And how would you know that перевод на турецкий
158 параллельный перевод
And how would you know that?
Sen nerden bileceksin ki?
- And how would you know that?
- Bunu nereden biliyorsun?
And how would you know that?
Sen nereden biliyorsun?
Really? And how would you know that?
Peki, sen nerden biliyorsun?
And how would you know that, Greg?
Peki sen bunları nereden biliyorsun, Greg?
And how would you know that?
Nereden biliyorsun?
And how would you know that?
Bunu nerden biliyorsun?
And how would you know that?
Bunu nasıl bilebilirdin ki?
And how would you know that?
Peki bunu nasıl bilebilirsin?
And how would you know that fact, Terry?
Peki, sen bunu nerden biliyorsun, Terry?
And how would you know that?
Peki nereden biliyorsun bunu?
And how would you know that?
Bunu nereden bilebiliyorsun?
But the kind of life you lead, I ─ I don't know that life... and how could I make sure it would work out?
Ama senin yaşadığın hayat... Ben bu hayatı bilmiyorum. Bunun yürüyeceğinden nasıl emin olabilirim?
And, uh, I just don't understand how you would know six days in advance that you would need a new jacket.
Ve, eh, anlamıyorum nasıl oldu da altı gün önceden yeni bir cekete ihtiyacınız olacağını bildiniz.
You are not ignorant, now that you know who I am how opposed it is to all my own interests and with my father's permission I hope you will allow me to say that, if things depended on me, it would never take place.
Beni nasıl bir duruma soktuğunuzu bildiğinizden adım gibi eminim. Babamın izniyle şunu demek isterim ki, eğer işler bana kalsaydı bu evlilik asla gerçekleşmezdi.
And how would I know that you're telling the truth?
Peki senin bana doğruyu söylediğini nasıl bileceğim?
And unlike dicks, sometimes do the weirdest things. How would you like all your friends here to know that you wear a bra on your heads? Look, we're very sorry.
Bazen sevilmeyen aptallarda acayip şeyler yapabilir.
I think that... if you had seen her delight when I brought home the meat... and the tin of tongue, you would know how grateful we are.
Eti ve dil konservesini... eve götürdüğümde yüzündeki mutluluğu görmüş olsanız... ne büyük şükran duyduğumuzu anlardınız.
Seth Ryan have good parents so I would totally wanna be apart of that and Kirsten's not even a hugger oh you always know how to ruin a moment the teen choice awards, I feel a little gypped
Ben de öyle düşünmek isterdim ama gerçek şu ki ailem için yapmayacağım hiçbir şey yok. Sandy ile Kirsten, süper ebeveynler gibiler. Seth ve Ryan'ın çok iyi bir anne babası var.
And what I would like to know is how does a person who has virtually nothing to do with the big salad claim responsibility for that salad and accept a thank-you under false pretences?
Ve benim de bilmek istediğim nasıl birisinin büyük salata ile hiçbir ilgisi olmayıp da salata için teşekkürleri sahte bir görünüş altında kabul ettiğidir?
You know how to organize a resistance cell you're an expert in terrorist tactics you have close ties with Bajoran and Federation officials and besides all that, it would give you a chance to do what you were meant to do.
Direniş örgütü kurmayı biliyorsun. Terör taktikleri konusunda uzmansın. Bajor ve Federasyon yetkilileriyle yakın bağların var.
And how... did your would-be murderer know that you would all be out in the storm, directly below his line of fire?
Peki sizin şu sözde katiliniz nasıl oluyor da fırtına olacağını ve hepinizin orada, topun altında toplanacağını tahmin edebiliyor?
We both know she would never do that, and I'm sure you're probably wondering... how the exam got in her bag,'cause I know that's what I'd be wondering if I were you,
Tabi sınav kağıdının onun çantasına nasıl girdiğini merak ettiğinize eminim. Çünkü yerinizde olsam ben de bunu merak ederdim ve şey...
Well, it's a house full of grown men... and I would think that one of you fully grown men... would know how to make a damn sandwich!
Bu ev yetişkin erkeklerle dolu. Bence o yetişkin erkeklerden biri lanet bir sandviç yapmayı biliyor olmalı.
And the first time my hairdresser friend and I had intercourse he asked me to pleasure myself, so he would know you know, how I did that.
Ve kuaför dostumla ilk kez seviştiğimde kendimi tatmin etmemi istedi, ki nasıl yaptığımı görebilsin diye.
How would you like to be taken away without your things? How would you like to know people are watching you all the time? How would you like to know your letters are being read, and that you can't communicate with people?
Evinizden alınmayı, insanların sizi gözlediğini, mektuplarınızın okunduğunu bilmeyi ve insanlarla iletişim kuramamayı siz nasıl karşılardınız?
And the guys on your list don't know how dreamy you are so I would work that blue-collar charm full throttle.
Listedeki adamlar ne kadar hayalci olduğunu bilmiyor. O yüzden, yerinde olsam bütün cazibemi kullanırdım.
And if you look into it... actually, I don't know how you would look into it but if you did find out that that is your brother's arm and leg, what would you do?
Eğer biz inceler ve... Aslında bunu nasıl inceleyeceğimizden emin değilim, ama kol ve bacağın sana ait olduğunu bulursak... Ne yapacaksın?
And whenever I would ask him how he did it or how he knew, he would just say that he could sense, you know, what was about to happen.
Ve ben ona nasıl yaptığını isteyeceğini zaman ya da biliyordu nasıl, o sadece onun hakkında ne olduğunu ne biliyorsun anlamda,, olabilir söyleyebilirim.
It would put you and me around each other... and I didn't know how awkward that would be.
Arada bir birbirimize yakın oluruz ve ne kadar tuhaf olacağını bilemedim.
How did they know that there would be enough to indict both you and Alec?
Seni ve Alec'i suçlayacak kadar şey olduğunu nereden biliyorlardı?
First, because we can't arrest you for rape on this evidence, unless you really believed someone would act on your phony ad, and i don't know how we'd prove that.
İki sebepten dolayı. Bir. Bu kanıtla seni tecavüzden tutuklayamayız.
I know how much you love her, and I know that you would never try to hurt her.
Onu ne çok sevdiğini biliyorum. Onu incitmek istemeyeceğini de biliyorum.
I couldn't show it, but it was always there, and I would think about how it could have been with us and... you know, they say that you can't love two people, but they're wrong... they're wrong.
Belki gösteremedim, ama hep vardı, hep düşünürdüm nasıl olurdu diye, biz ve... hani derler ki, iki kişiyi aynı anda sevemezsin, ama yanılıyorlar yanılıyorlar.
And if there is anything that they would want you to know, is that they know how much you love them.
Ve eğer bilmenizi istedikleri bir şey varsa o da sizi ne kadar çok sevdikleridir
And I know how much that hurts, And so I would never want you to Feel that way again.
Bunun ne kadar acı verdiğini bilirim ve bir daha öyle bir şey hissetmeni istemem.
But how would you know that with your nigh-40 years of public education and daytime television viewing?
Ama devlet eğitimi alıp televizyon izlerken nereden bileceksin?
You and I both know that if we can figure out how to shut down these Earth-made nanites, it would be a giant step toward shutting down the Replicators.
Sen ve ben biliyoruz ki eğer bu Dünya yapımı nanitleri nasıl kapatacağımızı bulursak bu Çoğalıcıları kapatma yolunda dev bir adım olacaktır.
And even though it's not the way I would have done it, I know that you need to figure out how to use your abilities your own way.
Her ne kadar benim uygulayacağım bir yöntem olmasa da, yeteneklerini tek başına keşfetme ihtiyacı hissettiğini biliyorum.
Well, I liked how every single guy would be, you know, looking at you, every one that would go by, and, you know, you were mine.
Yanından geçen bütün erkeklerin sana bakması ve o arada senin bana ait olduğunu düşünmek her zaman hoşuma gitmiştir.
And just how would you know that?
Sen nereden biliyorsun bunu?
And you would know that how?
Nereden biliyorsun? Neden?
But as we would walk around campus and he'd go on about how the swift was my bird, the onyx was my stone, I finally asked him why he kept doing that and do you know what he said?
Ama ne zaman kampüste dolaşmaya çıksak beni anlatan kuşun kırlangıç, taşın akik olduğunu söylemeye devam edince dayanamayıp neden böyle yaptığını sordum, ne cevap verse dersin?
So that you would know, you know, how I was feeling so, like, if I were dreaming about waterfalls, and I'm feeling like I'm about to explode or something like that,
Bu yüzden bilmen lazım yani, bilirsin, nasıl hissettiğimi Bu nedenle, şey gibi, eğer şelaleri düşünürsem, ve ben sanki her an patlayacakmışım gibi hissediyorum ya da benzer,
And you know how intimidating that would be.
Bunun zor bir görüşme olacağı da kesindi.
Look, milady, I know it stinks that we're removing your foot and plan to eat it tonight at the Healing Feast, but you wouldn't believeth how much worse this would have been even a few years ago.
Bakın leydim, ayağınızı kesip, akşam şölende yeme fikri çok kötü görünebilir, ama birkaç yıl öncesinde, ne kadar kötü olacağını tahmin bile edemezsiniz...
And I would like to know how you, Senator Briggs, believe that Proposition 6 will help children learn how to accept people who are different from themselves.
Ve siz Senatör Briggs, Teklif 6'nın, çocuklarımızın kendilerinden farklı olanları kabullenmelerine yardımcı olacağına nasıl inandığınızı bilmek istiyorum.
she was worried that your bullets would hit the plane and depressurize the cabin. i told her it was a myth. how do you know?
Sizin kurşunlarınızın uçağı vurup, kabin basıncını düşürmesinden korkuyor.
That's convenient. And I was telling her all about how boring it is on the campaign trail and, you know, how you get--you get stuck in hotels and- - and airplanes, and I was telling her how i would write down my thoughts,
Ona bir kampanyayla uğraşmanın ne kadar sıkıcı olduğunu anlatıyordum biliyorsun, otellere sıkışıp kalmak sürekli seyahat gibi.
- And how would you know that?
Nereden biliyorsun?
- Well, I don't know you that well and didn't know how you would react if I told you the truth...
- Seni o kadar da iyi tanımıyorum. Gerçeği duyunca nasıl tepki vereceğini bilemedim.