Arrangements перевод на турецкий
2,631 параллельный перевод
Oh, no. Er... I'll just adjust the seating arrangements.
Hayır, sorun değil, oturma düzenine bir ayar veririz.
For you, I will make the arrangements.
Senin için her şeyi ayarlarım.
It looks to me as if the majority of your outside activities are, uh, consulting and directorship arrangements with the financial services industry. Is that, would you not agree with that characterization?
Anlaşılan üniversite dışı faaliyetlerinizin çoğu finans sektöründe danışmanlık ve idarecilik düzenlemeleri.
Okay, so, uh, sleeping arrangements.
Uykumuzu ayarlayalım.
Your liaison, Ms. Hart, has agreed to make the transportation arrangements.
İrtibat görevliniz Bayan Hart nakil hazırlıklarını ayarlayacak.
I suppose we should discuss What kind of arrangements you have in mind.
Bence, aklınızdan ne tür ayarlamalar geçtiğini tartışmalıyız.
You listen to me, you son of a bitch... you have two hours, to make arrangements for the release of my people.
Beni dinle, seni şerefsiz... Halkımı serbest bırakmanız için iki saatiniz var.
Besides, my dad made the sleeping arrangements.
Hem, uyku ayarlamalarını babam yaptı.
She's flying in from Austin to make arrangements.
Ayarlamaları yapmak için uçakla Austin'den geliyor.
We'll take care of all the arrangements.
Düzenlemeleri biz hallederiz.
Now, you don't understand anything about Mrs Potter's personal arrangements.
Bayan Potter'ın şahsi düzeninden hiç anlamıyorsun.
And then you make your own arrangements, for the medicine, marijuana.
Ve siz de ilaç yani esrar için kendi anlaşmanızı yapıyorsunuz.
My assistant will call to discuss funeral arrangements if that's okay with you.
Eğer sizin için sorun olmazsa, yardımcım cenaze ayarlamalarını görüşmek için arayacak.
However, I think we should pay him a visit to discuss his security arrangements.
Yine de, sanırım onu ziyaret etmeliyiz. Onun güvenlik ayarlamalarını konuşmak için.
I've got to finalize the arrangements for who we're framing for his murder.
Cinayeti dolayısıyla suçun kimin üstüne kalacağına dair ayarlamalarımı bitirmeliyim.
- Council is also called upon to discuss all arrangements made for the security and safety of His Highness Prince Edward, heir to the throne, and all provisions made for his temporal and spiritual welfare.
Konsey'in bir diğer toplanma sebebi de, tahtın varisi Ekselansları Prens Edward'ın güvenliği ve emniyeti için yapılan düzenlemeler ile, kendisinin dünyevi ve ruhani refahını arttırmak için yapılan hazırlıkları konuşmak.
We should talk, my Lord Hertford, about the arrangements for the Prince's minority... after I am dead!
Ben öldükten sonra, Prens'in yetişkin olacağı zamana kadar yapılması gereken düzenlemeleri konuşmalıyız Lord Hertford.
You've made the arrangements to transfer Donovan?
Donovan'ı nakletmek için düzenlemeleri yaptın mı?
I mean, we can make arrangements, of course, and very discre...
Yani belki bazı ayarlamalar yapabiliriz elbette ve- - Çok soru soruyorsun.
I'll turn in my report and make arrangements for the return flight.
Benim gidip rapor vermem gerek. Hem dönüşünüz için ayarlamaları da yapayım.
- Already made arrangements.
- Ayarladım bile.
I got to make my flight arrangements.
Uçuş ayarlamalarımı yapmam lazım.
She's made arrangements.
Düzenlemeleri o yapıyor.
In Europe, women make all kinds of arrangements with men. And both parties get what they need.
Avrupa'da kadınlar erkeklerle her türlü anlaşmayı yapıyor ve iki taraf da istediğini alıyor.
All the business arrangements.
Tüm iş anlaşmaları. Bağışlar.
Peter gave me some forms regarding Neal's housing arrangements, and I'm not sure that I understand them.
Peter bana bazi formlar verdi Neal'in barinma ayarlamalariyla ilgiliymis ve pek anlayamadim saniyorum.
She's digging into his travel arrangements.
Seyahat ayarlamalarini karistiriyor.
Peter gave me some forms regarding Neal's housing arrangements, and I'm not sure that I understand them.
Peter bana bazı formları verdi Ilişkin Neal konut düzenlemeleri, Ve emin değilim Ben onları anlıyorum.
She's digging into his travel arrangements.
O kazma's seyahat düzenlemeleri içine.
Security arrangements.
Güvenlik ayarlamaları.
Just make the arrangements.
- Tamam. Ayarlamaları yap.
We need to make arrangements for Emily.
Emily için ayarlama yapmalıyız.
I'll make the arrangements.
Gereken neyse yapılmasını sağlayacağım.
I was just trying to close the clinic for a few days to make arrangements for Brandon.
Ben de Brandon'la ilgili düzenlemeleri yapmak için birkaç günlüğüne kliniği kapatıyordum.
I called ahead, and I made some arrangements with the owner.
Önceden aradım ve bazı ayarlamalar yaptırdım.
Make arrangements for a new hideout, as well.
Yeni bir yer de ayarlamaya bak.
- None of this does. When I called to ask about the funeral arrangements, - they told me they're still pending.
Cenaze işlemleriyle ilgili bir şeyler sormak için aradığımda hâlâ beklemede olduğunu söylediler.
I've already made arrangements for an alternate venue.
Alternatif bir mekân ayarladım bile.
Don't worry, I've already made the arrangements.
Merak etme. Düzenlemeleri yaptım.
We've determined the installation was built by a private company that made arrangements with the locals.
Kurulumun özel bir şirket tarafından yerel halkla anlaşılarak yapıldığını öğrendik.
I think I know how we can crush these floral arrangements.
Çiçek aranjmanlarını nasıl yapacağımızı buldum galiba. İşte bu!
Ted, the best man's job is not to crush the floral arrangements.
Ted, sağdıcın işi çiçek aranjmanlarını ayarlamak değildir.
Your floral arrangements are certainly a feature.
Çiçek aranjmanların kesinlikle çok göz alıcı.
I'll make all the necessary arrangements.
Gereken herşeyi ben halledeceğim.
I'll make the arrangements.
Gerekli düzenlemeleri yapayım.
No, I have made my own arrangements.
Hayır, ben gerekenleri yaptım.
Should make arrangements iron hand.
Demir Yumruk da ayarlama yapmalısın.
I'll have my assistant make the arrangements.
Asistanım organizasyonu yapar.
I've made arrangements.
Hazırlıklı geldim.
I've made arrangements with that Chinese restaurant up ahead.
Çin restoranı ile anlaşmalar yaptım.
I need two arrangements.
İki tane aranjman istiyorum.