Bango перевод на турецкий
59 параллельный перевод
He's giving me a quarter of a million dollars To create public sentiment to make policy legal, Like bingo, bango, and the Irish sweepstakes.
Poliçeye, İrlanda bahisleri gibi yasal hale getirecek bir popülerlik kazandırmak için çeyrek milyon doları veriyor bana.
- Bango.
- Bango.
Listen, Bango, every man who is born receives the gift of freedom.
Dinle, Bango, özgürlük her erkeğe doğuştan bir hediyedir.
- What do you say, Bango?
- Ne dersin, Bango?
Bango, you should not be here.
Bango, burada olmamalısın!
Bango...
Bango...
Listen, Bango, tomorrow is the feast of the full moon.
Dinle, Bango, yarın dolunay bayramı.
- You will have to fight, Bango.
- Savaşman gerekecek, Bango.
- Come on, Bango!
- Hadi, Bango!
Sorry, Bango.
Üzgünüm, Bango.
You will die with your friends, Bango and Loth.
Dostların Bango ve Loth'la birlikte öleceksin.
Come, I speak of Bango.
Gel, ben Bango ile konuşayım.
Bango should pay with the others.
Bango diğerleriyle olmalı.
Forgive me, Bango, if this time I will not be able to do it.
Affet beni, Bango, eğer bu sefer bunu başaramazsam!
- Bango...
- Bango...
Bango!
Bango!
Why are you so cruel, Bango?
Neden bu kadar acımasızsın, Bango?
Bango, call the others and bring all the chains you can find.
Bango, diğerlerini çağır ve bulabildiğin tüm zincirleri getir.
Bango, those riches will help to rebuild their city.
Bango, bu hazineler kendi şehrinizi krmanıza yardımcı olsun.
Abner, that house has always been empty, been bango.
Abner, evin içi daima boştu, ama birden döşenmiş.
Okay, bango, take the medicine.
Tamam, döşeli olsun, ilacını iç.
It was full of furniture, beautiful stuff, then bango!
Her taraf mobilyalarla doluydu, güzel mobilyalar!
- Bango, open.
- Mobilyalar, aç.
This is the little lady... you were bingo-bango-bongoing up in the attic, huh?
Tavan arasında fan firi fon yaptığın şu küçük kız değil mi?
- Bango, you're dead, you're a corpse.
- Dışın dışın, öldün, artık bir ölüsün.
Bingo, bango, sugar in the gas tank.
Bingo, bango, deponuza şeker atılmış.
Ker-bango!
Ker-bango!
- Bingo-bango.
- Bingo!
What kind of work does your mother do with those patients?
Bingo, bango, bongo. Annen ne işle meşgul?
Well, since she's having a baby, I thought I'd take her to a place that kids and girls like, so I figured I'd start the date off at an amusement park and we'd go on a ride on the "lightning whip". I'm gonna take her horseback riding up to this overlook, and then we're gonna get cozy and drink a little Bingo-Bango.
şey, o bir bebek taşıdığından beri, onu kızların ve çocukların seveceği bir yere götürmeyi düşünüyordum, o yüzden randevuya lunaparkla başlamanın iyi olacağını düşündüm ve "Yıldırım kırbacı" na binebiliriz diye onu ata binmeye götüreceğim, ve sonra biz daha samimi olacağız
We bingo, bango, ready to go, go?
Çattı, pattı, kaç attı?
Number ten, "The Winne-Bango."
10 numara, "The Winne-Bango".
- Get my bongo drum!
- Bango davulumu al!
Bingo Bango Bongo?
Bingo bango bongo?
And bingo-bango, Mom finally gets to put a second story on her house.
Ve tombala, nihayet annem evine ikinci katı çıkabilecek.
Bingo-bango.
- Bingo-bango.
Bingo bango.
Bingo bango.
Waiting for the presto-bango magic DNA. Yeah.
- DNA sonuçlarının mucize yaratmasını bekliyorlar.
Bingo bango!
Bingo bango!
Well, the only thing we can do is fake my death and hope that whoever's taking the marshals'corpses takes mine, and when they bring me back to their place, then bingo, bango, blamo.
Yapabilinecek tek şey ölü numarası çekmem ve umarım federal polis cesetlerini alan her kimlerse benimkini de alır ve beni yerlerine götürüp sonra bingo, bango, blamo.
Bingo, bango, blamo?
Bingo, bango, blamo mu?
Bingo, bango!
Bingo, bravo!
Bingo-bango.
Bu kadar.
Hello, bango.
Selamlar.
Bingo bango, we all go home.
Hoppa, herkes evine dönsün.
Bingo bango, James.
Olmuş bil.
Guess who just got bango-ed in her Bongos?
Bil bakalım kimin Bangoları bango'lanmış?
If anyone starts playing the bongos, I'm leaving.
Birisi bango çalmaya başlarsa buradan giderim.
Bingo, bango, bongo, you're married.
Honki, ponki, torino derken evlendiniz.
I come down here, and you're playing the fucking bongos?
Buraya geliyorum ve sen oturmuş bango çalıyorsun.
Bingo. And Bango.
- Bingo.