Bridge перевод на турецкий
13,969 параллельный перевод
I accidentally exposed the identity of the... the bomber, and I'm worried that I might have burnt a major bridge there.
Yanlışlıkla bombacının kimliğinin duyulmasına neden oldum ve geri dönüşü olmayan bir hata olduğundan endişeleniyorum.
- Converge on the bridge!
- Köprüde toplanın! - Engelleyin onu!
Jumped off a bridge.
- Köprüden atladı.
Some people drive drunk and jump off the bridge over Han River.
Kimi sarhoşken Han Nehri köprüsünden atlıyor.
South of Seongsu Bridge?
- Seongsu Köprüsü güneyi mi?
But he bet his life and jumped off the bridge...
Ancak hayatını riske atıp köprüden atladı.
Does that look like a bridge to you?
- Bu şey köprü gibi görünmüyor mu?
No, it's definitely a bridge.
Yok ya, bence bu bir köprü.
I went straight to the place in the Bronx by the 3rd Avenue bridge, just like the guy from Panama said!
Panamadaki adamın dediği gibi direk 3. Avenue köprüsünün oradaki Bronx'a götürdüm.
We make a bridge, use a couple planks.
Köprü kurup birkaç kalas kullanacağız.
Call me Bridge.
Bana Bridge de.
That's love locks bridge!
Aşk kilitleri köprüsü!
There's a bridge.
Sorun yok.
Hey, we need to build a bridge.
- Köprü yapmamız gerek.
Park bench by the bridge.
Park köprünün hemen altında.
Kate's headed up to the bridge.
Kate köprüye yöneldi.
No. No, that's a burned bridge.
Hayır, yaptığım şey aramızdaki köprüleri yıktı.
The generator supplies the tower here, the draw bridge there and all the machinery here, here and there.
Buradaki jeneratör kuleye güç veriyor Burda da köprü var ve tüm makineler de Burada, burada ve orada
The second I rebuild a code bridge, the worm corrupts it behind me.
Kod köprüsünü tekrar derlediğim anda... -... peşimden solucan bozuyor.
The breeze will do the rest, blowing the threads into a single line and a 25-metre bridge.
Kalanını esinti halledecek iplikleri tek bir hatta ve 25 m'lik bir köprüye dönüştürecek.
Now she must reinforce her bridge, because her web will hang from it.
Şimdi köprüsünü sağlamlaştırması gerekiyor, çünkü ağını oradan sarkıtacak.
With the bridge taut and the ground anchor in place, it's time to construct her trap.
Köprü gergin ve zemin sabitleyicisi tamamsa sıra kapanı oluşturmakta.
I've crossed the Brooklyn Bridge, like, 50 times trying to find an insight into myself, trying to...
Brooklyn Köprüsü'nü elli kere falan geçtim. Kendi içime bakmaya çalıştım.
It's dated two days before Mia jumped off the bridge.
Mia'nın köprüden atlamasından iki gün önce.
Since I helped to design the bridge on the Godavari, which now requires me to call you "Sir".
Godavari köprüsünün tasarımına yardım ettiğimden beri. Ki o köprünün inşasından sonra Sör unvanını aldınız.
There's a gap in the bridge!
Köprüde boşluk var!
The Captain is usually found on the Bridge, in the Command Deck.
Kaptan genelde Köprü'dedir, Komuta Güvertesi'nde.
Bridge access requires special authorization.
Köprü geçişi için özel yetki gerekmektedir.
Make way on the bridge!
Köprüden çekilin!
Hingham Bridge, which to this day, remains the only means by which to cross the Royal Canal.
Hingham Köprüsü. O günden beridir de Kraliyet Kanalı sadece bu köprü üzerinden geçilebilir.
" If we should fail to contain them and they breach Hingham Bridge,
" Onları tutamazsak ve Hingham Köprüsü'ne varırlarsa,
The bridge is closed!
Köprü kapalı!
This bridge is rigged with all the explosives left in England.
Bu köprüye baştan aşağı patlayıcı yerleştirildi.
If the undead of London take the bridge, well, the rest of England will surely be lost.
Eğer zombiler bu köprüyü alırsa, bütün İngiltere'yi kaybederiz efendim.
I fear I must depart for Hingham Bridge immediately.
Benim acil olarak Hingham Köprüsü'ne gitmem gerekiyor.
Hingham Bridge is behind us.
Hingham Köprüsü arkamızda.
All of you, go to the bridge!
Hepiniz, köprüye gidin!
Go to the bridge!
Köprüye gidin!
You have to get across Hingham Bridge.
Hingham Köprüsü'nü geçmelisin.
All of you, Hingham Bridge!
Hepiniz, Hingham Köprüsü'ne!
The undead will have reached the bridge soon, and then it will be too late.
Ölmeyenler köprüye ulaştığında, çok geç olacak.
Detonate the bridge.
Köprüyü patlatın.
What you said to me on Hingham Bridge...
O gün bana köprüde söyledikleriniz...
- No? Because I met someone who knows Warren Buffett's bridge partner. I'm gonna offer him some stock from my company in exchange for Warren Buffett's cell phone number.
Warren Buffet'ın briç ortağını tanıyan biriyle tanıştım, şirket hisselerim karşılığında Buffet'ın numarasını isteyeceğim uygulamamı yükleyeceğim, Buffet'ın bilgilerini kullanıp tüm parayı alacağım.
There are names for women like you now, Bridge.
Artık senin gibi kadınların bir adı var Bridge.
You know what, Bridge?
- Biliyor musun Bridge?
Bridge, I thought you should know after Tom dropped out... Giles asked Mark to be the godfather. - What?
Bridge, Tom vazgeçtikten sonra Giles, Mark'tan vaftiz baba olmasını istemiş.
I'm so sorry I'm late, Bridge.
Geciktiğim için üzgünüm Bridge.
Bridge.
Bridge.
Both the bridge and the tunnel were closed this morning so traffic, was a nightmare, and Tony was yellin'at me like it was my fault or something.
Bu sabah hem köprü hem de tünel kapalıydı, trafik bir kabus gibiydi ve Tony de sanki hatam falanmış gibi bana bağırıyordu.
One line to bridge the cut.
Kesmek için bir cümleyle bağlayalım.
bridges 56
bridget 407
bridget jones 24
bridge to captain 18
bridge to engineering 19
bridge to captain kirk 19
bridg 53
bridgit 22
bridget 407
bridget jones 24
bridge to captain 18
bridge to engineering 19
bridge to captain kirk 19
bridg 53
bridgit 22