Aren't you glad перевод на турецкий
379 параллельный перевод
Aren't you glad?
Memnun değil misin?
- Aren't you glad?
- Memnun değil misin?
- Aren't you glad we got back home safe?
- Eve güvende geldiğimize memnun değil misiniz?
I'm glad Mom and Dad aren't here to see the good you're doing yourself.
İyi ki annemle babam kendine yaptıklarını görmüyorlar.
- Aren't you glad to see me?
- Beni gördüğüne sevinmedin mi?
Aren't you glad?
Mutlu değil misin?
I'm so glad you aren't with the army. You can be proud.
Orduya katılmadığına çok memnunum Rhett.
Now aren't you glad I made you wear your new dress?
Giydiğiniz elbiseyi ben seçtim, hoşunuza gitmedi mi?
Aren't you glad I brought you?
Şimdi seni getirdiğime sevindin mi?
Oh, Connie, aren't you glad now I made you say your prayers?
Sana ettirdiğim dualara sevinmiyor musun?
Aren't you glad you made me go, Father?
Gelmemi sağladığın için memnun değil misin Baba?
Aren't you glad you came?
Geldiğine memnun değil misin?
Every time you're near a rose... aren't you glad you've got a nose?
Bir güle yakın olduğun her an Bir burnun olduğuna memnun değil misin?
And if the dawn is fresh with dew... aren't you glad you're you?
Ve şafak çiğ tazeliğindeyse Sen, sen olduğuna memnun değil misin?
When a meadowlark appears... aren't you glad you've got two ears?
Ne zaman bir çayır kuşu belirse İki kulağın olduğuna memnun değil misin?
And if your heart is singing, too... aren't you glad you're you?
Yüreğin de şarkı söylüyorsa Sen, sen olduğuna memnun değil misin?
And when you wake up each morn... aren't you glad that you were born?
Her sabah uyandığında Doğduğun için memnun değil misin?
Aren't you glad you're you?
Sen, sen olduğuna memnun değil misin?
Glad to be home, Jane, aren't you?
Evde olmaktan mutlusun, değil mi Jane?
Aren't you glad now you missed that circus train?
Artık o sirk trenine binmediğin için memnun değil misin?
Aren't you glad your dad found you here?
Babanın seni burada bulduğuna sevinmedin mi?
Aren't you glad I talked Michael into coming along, Lover?
Michael'ı bizimle gelmeye ikna ettiğim için memnun değil misin aşkım?
- Aren't you glad?
- Sen de sevinmedin mi?
Aren't you glad?
Memnun olmadın mı?
Now aren't you glad you came with me?
Benimle geldiğine memnunsun değil mi?
Aren't you glad I rescued you?
Seni kurtardığıma mutIu değiI misin?
- Aren't you glad you came now?
- Geldiğinize memnunsunuz değil mi?
Aren't you glad I made you put your work aside?
İşlerini bıraktırıp seni buraya getirmem iyi olmadı mı?
Aren't you glad, Father, to have the mission continue?
Misyonun devam etmesinden hoşnut değil misiniz, Peder?
Aren't you glad to see me?
Beni gördüğüne sevinmedin mi?
- Your Majesty? Aren't you glad these exhausting wedding festivities are over?
Yorucu düğün kutlamalarının bittiğine sevinmediniz mi?
Aren't you glad you came?
Geldiğine sevinmedin mi?
Aren't you glad to see her?
Gördüğünüze sevinmiyor musunuz? Evet, seviniyorum.
Aren't you glad we hit it here?
Memnun değilmisin burada olduğundan?
- Aren't you glad you're not a fool?
- Aptal olmadığına sevinmedin mi?
Aren't you glad to be a working man?
Artık bir işin olmasından memnun değil misin?
# And aren't you really glad so glad that you came #
Buraya geldiğin için çok mutlu değil misin?
- # And aren't you really glad so glad that you came #
Buraya geldiğin için çok mutlu değil misin?
Aren't you glad?
Sevinmedin mi?
Aren't you glad to see us?
Bizi gördüğüne sevinmedin mi?
Aren't you glad your prophecy will come true?
Kehanetinin gerçekleşmesine sevinmiyor musun?
Aren't you glad we picked you up?
Sizi aldığımız iyi oldu, değil mi?
Aren't you glad that I am here now to look after you?
Sana göz kulak olmak için burada olmama sevinmiyor musun?
You're glad we came, aren't you?
Buraya geldiğimize sevindin değil mi?
Aren't you glad I questioned this man more closely?
Neyse ki kendisini daha yakndan sorguIadm, degiI mi?
Aren't you glad?
- Mutlu değilmisin? - Ben mi?
Aren't you glad?
- Memnun olmadın mı?
Aren't you glad to see me?
Beni gördüğünüze memnun olmadınız mı?
Aren't you glad you asked?
Sorduğunuza memnun değil misiniz?
Aren't you glad it's not an airline?
Havayolu şirketi olmadığı için mutlusunuz, değil mi?
So aren't you glad you waited?
Beklediğine sevinmedin mi?
aren't you glad to see me 18
aren't you 6426
aren't you sweet 50
aren't you clever 17
aren't you cold 71
aren't you hot 24
aren't you tired 48
aren't you eating 23
aren't you excited 41
aren't you curious 39
aren't you 6426
aren't you sweet 50
aren't you clever 17
aren't you cold 71
aren't you hot 24
aren't you tired 48
aren't you eating 23
aren't you excited 41
aren't you curious 39