Backward перевод на турецкий
709 параллельный перевод
Due to the slope, the detached wagon moves backward.
Eğim sebebiyle, bağlantısı kesilmiş vagon geri geri gitmeye başlar.
You must always grind forward, never backward.
"Her zaman önüne bakmalısın arkana değil".
Don't be so backward.
O kadar geride kalmayın.
I don't have to take a box for that charity thing Saturday night now... you know, for backward orphans or something.
Cumartesi yapılacak yardım gecesinde loca tutmak zorunda değilim. Zihinsel özürlü yetimler için düzenlenecekti.
Yeah, but we haven't enough evidence to convince a backward child.
Elimizdeki kanıtlar salak bir çocuğu kandırmaya bile yetmez.
- From now on, I could look only backward.
- Bundan böyle, sadece arka planda görünebilirim.
Is he the tall, backward boy who's always toying with toads and things?
Şu uzun boylu, kurbağalarla oynayan gelişmemiş çocuk mu?
- He isn't backward.
- O gelişmemiş değil.
The 18 years you've been away should've qualified you to be of benefit to the estate, since in a great many ways we are a backward people, but don't quote me.
Dışarıda geçirdiğin 18 yıl, seni malikanemiz faydasına daha iyiye götürmüştür bir çok yönden de geri kafalı insanlar olmamızdan beni sorumlu tutamazsın.
Backward march.
Geri marş.
With all their speed forward they may be a step backward in civilization.
Bütün bu hızlarıyla medeniyeti geriye götürüyor olabilirler.
A brilliant child, but a little backward in his French.
Harika bir çocuk, ama Fransızcaya kafası basmıyor işte.
What's the use of looking backward?
Geriye bakmanın ne faydası var?
She fell backward.
Sırt üstü arkaya düştü.
This is the way science goes backward.
Bilim böyle geriliyor işte.
And they are leaning backward, one foot high in the air and the arms extended.
Arkaya eğilmişler. Biri kolunu yukarı kaldırmış.
- My, you're backward for a detective.
- Dedektiflerin yüzkarasısın.
I told you not to look backward. Look ahead.
Sana geçmişi kurcalama, geleceğe bak demiştim.
For you yourself, sir, shall be old as I am - if, like a crab, you could go backward.
Neden derseniz sayın bayım, siz mesela, benim yaşıma gelebilirsiniz, yengeç gibi gerisin geri yürüyebilirseniz.
We might have met you dareful, beard to beard, and beat you backward home.
Gider yüz yüze dövüşür, gerisin geri gönderirdik evinize.
Is it possible that you've confused me with those backward children you've played tricks on?
Beni bahçede numaralar çektiğin.. .. şu çocuklardan biriyle karıştırmış olabilir misin?
♪ Forward, backward, inward, outward Come and join the chase
İleri, geri, içeri, dışarı Gel ve kovalamacaya sen de katıl
♪ Backward, forward, outward, inward Bottom to the top
Geri, ileri, dışarı, içeri, alttan üste.
♪ Forward, backward, inward, outward Here we go again
İleri, geri, içeri, dışarı İşte yine başlıyoruz.
♪ Backward, forward, outward, inward Bottom to the top ♪
Geri, ileri, dışarı, içeri alttan üste - Asla izin ver- -
I know newspapers backward, forward and sideways.
Gazeteciliğin içini dışını bilirim.
I shot one while I was falling backward over the bed.
Sırt üstü düşerken bir resim çekebildim.
If the doctor's brain was put in a jaybird, he'd fly backward.
Zaten bu doktorda beyin olsaydı kuş gibi uçardı.
Well, your logic is backward.
Mantığın ters işliyor.
They say we're all poor and backward, and I guess we are.
Geri kalmış ve fakir olduğumuzu söylerler, ve sanırım öyleyiz.
A strange, blind and backward maze.
Garip, karanlık, geriye dönük bir labirent.
This is the most backward village in the whole lot.
Bu köy diğerlerinin içinde en geri kalmış köy.
I have opinion that, in this regard, England is very backward nation.
O zaman şu bir gerçek ki, İngiltere çok geri kalmış bir millet.
I do, but I am grieved that you're so backward.
Seviyorum, ama isteksiz davrandığın için sana kırgınım.
Well, it's a step backward in the right direction.
Bu, doğru yönde bir adım geriye demekti.
It's huge and backward.
Çok büyük ve çağdışı.
Um, I've read every New York newspaper backward and forward... for the past 15 years.
Son 15 yıldır New York'un bütün gazetelerini baştan aşağı okurum.
Unless you mean because it's spelled the same way backward and forward.
Tabii eğer hem düzden hem tersten aynı şekilde okunduğunu kast etmiyorsanız.
But for the benefit of the backward, I shall explain.
Fakat kafası almayanların yararına açıklayayım.
The mind of a backward child, the muscles of a boxer an approach to life of such stomach-turning sentimentality that I found myself last night uttering phrases which had they been overheard would make me the laughingstock of Europe.
Çocuk kadar aptal, boksör kadar kaslı bir kadın. İğrenç duygusal hayat anlayışı yüzünden duyulsa beni bütün Avrupa'ya rezil edecek kelimeler sarf etmek zorunda kaldım.
What a bunch of backward people.
Ne kadar da geri kafalı bir millet.
" and drew me backward by the hair
" ve beni saçımdan geriye doğru çekti
She finds Gigi a trifle backward which is true and she educates her.
Gigi'yi biraz geri kalmış buluyor ki doğru. Onu eğitiyor.
But so backward for her years If a boy her age appears
Çok geri yaşına göre Akranı bir oğlan çıkıverse
They've pounded into my head I'm backward for my age but I know what all this means.
Yaşıma göre geri olduğumu kafama soktular. Ama bunun anlamını biliyorum.
Rather backward, I thought him in those days.
Çok eskilerde kaldı.
Even more backward than the novelists, since... they are unaware of the decomposition and exhaustion... of individual expression in our time, unaware that the arts of passivity are over and done.
Bunlar, romancılardan daha da geri kalmışlardır çünkü zamanımızdaki bireysel ifadenin bozuluşu ve tükenişinden, edilgenlik sanatlarının... artık sona vardığından bihaberdirler.
"Backward, Turn Backward."
"Geri dön, Geri Dön."
They're backward, they're in the Middle Ages.
Geri kalmışlar. Orta Çağdalar.
And soon, Your Honour, with banners flying and with drums beating, we'll be marching backward.
Ve çok yakında, sayın yargıç elimizde flamalar ve çalan davullarla geriye doğru yürüyor olacağız!
Backward!
GERİYE!