Antiques перевод на турецкий
622 параллельный перевод
I got this new girlfriend and she's into antiques.
Antika işi ile uğraşan bir kız arkadaşım var.
Antiques and my new girlfriend.
Antikalar ve yeni kız arkadaşmış.
But I got tired sleeping in antiques.
Ama antikalar üzerinde yatmaktan bıktım.
That I sell phoney antiques?
Sahte antikalar satıyorum öyle mi?
I don't sell phoney antiques at my store.
Dükkânımda sahte antika satmam ben.
How do you expect me to run a store with you maniacs destroying priceless antiques insulting customers, disturbing the general routine?
Bıktım. Siz manyaklar antikaları kırıp müşterilere hakaret ederken bu mağazayı nasıl yöneteyim ben?
I have my little house. I have my antiques.
Küçük bir evim, antikalarım var.
Antiques.
Antikalar.
A-A-N-T-I, here we are antiques.
A-A-N-T-I, işte antikalar.
Antiques?
Antikalar?
From other evidences the blanket supplies I deduced that it's been used in an antique shop and whoever controls those antiques murdered Grayson and kidnapped the girl.
Battaniyeden elde ettiğim öteki kanıtlardan çıkarabildiğim kadarıyla battaniye bir antika dükkanında kullanılmış ve antika dükkanını kim işletiyorsa
Holmes I'm fed up with all this shopping for antiques.
STANLEY'İN ANTİKA DÜKKANI Holmes, bütün bu antika alışverişinden usandım.
I deal in antiques because of their rarity and beauty.
Nadir bulundukları ve güzellikleri için antikacılık yapıyorum.
You're interested in antiques.
Sen antikalara meraklısındır.
Geiger's in his early 4os medium height fattish soft all over, Charlie Chan mustache well-dressed wears a black hat affects a knowledge of antiques and hasn't any and I think his left eye is glass.
Geiger 40 yaşlarında orta boylu şişmanca ham vücutlu, Charlie Chan bıyıklı iyi - giyinen siyah şapka takan antikalardan anlar gibi görünüp, aslında anlamayan ve sanırım sol gözü cam olan biri.
Potter put the finger on you. He thinks you committed the crime to get possession of some priceless antiques.
Paha biçilmez antikaları ele geçirmek için suç işlemiş olabilirsiniz.
He presented the museum with a million dollars worth of antiques.
Müzeye bir milyon dolarlık antika bağışladı.
Boy, this place sure is loaded with antiques, present company excepted.
- Tanrım, burası antikalarla dolu. - Sen hariç.
Amy collects characters like some collect antiques.
Amy antika toplar gibi toplar herkesi.
- the Antiques Roadshow or something. - Yeah. Well, you don't know, do you?
- Ama bu senin için tehlikeli olmaz mı?
You like antiques, Officer?
Antikaları sever misin, memur?
If you're a captain on a boat borne for Portugal... and you keep your mouth shut... you can buy a lot of antiques.
Eğer Portekiz'e giden bir geminin kaptanıysan ve ağzını sıkı tutarsan birçok antika alabilirsin.
People just don't seem to want antiques.
İnsanlar artık antikalarla ilgilenmiyor.
Antiques do not sell and yet they sell.
Antikalar satılmıyor ama yine de onlar alıyor.
Legión de honor, antiques at home.
Şeref nişanı sahibi, antika evde oturur.
Odd little shops, art galleries, antiques.
Garip küçük dükkanlar, sanat galerileri, antikacılar.
Not antiques, mind you.
Ancak antika değil.
If this gentleman has a thing for antiques, it's not for me to...
Bu bayın antikalara özel merakı varsa, ben buna...
Professor Mueller is also a collector of priceless antiques.
Profesör Mueller antika koleksiyoncusudur.
antiques
ANTİKAlar
I'm fed up with antiques.
Antikalardan bıktım.
Nepal is all antiques.
Nepal antika dolu.
These are antiques.
Bunlar antika.
I have to go to a sale, track down a silent partner, a collector of Chinese antiques.
Bir açık artırmaya katılacağım, pasif ortağı bulmam gerekiyor Çin antikası koleksiyoncusuymuş.
Have any more antiques arrived?
Yeni antika geldi mi?
It's where I store antiques and costumes.
Hayır. Antikaları ve kostümleri burada muhafaza ediyorum.
And you never saw such a fine collection of antiques in your life.
Böyle bir antik koleksiyonu hiçbir yerde görmedim.
And the priceless antiques.
Senin boktan antikana.
"An FBI request for a wiretap on the premises of Antiques International."
"Antiques International dükkanının dinlenmesi için izin talebi."
The fag that owns the joint is buying antiques heisted in the Midwest.
Dükkanın sahibi eşcinsel, orta-batı Amerika'da çalınan malları alıyor.
- Afternoon, Antiques International.
- İyi günler. Antiques International.
I'm looking for some place to sell antiques, like lamps and a table.
Antika satmak için bir yer arıyorum. Avize, masa gibi şeyler
That would really give her a chance... to get rid of some of these antiques.
Bu ona o antikalardan kurtulma fırsatı da verir.
She's sellin'antiques out the townhouse.
Antika satıyor.
And there's an ad in the papers for precious antiques.
Bir de gazetelerde sürekli şekilde kıymetli antika alınır diye ilan çıkmakta.
Mechanical antiques.
Antika otomobil.
Or antiques.
En iyisi butik açmak! Bir antikacı!
- Where'd you get the antiques?
- Bu antikaları nereden buldunuz?
Under the earth there are antiques, gold.
Lan, bu toprakların altı antikayla dolu, para dolu, altın dolu, gümüş dolu.
The antiques here cost thousands of dollars! Don't shoot the fire bomb!
Sakın bomba kullanma... burası antikacı dükkanı!
These old antiques, sir - very interesting, sir. You have, uh, quite a collection of toys.
Bu eski antikalar çok ilginç.