Brewer перевод на турецкий
329 параллельный перевод
I'm just an ordinary American businessman... and I married the daughter of a Zenith brewer who's flying high these days.
Ben Amerikalı sıradan bir işadamıyım..... ve bugünlerde yüksekten uçan ama aslen Zenith'li bir bira yapımcısının kızıyla evlendim.
The trouble with being descended from a brewer, no matter how long ago he "brewed-ed" or whatever you call it, you're supposed to know all about something you don't give a hoot about.
Biracı veya Aleci, böyle bir ailenin ferdi olmak,..... son derece rahatsız edici. İnsanın, hiç değer vermediği bir şey konusunda, her şeyi bilmesi gerekiyor.
Oh, the brewer's son.
Biracının oğlu.
Curious on what the Gestapo may have... on file on the honorable brewer Czaka.
Onurlu bira yapımcısı Czaka hakkında... Gestapo'nun bilgilerini merak ediyorsun.
He's the big brewer, Czaka, Emil Czaka.
Büyük biracı, Czaka, Emil Czaka.
- The brewer, Czaka?
- Biracı, Czaka?
Hand me the yogurt, the black strap molasses and the brewer's yeast.
Bana yoğurdu, şeker kamışı şurubunu ve bira yamasını ver.
Not a sake brewer's son?
Bira fabrikatörünün oğlu değil miydi?
Have you heard the sake brewer's trading silk now?
İçki üretcisinin ipek tüccarı olduğunu duyuyorum.
Tokuemon, the sake brewer, sided With Ushitora.
Sonra Tokuemon, sake üreticisi Ushitora'nın tarafında.
Ask the horny old sake brewer What he says to that!
Senin eski içkiciye onu nasıl sevdiğini sor!
It has some oil holdings in texas. Jack brewer handles our new york operation.
Bu arada bizim New York operasyonlarını Jack Brewer yönetir.
Now, if there is anybody that i don't want to see before noon on any given day it is jack brewer.
Ama şunu da söyleyeyim, herhangi bir gün, öğleden önce görmek istemediğim biri varsa o da Jack Brewer'dır.
Well, where was i? Oh, yes, jack brewer.
Evet, evet, nerede kalmıştım?
He, uh, walks across the floor to me and with an intense voice - a voice absolutely shaking with intensity - he sidles up to me and he whispers... he's got the most miserable habit of whispering -
Oh, evet, Jack Brewer. Neyse, bana doğru geldi ve gergin bir sesle ama böyle, sesi titriyor gerginlikten. Yanıma yaklaştı ve alçak sesle, ama tam da öyle değil çok kötü bir huyu vardır, öyle bir fısıldar ki herkes duyar.
Now, this is brewer speaking to me. A quarter of a million dollars!
Yani, bunu söyleyen Brewer ve istediği de çeyrek milyon dolar.
Well, of course i looked a little askance at him because the boor wouldn't know a corner of the market from a railroad roundhouse!
Şöyle yandan bir baktım ona, çünkü Brewer aslında Borsayı demiryollarının lokomotif deposundan bile ayırt edemez.
It's 26 after 6 on a Thursday, it's 71 degrees in the good old summertime on the Bobby Don Brewer Show.
Bugün Perşembe, saat 6 : 26. Havanın 22 derece olduğu bu güzel yaz gününde Bobby Don Brewer Show'u dinliyorsunuz.
In golf, Dave Brewer has a one-stroke lead... after the first round of the Toronto Classic.
Golfte, Dave Brewer, Toronto Classic turnuvası ilk turu sonunda bir vuruşluk farkla önde gidiyor.
He's the sake-brewer's son.
O, sake üreticisinin oğlu.
So please take me to this sake-brewer.
Bu yüzden beni lütfen, şu sake üreticisine götür.
Hi, Kimberly, it's Buck Brewer, the American Airlines pilot.
Merhaba Kimberly, ben Buck Brewer, hani şu American Airlines pilotu.
Irena, this is Yeatman Brewer.
Yeatman Brewer.
There's Polinski of Poland in the lead, and-and now Brewer of Australia is taking over!
Polonya'dan Polinski önde gidiyor. Avustralya'dan Brewer başa geçti.
Brewer has overtaken him, but he's going to spend a penny.
Brewer'ın su dökmesi gerekiyor.
There goes Brewer to spend a penny.
Brewer gidiyor.
Jon Ankertill Brewer Swain.
Jon Ankertill Brewer Swain.
Knock out the Jon, knock out the Swain, and you're left with Ankertill Brewer.
Jon'u sil, Swain'i de sil, ve Ankertill Brewer kalsın.
Ankertill Brewer.
Ankertill Brewer.
- Ankertill Brewer.
- Ankertill Brewer.
Sydney, Ankertill Brewer.
Sydney, Ankertill Brewer.
He took a large villa, The Cedars, and about a year later married the daughter of a local brewer.
Büyük bir villa olan Cedars'ı almış, ve yaklaşık bir yıl sonra yerel bir biracının kızıyla evlenmiş.
Ma and the kids could come to Brewer's.
Anne ve çocuklar Brewer'lara gelebilirler.
- I'd go to Brewer's, to Mr. Haddy's.
- Brewer'lara giderdim, Bay Haddy'lere.
Nan, you wouldn't happen to have any peanut butter and brewer's yeast?
Nan, fıstık ezmesi ve bira mayası var mı?
No brewer's yeast? No, sorry.
- Yok, kusura bakma.
Left a can of Spam in the refrigerator. I hope your Brewer's yeast doesn't take it personally.
Dolaba bir sürahi havuç suyu bıraktım umarım hizmetçin alınmaz.
Brewer's yeast.
- Bira mayası.
Never would've let a man open an umbrella.
Brewer kasiyere polisi arattı.
Who could have best done this? Black Ops. People in my business.
Brewer polisleri salona soktu... ve sahneden Oswald'ı işaret etti.
Oswald is next seen by a shoe salesman, Johnny Brewer, on Jefferson Avenue.
Başarısızlıktan korkmayan adamı severim. Bay Garrison, nasılsınız? Beni hatırladınız mı?
Brewer has the cashier call the police.
İnsan seçilince eskisi gibi eğlenemiyor.
You'll answer to me first, Brewer.
Önce bana cevap ver, Brewer.
Your grievance is with me, Brewer, and with no one else.
Senin derdin benimle, Brewer, başkasıyla değil.
Samuel Brewer, the Carson Street moneylender.
Samuel Brewer, Sokağın tefecisi.
Dear Mr. Holmes, you will no doubt have read of the disappearance a number of days ago of Samuel Brewer.
Sevgili Bay Holmes, bir kaç gün önceki Samuel Brewer'ın kayboluşunu okuduğunuzda hiç şüpheniz kalmayacak,
Samuel Brewer's disappeared.
Samuel Brewer'ın kayboluşu.
And you're assuming there's a connection between Sir Robert's debts and the disappearance of Samuel Brewer.
Ve sizde Sir Robert'ın borçlarıyla, Samuel Brewer'ın kaybolması arasında bir bağlantı olduğunu farzediyorsunuz.
Brewer showed his face at the hall last week, and Sir Robert flew at him like a man possessed.
Brewer geçen hafta konakta kendini gösterdi, ve Sir Robert adamı uzaklaştırdı.
A month before, in Dallas, UN Ambassador Adlai Stevenson was spit on and hit. There had been attempts on De Gaulle's life in France.
Oswald daha sonra Jefferson Caddesinde ayakkabıcı Johnny Brewer tarafından görüldü.
Brewer leads the cops into the theater and from the stage, points Oswald out.
Serserilerle ilgili bir şey var mı?