me when I was a nobody, I'd like to thank you all now because I'm sure I will forget you when I'm big and in Hollywood!
Son olarak, ben bir hiçken bana yardım eden herkese teşekkür etmek istiyorum çünkü Hollywood'da önemli biri olunca sizi unutacağımdan eminim!
.. and makes enemies of us all, family against family. Too many cars Sorry if you had to face this traffic because of me.
.. ve hepimizi birbirimize düşman yapıyor, aile aileye karşı.daha fazla araç özür dilerim benim yüzümden trafikle yüz yüze gelmek zorunda kaldın ben sadece maria ya merhaba diyecektim..
Not to mention the fact that she didn't even want Wayne anymore, which I suppose technically makes him another sloppy seconds as far as my track record is concerned, but do you see me getting all hot and sweaty under the brassiere because of it?
Wayne'i artık istemediğini söylemeye bile gerek yok ki, bu durumda, teknik olarak benim geçmişim göz önüne alınırsa, bu onu da bir ikinci el yapar ama bu yüzden benim tepemin attığını görüyor musun?
Well, I... I don't want you to get upset or anything but with Martin and all, maybe it's not a good idea to be seen together in the building, because he had a lot of friends.
Şey, ben....... ben üzülmeni falan istemem ama Martin komada ve belki de binada birlikte görülmemiz iyi bir fikir olmayabilir.
Because of me, you lost your business, your home and all your possessions.
Benim yüzümden, evini, işini ve servetini kaybettin.