Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / Ask your mother

Ask your mother перевод на турецкий

404 параллельный перевод
Go ask your mother.
Annen izin verirse alırım.
- Ask your mother.
- Bunu annene sor.
We must ask your mother.
Annene sormalıyız.
I'm a pretty poor one to be giving advice. But you go on back to Havana and ask your mother about it first.
Öğüt verme konusunda oldukça kötüyüm ama Havana'ya geri dön ve bunu önce annenle konuş.
- l don't know. Ask your mother.
- Nereye gidiyorsun?
Yeah? Ask your mother if I can marry Dolores.
Dolores büyüdüğünde onunla evlenebilir miyim diye annene sor.
Ask your mother to nurse you.
Annen yaranı sarsın.
I'll ask your mother
Tamam, annene sorarım.
Ask your mother.
Annene sormalısın.
Just ask your mother to grow you one more arm
Bir kolun daha olsaydı kızabilirdin öyle değil mi?
Helene, ask your mother if she's pleased that I pay for your schooling
Hélène annene sor bakalım okul masrafını ödediğim için seviniyor mu?
- Go and ask your mother.
- Annene sor.
Why don't you go and ask your mother first.
Neden gidip önce annenden istemiyorsun.
"Ask your mother."
"Annene sor."
We could ask your mother to come along, too.
Annenin de eşlik etmesini isteyebiliriz.
Fazil, ask your mother... why she shouted while she was bringing fodder?
Sor bakalım anana Fazıl, geçen gün dağdan ot indirirken niye bağırmış?
I don't see why you don't ask your mother!
Neden annene sormuyorsun?
Why don't you ask your mother?
Seninle kiliseye bile gitmem.
Why did you ask your mother to lie?
Burada oldugun konusunda, neden annenin yalan söylemesini istedin?
Ask your mother for money.
Annenden para iste.
Listen... there's nothing that you can ask your mother you can't ask me.
Bakın, Annenize sorup da bana soramayacağınız hiçbir şey yok..
- Uh, go ask your mother.
- Önce gidip annene sor.
If you must go, wear this, for your mother's sake.
Eğer gitmeye mecbursan bunu giy. Tanrı aşkına.
I am your mother, but I don't ask anything.
Ben senin annenim. Ama bir şey istemiyorum.
You love this woman enough to ask her to be your wife and the mother of my children.
Bu kadını seviyorsun ki evlenip, çocuklarıma analık yaptırıyorsun.
Now, if there are things you want to know, you must go to your mother and ask her.
Eğer bilmek istiyorsan gitmeli ve annene sormalısın.
I don't ask you what you give your mother, Charlie, or your girl.
Annene ya da kız arkadaşına ne verdiğini soruyor muyum Charlie?
I sure wish you would ask them. After all, shes your mother.
Bence onlara sen sormalısın, ne de olsa senin annen.
Your Majesty, I would ask you to bear in mind that I made good your promise in the name of Holy Mother Church.
Majesteleri, sözünüzü kutsal Anne Kilisesi... adına yerine getirdiğimi size hatırlatmak isterim.
I'll consider mistress, toy for a night but I refuse to be your mother.
Metresi veya bir gecelik aşkı düşünebilirim ama annen olmayı reddediyorum.
Did your mother ask you where you got the money?
Annen parayı nereden bulduğunu sordu mu?
Your mother did ask whether my intentions were honourable.
Annen, benim niyetimin ciddi olup olmadığını sordu.
His problem is that he must ask your permission, as she is your mother.
Onun sorunu şu ki ; madem annenle evlenecek bunun için senden müsaade istemeli.
If there are things you can't tell your mother, do not hesitate to ask me for advice.
Annene soramadığın bir şeyler varsa bana akıl tanışmaktan çekinme.
Judy, your mother didn't ask you.
Hayır Judy, annen sana sormadı.
"Your love says, like an honest gentleman,'Where is your mother?"'
"Aşkın diyor ki. dürüst bir beyefendi olarak. annen nerede"?
My father says : "Your mother assures me you ask for pardon."
Babam : "Annen özür dilemen için seni ikna etmemi istedi." diyor.
What would you ask of your mother?
Annenden ne isterdin?
Tell your mother that my love for her was the same to the last.
Annene söyle ona olan aşkım son ana kadar aynıydı.
Am I supposed to ask them, "What's your mother's name?"
"Annenizin adı ne?" diye sorayım mı şimdi onlara?
- In the name of God, woman, what kind of mother are you, that can stand by and see your own child slaughtered?
- Tanrı aşkına, kadın! Sen ne biçim bir annesin. Çocuğunun katledilmesine seyirci kalıyorsun.
Your mother and I would like to ask you...
Annenle ben sana bir şey sormak istiyoruz...
My Mother, for the love of your children, give my son a helping hand.
Azizim, çocuklarının aşkına,.. ... oğluma yardım elini uzat. Teşekkür ederim.
You see, your mother married for love.
Gördüğün gibi annen aşk evliliği yaptı.
Go to your mother and ask her forgiveness for all the sorrow and worry you've caused her.
Annene git ve onu bu kadar üzüp,.. ... endişelendirdiğin için ondan af dile.
Go to your mother and ask her to forgive you.
Annene git ve seni affetmesini dile.
You ask him to do something, he messes it up and your mother sends you down.
Bir şey yapmasını istersen, batırır.
THAT'S ALL YOUR MOTHER CAN ASK.
Annenin de tüm merak ettiği buydu.
Tirke, don't ask for trouble, I'll tell your mother, I swear.
Tirke, belanı arama, yemin ederim annene söylerim.
Mother, for love of grace... lay not that flattering unction to your soul... that not your trespass but my madness speaks.
Anne tanrı aşkına... O iltifat merhemini sürmeyi bırak ruhuna... Sanki benim deliliğimmiş gibi yapma sorunu.
Who else can we ask not to eat? My parents, your mother.
Annemlerden ve annenden.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]