Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ B ] / Bugger it

Bugger it перевод на турецкий

134 параллельный перевод
Bugger it!
Lanet olsun!
Bugger it!
Kahretsin!
Oh, bugger it!
Kahretsin!
Bugger it.
Her neyse. Kaldırabildin mi?
Oh, bugger it.
Boş ver.
Bugger it.
Lanet olsun.
Oh, bugger it.
Ya? Kahratsin.
Bugger it.
Kahrolasıca şey.
- Oh, bugger it.
- Oh, alçak herif.
Damn and bugger it!
Kahretsin!
Bugger it.
Boş ver.
- Bugger it. ... don't iron your hair.
... saçlarını ütülemeye kalkma.
Bugger it.
Haydi Burt!
Bugger it, I've had enough!
Bundan da sıkıldım artık!
Oh, bugger it.
Fark etmez.
Bugger it!
Hay aksi!
Since you had the bad taste to bring it up, when is the bugger coming?
Konuyu büyüttüğünden ağzın yanmışken, söyle, küçük başbelası ne zaman geliyor?
It's for blowing a poor bugger's brains out.
Daha çok zavallı bir alçağın kellesini uçurmak için kullanılır o.
I didn't get to bed till one, so I've had bugger all sleep. So watch it, right?
Gece bire kadar ayaktaydım, uyumam lazım.
After all, it's not easy Banging your heart Against some mad bugger's wall
Ne de olsa, kolay değil gümbürdemesi yüreğinin delirmiş bazı alçakların duvarının dibinde!
Ah, bugger it!
Kahretsin!
- Whose fault is it, you daft bugger?
- Kimin hatası o zaman, aptal şey?
It simply says... "Bugger".
Kısaca şöyle diyor : "Alçak herif".
Mitchel, bugger off out of it.
Mitchel, çekil oradan.
All you've got to do is bugger something up, then hasten to your nearest TV station with a solution. Doesn't matter what it is.
Tek yapmanız gereken bir şey yumurtlamak sonra da çözüm için, en yakın TV istasyonuna yürümek.
The bugger was using it for his iffy share deals.
Adi herifin orayı şüpheli hisseler için kullandığı ortaya çıktı.
The most splendid, replete, big-hearted - weak-hearted, as it turned out - and jolly bugger most of us ever met.
Çoğumuzun şu ana kadar tanıdığı en muhteşem, tıka basa doymuş, kocaman yürekli zayıf kalpli ve kaygısız başbelasıydı.
- It's a bugger.
- Lanet olası faiziyle.
There it is, you bugger. There it is.
Yakaladım oynak yılan.
Of course it ain't a bloke, you silly bugger.
- Herhalde erkek değil, seni şapşal.
From here the exhibition'll be going to America, and then around the world, so maybe it will inspire some other poor little penniless bugger to get his own media empire.
Sergi buradan Amerika'ya gidecek ve sonra da dünyayı dolaşacak, belki de, başka bir zavallı çulsuzun kendi medya imparatorluğunu kurmasına ilham verecek.
It's souped-up tango, is that. Teach any bugger in a week.
Tangonun biraz değiştirilmişi işte.
By closing time, every bugger in Sheffield will know it's us whether we do it or not.
Mekan kapandığında Sheffield'daki herkes zaten bilecek.
We owe that much to the poor bugger who wrote it, don't we?
Bunu daha çok o oğlancı yazara borçluyuz, öyle değil mi?
It means she's a horny bugger Shut up
- Başına vurmuş tatlım.
I mean it was just a few screws, but then that Kenneth's a useless bugger.
Yani yalnızca birkaç vidaydı ama sonra Kenneth denen o adamın elinden hiçbir iş gelmediğini düşündüm.
Some bugger up in the mountains must have siphoned it off.
Kampta biri boşaltmış olmalı.
It doesn't bloody work. Do it or bugger off.
Lanet şey çalışmıyor.
It's a big old bugger of a boat.
Kocaman bir teknedir.
Come on, you damn bugger.
Hadi, Seni lanet it herif!
That little bugger of my godchild will make it.
Küçük çocuğum başaracak!
It's bugger-cold out there.
Dışarısı buz gibi.
Well, there it is, you little bugger, there it is.
İşte buradasın, seni küçük s * kişgen, işte buradasın.
Great. If I could just find the little bugger, should be able to suck it out.
Eğer hava kabarcığını bulabilirsem, onu emerek çıkarabilirim.
He tried it on with me, the bugger.
Aslında pazarlık yapmaya kalktı.
- l struck the bugger like it was going out of style.
Evet, hızlı bir yumruk attım.
Big bugger, ain't it?
Büyük bela değil mi?
It's a nasty bugger.
Berbat bir iş.
Yeah This test Friday, it's going to be a bugger, isn't it?
Evet. Bu cumaki sınav kazık olacak, değil mi?
It's all some bugger's land. We've got mouths to feed.
Her taraf bazı alçakların malı.
How can you expect, or even want... a single poor bugger to put up with it without being drunk?
Yalnız ve zavallı bir serkeşten böyle bir şeye sarhoş olmadan katlanmasını nasıl olur da beklersin hatta istersin bile?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]