Brant перевод на турецкий
253 параллельный перевод
- I finally had it out with Brant.
- Sonunda Brant'le yüzleştim.
If you people think a gambler like Brant... is going to turn the entire evening's proceeds over to charity... you're being very naive.
Eğer Brant gibi bir kumarbazın... gecenin tüm gelirini yardım amaçlı kullanacağını sanıyorsanız... çok safsınız demektir.
- Hello, Mr. Brant.
- Merhaba Bay Brant.
A Mr. And Mrs. Brant are here to see you.
Bay ve Bayan Brant sizi görmeye geldi.
Congratulations, Mr. Brant.
Tebrikler Bay Brant.
Darling, Mr. Brant is wanted by the police.
Sevgilim, Bay Brant polis tarafından aranıyor.
You'd be the fair-haired boys of the force... if you could bring Phil Brant in, right?
Phil Brant'i yakalarsanız, karakolun... yıldızları haline gelirsiniz, değil mi?
- Phil Brant?
- Phil Brant mi?
Phil Brant.
Bu Phil Brant.
Mr. Brant may be able to fool some people with that phony shooting gag... but I've seen it pulled far too often even to be amused.
Bay Brant o sahte ateş etme sahnesiyle başkalarını kandırabilir... ama ben bu numaraları çok gördüm.
By special arrangement with Mr. Brant himself.
Bay Brant'in kendisi tarafından özel olarak düzenlendi.
With Brant loose, there'd be other shots.
Brant serbestken yine deneyeceklerdi.
Do you know anyone besides Brant... who might have been interested in knocking Drake off?
Brant dışında... Drake'i öldürmek isteyecek birini biliyor musunuz?
What were you doing in Brant's office last night?
Dün gece Brant'in ofisinde ne yapıyordun?
- Me in Brant's office?
- Ben mi Brant'in ofisindeydim?
That whacked-up Buddy Hollis was in Brant's office last night.
O deli Buddy Hollis dün gece Brant'in ofisindeydi.
Did Brant fire him?
Brant onu kovmuş muydu?
Considering the resemblance between this blade and the one in Brant's office... I think you'd better.
Bu jiletle Brant'in ofisindeki jilet arasındaki benzerliği düşünürsen... bana yardım etsen iyi olur.
- It was for Brant's own good.
- Brant'in iyiliği içindi.
She's probably going to tip Brant off to her father's story.
Muhtemelen Brant'i babasının hikayesi konusunda uyaracak.
And Brant and Hollis.
Ve Brant ve Hollis.
- Mr. Brant.
- Bay Brant.
- Table three, Mr. Brant.
- Üçüncü masa Bay Brant.
- George, table three for Mr. Brant.
- George, Bay Brant için üçüncü masa.
- Yes, Mr. Brant.
- Buyurun Bay Brant.
We're sitting with Mr. Brant.
Biz Bay Brant'le oturacağız.
We couldn't very well offend Mr. Brant.
Bay Brant'i kırmak istemedik.
He had some strange notion that since Brant is a member of your family now... he's trying to shield you.
Ailenizin bir üyesi olarak Brant'in sizi korumaya çalıştığına dair... tuhaf bir fikri vardı.
I thought Phil Brant did it.
Phil Brant'in yaptığını sanıyordum.
H M M, FORTYISH, BUT VERY VI BRANT, VERY MUCH ALIVE.
40 yaşlarında ama çok canlı ve enerjik.
Find Col. Brant and give him this.
Albay Brant'ı bul ve şunu ona ver.
Listen, on your way home, you'll see Brant.
Yolda Brant'ı göreceksin.
- Brant?
- Brant mi?
You mean Col. Brant?
Albay Brant mi?
- Yeah, Col. Brant.
- Evet, Albay Brant.
Fulham Oil, Brant Resources, Geodynamics!
Fulham Yağ, Brant Kaynaklar, Geodynamics!
Fulham Oil, Brant Resources...
Fulham Yağ, Brant Kaynaklar...
Fulham Oil, Brant Resources.
Fulham Yağ, Brant Kaynaklar...
Of course. Oh my Godness, the Brant appeal, I have the Brant appeal!
Bay Wittier oldukça mutlu ve oldukça özgür.
Miss Brant, there is a reason for this policy.
Ama o kadar, pratisyen. Sen avukatlık eğitimi aldın.
- Mrs. Brant?
- Bn. Brant?
Mrs. Brant, you need help.
Bn. Brant, yardıma ihtiyacınız var.
- I'm Brant.
Ben Brant.
"Brent says,'no comment'."
Brant der ki ; "Yorum yok!"
- Doreen Brant, 32 took a header down a flight of stairs.
- Doreen Brant, 32 merdivenlerden aşağıya uçmuş.
Miss Brant.
Bn. Brant.
I have the Brant appeal.
Brant temyizi vardı.
- I have the Brant appeal!
- Brant temyizi var!
Ms. Brant, there is a reason for this policy.
Bayan Brant, bu kuralın olmasının bir sebebi var.
- David Brant.
- David Brant.
Fulham Oil, Brant Resources.
Fulham Yağ, Brant Kaynaklar, Geodynamics!