Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / Aroma

Aroma перевод на турецкий

465 параллельный перевод
The cinnamon aroma is... This is good enough, right?
Tarçın aroması yeterli, değil mi?
The cinnamon aroma is very strong.
Tarçın aroması çok yoğun.
What is that delightful aroma?
Bu güzel koku da ne?
A little alcohol, a little water, a little color, a little flavor.
Biraz alkol, biraz su, biraz renk ve biraz aroma.
- Aroma.
- Aroma'dan.
Aroma?
Aroma mı?
- What a miraculous aroma.
- Ne mucizevi koku.
Uses a sweet syrup as bait, then holds onto its catch and feeds on it.
Tatlı bir aroma yayar, hayvanı kendine çeker ve onunla beslenir.
- That's quite an aroma.
- Koku da kokuymuş ama.
To the homey aroma of his pipe
Piposunun dumanı Sarar yuvamızı
You have to fully enjoy the aroma.
Aromanın tadına iyice varmalısın.
Showing her wonderful teeth the beautiful Sylvia bites into a typical Italian product which, with its colors and its aroma, is as joyful as our country.
Güzel yıldız muhteşem dişlerini göstererek pizzayı ısırıyor ve İtalya'ya özgü renkleri ve tadıyla ülkemizin yaşama tutkusunu sembolize eden yiyeceğin tadına bakıyor.
The aroma of steaming fat reminds me of that Russian place, eh, Fukumoto?
Havadaki yağın kokusu bana şu Rus lokantasını hatırlattı.
The accredited procedure is, of course, to partake of a small mouthful, like this, whoosh it around in the mouth like that, and then inhale like this, thus releasing the aroma...
Bu işin geleneksel yöntemi aromasını hissedebilmek için şaraptan küçük bir miktar alıp ağzın içinde bu şekilde yuvarlamak ve hızla içine çekmektir.
The same distinctive aroma!
Aynı özgün aroma!
What a heavenly aroma!
Nasıl da enfes bir koku!
From the exquisite aroma in the air.
Havadaki o nefis... harikulade kokudan.
General, excellent aroma.
- General, müthiş bir aroma.
Better with a weaker spirit... which keeps its aroma.
İçindeki aromayı korur halde çiğ kalması daha iyi.
Has good aroma.
Güzel kokuyor.
- It's a new flavor they're test marketing.
- Pazar araştırması yapılan yeni bir aroma.
All the aroma of the moors.
Kırların tüm kokusu.
I am passing out these marijuana cigarettes for you to sample, so that when you become plain clothes men, you'll be able to identify the pungent aroma and recognise the disorienting effect of the drug when you observe them in narcotics suspects.
Denemeniz için bu esrarlı sigaraları dağıtıyorum böylece sivil polis olduğunuzda kokusunu farkedebilecek uyuşturucu şüphelilerindeki etkisini anlayabileceksiniz.
Ahhh... I smell the aroma of seafood.
Deniz ürünlerinin kokusunu alıyorum.
You can tell by just sniffing the aroma.
Sadece aromasını koklayarak bunu anlayabilirsiniz.
They don't even put tomato juice, they put snappy peppy.
İçine domates suyu bile koymuyorlar. Renklendirilmiş aroma koyuyorlar.
"But the aroma, that was a failure"
" Ama kokusu, işte o nahoş.
Its aroma drew Neff to me like fat to a mother-in-law.
Aroması Neff'i kolaylıkla cezp etti.
Hell... where the air is pungent with the aroma of roasted behinds.
Cehennem... Kızarmış popoların havaya acı acı kokular bıraktığı yer.
The heavenly aroma still hung heavy in the house. But it was gone.
O harikulade kokusu hâlâ evin içindeydi ama hindi gitmişti.
About your aroma. Your impudent eyes.
Kokunu, arsız gözlerini.
I'll go up against you in the Mr. Aroma contest any day.
Seninle her an koku yarışına girerim.
- ANYTHING THAT GIVES OFF AN AROMA.
herşey çok hoş bir koku yayacak.
Notice how the overpowering aroma of rotting pilchards has been woven cunningly into the ensemble.
Çürüyen sardalyanın çok kuvvetli kokusunun kostüme hınzırca nasıl temas ettiğine dikkat edin.
The aroma...
Aroma...
The aroma alone... Words fail me.
Söyleyecek söz bulamıyorum.
There's a limit to how long roasting chestnuts can blot out the aroma of Baldrick's trousers.
Kavrulan kestanenin, Baldrick'in pantolonundaki güzel kokuyu silebilmesi için, belli bir süre gerekiyor da.
The aroma is the most important ingredient in any dish.
İyi. Koku, her yemek için çok önemlidir.
That's an interesting aroma.
Bu aroma çok ilginç. Nedir bu?
Was that the Okie aroma I smell?
Bu kokladığım Okie aroması mı?
The look, the textures the aroma.
Yani, her türden insan koku var.
I'm equipped with an aromanometer now.
Bir aroma metre donanımım var.
Smell the aroma, and wait.
Şu güzel kokuyu kokla ve bekle.
Nice aroma, plenty of... body.
Kokusu hoş, tadı dolgundur.
That's aroma.
Bu hos bir koku.
Not only Tita's blood... but her whole being had... dissolved into the rose sauce... into the quails... and into every aroma of the meal.
Sadece Tita'nın kanı değil... tüm benliği de... bıldırcının üzerindeki... gül sosunun içinde erimişti... ve tüm etin aromasını değiştirmişti.
Aroma, such a perfect skin.
Hoş koku, ne kadar mükemmel bir ten.
Everything has its own aroma.
Herşeyin yaşlı bir kokusu vardır.
There, it's the same aroma! Insecticide.
Aynı koku, böcek ilacı!
What an aroma!
Ne aroma!
A smell? Like an aroma?
Aroma gibi mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]