Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ B ] / Blast it

Blast it перевод на турецкий

832 параллельный перевод
Blast it, Mac, do you have to stand around and watch a girl make a fool of herself?
Boşver, Mac, ayakta kalmak ve delirmek üzere olan kızına göz kulak olsan nasıl olur
I don't care what you find out, blast it!
Neyin peşinde olduğun umrumda değil. Kahretsin!
Blast it, an officer and his patrol don't vanish into thin air.
Lanet olsun, bir subay ve devriyesi öylece ortadan kaybolamaz.
Oh, blast it, I think I'm going to cry.
Olamaz, galiba ağlayacağım.
It's just that I happen to have drawn the black ball, blast it.
Sadece kısa çöpü çekmek bana düştü, maalesef.
Hold it, folks. Dag-blast it, hold it!
Kesin müziği, bekleyin!
Stop it! Blast it all, madam.
Kahretsin.
Sails, blast it all, madam!
Yelkenler, lanet olsun kadın!
- Blast it, Mac! Hasn't she told you?
- Sinirlenme, Mac!
Dad-blast it, I knew it.
lanet olsun... biliyordum!
Blast it over the radio, and make them think we got 100 leads.
Radyolarda duyur. Bir sürü ipucumuz olduğunu düşünsünler.
Blast it!
Lanet olsun!
Dang! Blast it!
Hay Allah kahretsin!
Blast it, I am stiff!
Kahretsin, kasıldım!
She turns it on full to blast it into the ears of all the neighbours.
Sesi sonuna kadar açıp komşuların kulaklarını patlatıyor.
Blast it!
Kahretsin!
Blast it, man! Anyone who wants to step into my shoes better learn to drink my brandy.
Benim yerimi almak isteyen konyak içmeyi öğrense iyi eder.
Blast it all, Tibs.
Lanet olsun, Tibs.
Blast it all!
Boşver o zaman!
Damn and blast it! There!
- Aksi şeytan.
Yet she is still a maiden - yes, oh, yes, a maiden - and I am still a prisoner, blast it!
Ve o hâlâ bakire. Evet evet bakire. Ve ben de hâlâ bir esirim doktor.
Blast it all.
Hepsini patlat.
- Well, blast it all, I am!
- Ama ben sahibiyim!
Damn. Blast it to hell.
Lanet olsun.
Blast it!
Kahrolsun!
Blast it.
Alçak herif.
Well, why don't you hang your pan out in the wind and let the sand blast it clean?
Neden tencereleri rüzgarda asmıyorsun, böylece kum temizlesin?
Blast it, forget the manual!
Lanet olsun, boş verin kılavuzu!
Blast it!
Lanet olası!
Blast it, do something.
Bir şey yapın!
Bones, if we can't correct the course of this ship, we'll have to blast it out of space.
Eğer bu geminin rotasını düzeltemezsek, uzayın dışına atacağız.
Blast his eyes, loving it.
Lanet olsun gözlerine, bunu seviyordu.
Be careful of Ellen, but if he starts to blast, let him have it.
Ellen'a dikkat et. Ateş etmeye başlarsa bırak gitsin.
As soon as it's daylight, they'll blast the gizzards out of her.
Gün ağarır ağarmaz, onu delik deşik ederler.
- Blast. How far is it to Palandria now?
- Palandria ne kadar uzaklıkta?
Did you ever try it uphill with a few kraut 88s putting'the blast on ya?
Birkaç Alman uçaksavarla deli gibi ateş ederken bayır yukarı koştun mu hiç?
Blast our way out. It'll all take 50 seconds.
Çıkıp gideceğiz. 50 saniye sürer.
Blast it all!
Hulot!
It's a real blast here.
- Elbette, burası muhteşem.
One thing more,... after you were forced to the ground by that blast of wind, -... was it a hot or cold blast?
Son bir şey daha var, patlamanın şiddetiyle yere yığıldığınızda... sıcak mıydı yoksa soğuk mu?
I'm liable to blast you just for the heck of it.
Yanlışlıkla sizi vurabilirim.
It'd be great to blast apart Moriyama, Iwabuchi and the head honcho himself in one fell swoop.
Bir patlama harika olurdu Moriyama, Iwabuchi ve başkanın kendisi tek bir hamlede.
Enough to realise that it's a blast at the entire penal system.
Bütün ceza sistemi için bir bomba olduğunu anlayacak kadar.
We'd need ten guys to blast through it.
Geçmek için on adam lazim.
It's me, I've come for you. Blast!
Benim, seninle ödeşmeye geliyorum!
One blast of the horn means it's the Nomoto car.
Bir kez korna çalarsam para, Nomoto'nun arabasında demektir.
It's a blast.
Bomba patladı.
It would be a blast if we could drive for two or three days.
İki-üç gün araba kullanabilirsek tam alem olur.
Blast it!
Evet anliyorum!
I vote we blast it.
Patlatalım onu.
We could blast our way through it, but at the risk of destroying the captain and any other living thing.
Biz patlama yoluyla tekrar açarız ama, hem kaptanın hem de oradaki tüm canlıların hayatını riske ederek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]