Blinker перевод на турецкий
126 параллельный перевод
Bust your nose and give you a blinker, that's what.
Burnunu kırıp gözünü morartırdı.
There, next to the blinker. Not there, here.
- Orada değil, burada... iyi çalışmıyor.
Put your blinker on, back up, and make way.
Geri vitese tak. Az geri al ve yolu aç.
Licence number can't be read, light broken and blinker not working.
Plaka okunmuyor, far kırılmış ve sinyaller çalışmıyor.
- Blinker.
- BIinker.
- How's the family, Blinker?
- Ailen nasıl, Blinker?
- No, thanks, Blinker.
- Hayır teşekkürler, Blinker.
I have to find out what Blinker Vance wants first.
İlk önce Blinker Vance'in ne istediğini öğrenmeliyim.
From time to time a blinker went on.
Ara sıra bir flaş ışığı çalışıyordu.
I had the blinker on.
Sinyal yanıyordu.
So you didn't take his advice on the blinker circuit?
Devre hakkında tavsiyesini dinlediniz mi?
Why didn't you just change the blinker circuit?
Neden sinyal sistemini değiştirmediniz?
See? It's cheaper to deal with the lawsuits than it is to fix the blinker.
Tazminat ödemek sinyali tamir etmekten daha ucuz.
Let's talk about the Meridian blinker circuit.
Meridian'ın sinyal devresinden bahsedelim.
Put your blinker on immediately, there's an abutment there.
Hemen sinyal ver, orada köprü ayağını göreceksin.
You can check out that left blinker for me.
Sol sinyal lambama bir bakarsınız.
Calm down, Mr. Blinker.
Sakin olun Bay Blinker.
Mrs. Blinker doesn't want to come into the hospital.
Bn. Blinker hastaneye gelmek istemiyor.
Mr. Blinker?
Bay Blinker?
Guy on the phone, Mr. Blinker.
Telefondaki Bay Blinker.
Mrs. Blinker?
Bn. Blinker?
The first thing I do is I put on my blinker. Oh, wait, shit.
İlk yapmam gereken şey sinyal vermek...
I put on the blinker, and it took off on me.
Sinyal verdim, üstüme geldi.
But he won't know what to make of your blinker signal that says you're about to turn right.
Sağ sinyalin yanması için ne dÜşÜneceğini bilemez.
Santa doesn't drive his sled 20 miles under the speed limit with his blinker on!
Noel Baba kızağını hız limitinin 30 kilometre altında sinyali açık bir şekilde sürmüyor ki!
- Wait, the blinker?
- Ne, şu göz kırpıştıran mı?
It's from the movie Castle Blinker.
Bu, Casablanca filmindendi.
The blinker's off.
Sinyaller kapalı.
I got the blinker on, I got the blinker off.
Dörtlüleri açtım, kapattım.
Those three are Boston Roundheads, the Solabina and the blinker's a Johnny Jumper.
Şu üçü Boston Yuvarlakkafası, Solabina at gözlüğü de bir Sıçrayan Johnny.
- Blinker?
- At gözlüğü?
- Blinker.
- At gözlüğü.
Cops pull us over for no left blinker.
Polis sol farımız yanmıyor diye durdurdu.
He puts on his blinker, not knowing that both lights are covered with wet, sticky snow... that his father failed to clear off at the same time his father... failed to clear off the rear window.
Sinyal lambasını yaktı. Farlarının tamamen karla kaplı olduğunu bilmiyordu. Kardeşi onları temizlemeyi unutmuştu.
Drive with my blinker on.
- Sinyal açık araba kullanmayı mı?
- Blinker, blinker, blinker, blinker!
- Sinyal lambası!
He's using his blinker at every turn.
Her dönüşde sinyal veriyor.
Tries against our interests is our sole communications from strangers... so by all means, let's plant poles all across the country... festoon the cocksucker with wires to hurry the sorry word... and blinker our judgements of motive, huh?
Yabancılardan gelecek tek şey, çıkarlarımıza karşı girişimlerdir. Hadi o zaman her tarafa direkler dikelim... o hergeleleri kablolarla süsleyelim ki mesajlar havada uçuşsun... ama biz neler döndüğünü anlamayalım, öyle mi?
from now until you are two inches shorter and driving around Florida with your left-hand blinker on.
"Tatlım, sana söylemiştim".
- Well, normally I do, but you two are so easy to follow, especially when you're kind enough to keep your emergency blinker on all day long.
- Normalde bunu yapardım ama sizi takip etmek daha kolay özellikle de yol boyunca siz arka dörtlüleri yakınca
And don't forget the blinker.
Ve sinyal vermeyi de unutmayın.
Soon you'll be driving, just that one right blinker going non-stop.
Birazdan durmadan yanıp sönen bir sinyal lambasıyla arabada olacaksın.
Where's the freakin'zoo? - Blinker... blink... blinker.
- Sinyal, sinyal, sinyal ver.
don't be a stinker.Use the blinker.
Olma sakın gıcık, sinyalin olsun açık.
- Yeah, next time use a blinker. - Ah, yeah.
- Evet, bir dahakine sinyal ver.
Your blinker.
Sinyal lambası.
I'm using my blinker!
Sinyal lambasını yakıyorum!
My blinker is on!
Sinyal lambam yanıyor
It was just a blinker!
Sadece bir sinyal lambasıydı!
Wait wait wait, use your blinker.
Bir dakika sinyal lambasını yak.
- I never use my blinker.
- Ben sinyal vermem.