And before you say anything перевод на турецкий
75 параллельный перевод
And before you say anything, I've spoken to all the relevant relief organizations and embassies, and with 40,000 pounds... 40,000 pounds?
Tüm yardım örgütleri ve elçiliklerle görüştüm. - 40.000 sterlinle... - 40.000 sterlin mi?
And before you say anything...
Ve sen bir şey söylemeden önce...
And before you say anything, I have to do it on my own.
Sen bir şey demeden, kendiliğinden yapmalıyım.
And before you say anything, don't worry.
Ve bir şey söylemeden önce, endişelenme.
And before you say anything, this has nothing to do with me being gay.
Ve sen bir şey demeden önce, bunun eşcinsel olmamla bir ilgisi yok.
And before you say anything, I'm asking you... begging you... not to lie to me.
Ve birşey söylemeden önce senden yalan söylememeni... rica ediyorum... hatta yalvarıyorum.
And before you say anything, we don't need your money.
Ve sen bir şey söylemeden önce belirteyim, parana ihtiyacımız yok.
Okay, and before you say anything, it's cider, it's non-alcoholic and those little kids right there made it.
Peki, siz sormadan söyleyim, elma suyudur, alkolsüzdür ve şuradaki ufaklıklar yapmış.
And before you say anything else, can I just mention in passing, as you're here, shut up!
Başka bir şey söylemeden önce bir şey hatırlatmak isterim : Kapa çeneni.
Yeah, I know, and before you say anything,
Evet, biliyorum, bir şey söylemeden önce...
And before you say anything, I know how lame that sounds, but it's true.
Ve bir şey demeden önce kulağa uyduruk geldiğini biliyorum ama gerçek bu.
And before you say anything, whatever the number you have in your mind, make it bigger.
Bir şey söylemeden önce aklınızdaki miktar ne olursa olsun, onu artırın.
And before you say anything, it gives me hope.
Sen bir şey demeden evet bana umut veriyor.
And before you say anything, you're not allowed to have cell phones on the golf course, okay?
Ve başka bir şey demeden önce, golf sahasında telefonlara izin yoktur, tamam mı?
Before you say anything, examine the portrait closely, the signature - and above all, the date.
Tablodaki imzayı ve çizildiği tarihi.
Uh, the reason I say that is because, you know, when my wife and I try to remember what happened yesterday or the day before, well, we don't agree on anything.
Ah, bence nedeni şu, bilirsiniz, karımla ben dün ve dünden önceki gün ne olduğunu anımsamağa çalıştığımızda, şey, hiçbir şeye katılmıyoruz.
Mr. Ryan, before you say anything : My colleague, Ted and I wish to express to you our thanks, for everything we've learned here.
Bay Ryan, siz bir şey söylemeden seçkin arkadaşım Ted ve ben bize öğrettiğiniz şeyler için size teşekkür etmek istiyoruz.
But before I say anything else, I'd like you all to look around this place very carefully and see if you can tell me what's different about in here than on the plane.
Ama bir şey söylemeden önce, hepinizin buraya... çok dikkatli bakmanızı... ve burada, uçaktan farklı olduğunu... söyleyebileceğiniz bir şey var mı, bakmanızı istiyorum.
You could address the public today anybody can say anything and nobody can punish you before you risked something now you can say anything so what?
- Halka hitap edebilirdiniz. Günümüzde herkes istediğini söyleyebilir ve kimse ceza veremez. Önceden riske girerdin.
You had a lot of problems before you came here, and I know you had some problems after you got here but did I say anything to you about it?
Burada işe başlamadan önce bir sürü sorunun vardı başladıktan sonra da bazı sorunların olduğunu biliyorum ama bunları kimseye söyledim mi?
But before you say anything just know that your opinion means a lot to me and if you hate it I can't anticipate the downward spiral it might send me on.
Ama birşey söylemeden önce şunu bilmeni isterimk düşüncelerin benim için çok önemli ve eğer beğenmezsen... yeteneğimden nefret etmeye başlayabilirim...
Now honey, before you say anything, I just want to say how truely and deeply sorry I am... for our little spat.
Tatlım, bir şey söylemeden önce, küçük kavgamız için gerçekten ciddi olarak özür dilemek istiyorum.
Kandi, before you say anything, I want you to know... ... I'm in a committed relationship now and I'm really in love with this woman.
Kandi, sen bir şey söylemeden önce bilmeni isterim ki şu an bağlılık sözü verdiğim bir kadınla beraberim.
Now, I have something to tell you and you're probably going to freak out but I just want you to listen before you say anything because this is huge.
Şimdi, sana bir şey söyleyeceğim ve sen muhtemelen çıldıracaksın ama bir şey söylemeden önce sadece dinlemeni istiyorum çünkü bu büyük bir haber.
before you say anything else, um... oliver and I, we're back together.
başka birşey demeden önce Oliver'la tekrar birlikte olduğumuzu bil.
Yes, I mean, you didn't say anything before and then suddenly I'm dying and it's like, "I love you."
Evet, yani daha önce hiçbir şey söylemedin. Ben orada ölürken sanki "Seni seviyorum." gibi...
Yeah. Yeah, and listen, before you say anything else, I just want to let you know that, uh, this morning, on the--on the bus...
Dinle başka bir şey söylemeden önce bilmeni isterim ki, bu sabah, otobüste olanlar...
But before you say anything, Paul is an old friend of mine, and he has helped the poor parishes more than you could ever...
Ama bir şey söylemeden önce Paul'un yakın dostum olduğunu ve fakirlere yardım konusunda... - Nate. Nate, Nate.
But I'm sorry if I let you down, sweetie, and I don't know how much more I'm gonna be able to say I'm sorry before it doesn't mean anything any more.
Ama seni hayal kırıklığına uğrattıysam özür dilerim, tatlım. Artık bir anlamı kalmayana kadar kaç defa daha özür dileyeceğimi bilmiyorum.
I didn't say anything before because I know Emma was a good person, and damned if I was gonna give you help proving otherwise.
Daha önce bir şey söylemedim çünkü Emma'nın iyi bir insan olduğunu biliyordum, ve sana bunun aksini ispatlaman için şans verebilirdim.
Okay, look, before you say anything else, and before you go running off and getting yourself shot,
Pekala, bak, bir şey söylemeden ve koşup kendini öldürtmeden önce dinle.
Uh, before you say anything, we just... we want you to know, we're so grateful for everything you're going through for us, and no matter what happens, there's no blame, there's no...
Ah, birşey söylemeden önce, bilmeni isterim ki, bizim için yaptığın herşeye minnettarız, ve sonuç her ne olursa olsun, kimsenin suçu yok, kimsenin...
Wait... Before you say anything, we just... We want you to know, we're so grateful for everything you're going through for us, and no matter what happens, there's no blame, there's no...
Ah, birşey söylemeden önce, bilmeni isterim ki, bizim için yaptığın herşeye minnettarız, ve sonuç her ne olursa olsun, kimsenin suçu yok, kimsenin...
Look, I know. I know what it sounds like. And that's why I didn't say anything before, because I knew that you would think I was crazy.
Bak, kulağa nasıl geldiğinin farkındayım ve bu yüzden daha önce bir şey söylemedim çünkü delirdiğimi düşüneceğini biliyordum.
So you saw me before that and didn't say anything?
Yani beni daha önce gördün ve bir şey demedin mi?
- ( Sam ) the strong man who didn't say anything... ( Sam )... and before you make it to trial, you'll be dead.
- Yalnız... Tek kelime bile etmemiş... - Durumu yakından görmek istedim.
And before you say anything,
Cevap vermeden önce sana onun için 200 dolar veririm.
We both decided not to say anything because you liked him, and we didn't want to ruin something good over a drunken college night that happened three months before you two ever started dating.
İkimiz de birşey söylememeye karar vermiştik çünkü ondan hoşlanmıştın, ve biz de çok güzel olan birşeyi sarhoş geçen bir kolej gecesi için mahvetmek istememiştik ki bu olay siz çıkmaya başlamadan üç ay önce olmuştu.
Wayne, I didn't say anything before, but you were mean to my friend and if you do it again, you'll have to deal with me. - OK.
Wayne, daha önce bir şey demedim,... ama arkadaşıma kötü davrandın,... ve bunu tekrar edersen,... benimle uğraşmak zorunda kalırsın.
And before he put you in the trunk, he say anything to you then?
Peki ya seni bagaja koymadan önce, o zaman bir şey söyledi mi?
Now, before you say anything, I want you to look me in the eye and tell me you're sure about this. I'm sure.
Bir şey söylemeden, gözümün içine bakıp emin olduğunu söylemeni istiyorum.
Before you say anything, you were right and I was wrong.
Hiçbir şey söylemeden önce, sen haklıydın ve ben haksızdım.
Before you say anything, I want you to know that my showing up at that motel had nothing to do with my planning to kill Steven Hirschbaum, and I have no idea who shot that other guy.
Birşey söylemeden önce, Bilmenizi isterim ki otelde yaptıklarımın Steven Hirschbaum'u öldürmeye çalışmamla alakası yok, ve diğer öldürülen kişiyi de tanımıyorum.
Just like you knew before, and didn't say anything.
Tıpkı daha önceki yalanlarını bildiğimiz gibi.
And before you say anything,
Ve sen birşey söylemeden önce söyleyeyim, gecenin köründe zamanı ölçmek için uğraştım.
I didn't want to say anything before... but this whole time you've been talking about Alex and how she's in danger?
Chuck, daha önce bir şey söylemek istememiştim ama bunca zamandır Alex'ten ve ne kadar tehlike olduğundan bahsettiniz ya?
This is highly improper, Sue Ellen, and, before you say anything else...
Bu çok uygunsuz, Sue Ellen ve siz bir şey söylemeden önce...
Sheriff, before you say anything, I know I was supposed to be there last night, and the thing is I was - - where my campsite was, I didn't have any cell reception.
- Şerif, sen bir şey söylemeden önce, geçen gece orada olmalıydım biliyorum, ve şey oldu- - kampımın olduğu yerde cep telefonum çekmiyordu.
Um, before you say anything, uh, no, these aren't basketballs in my pockets, and, yes, I am very happy to see you.
Siz sormadan söyleyeyim hayır, cebimde basketbol topları yok ve evet, sizi gördüğüme çok sevindim.
And before you say you didn't do anything, Heather told me.
Ve hiçbir şey yapmadığını söylemeden önce, Heather her şeyi anlattı.
I didn't say anything before, you know, being married and all.
Evli olduğum için, daha önce bir şey söyleyemedim.